Antalya’da Muratpaşa Camii’nde bir araya gelen sağlık çalışanları Siyonist İsrail’in Gazze’deki katliamlarını protesto etmek için Kapalıyol havuz başına kadar yürüyüş gerçekleştirdiler.
Topluluk adına Basın açıklaması okuyan Uzm. Dr. Harun Çolak’ın okuduğu basın açıklaması öncesi “DİRENİŞ VAR YILGINLIK YOK!” sloganı atarak basın açıklamasına geçildi.
Topluluk adına zm. Dr. Harun Çolak’ın okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
Allah’ın selamı, tüm imkânsızlıklara, zulme ve tarihin en vahşi soykırımına rağmen Kudüs’ü terk etmeyen Filistinli kardeşlerimizin üzerine olsun.
Allah’ın selamı, 1922’den bu yana, daha önce dinlerin bir arada barış içinde yaşadığı kutsal toprakları işgal etmeye çalışan siyonistlere rağmen Mescid-i Aksa’dan vazgeçmeyen Filistinliler kardeşlerimizin üzerine olsun.
Allah’ın selamı, 1922’den beri siyonist işgale karşı direnen ve siyonistlerin 200 yıldır süren "devletçilik oyununu" boşa çıkaran Muhammed İzzüddîn b. Abdilkādir el-Kassâm’a ve onun mirasını yaşatan Kassam Tugayları’nın üzerine olsun.
Bugün burada, sağlık çalışanları olarak 77. haftasını düzenlediğimiz sessiz yürüyüşte, her türlü zulme karşı olduğumuzu ve özellikle çocuklara yönelik bu vahşi savaş devam ederken hayatın olağan akışında devam etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulamak için toplandık.
7 Ekim’den bu yana 574 gün geçti. Zulüm, durmaksızın artarak sürüyor. İşgalci siyonist rejim, Filistinli bebeklerin ve çocukların üzerine, uluslararası yasaklara rağmen tonlarca ağırlıktaki bombaları yağdırıyor. Keskin nişancılar çocukları doğrudan hedef alıyor. Filistinliler sadece bombalarla değil, açlıkla da şehit ediliyor. Bebekler yeterince beslenemiyor. Düşünün; 12 aylık bebeğiniz kucağınızda ve bir anda nefes almadığını fark ediyorsunuz. Çünkü İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye bir koli bile yardım girişine izin vermedi. Gıda ve ilaç sıkıntısı her geçen gün derinleşiyor. Birleşmiş Milletler, 7 Ekim sonrası süren bu ablukanın önceki dönemlerden daha ağır olduğunu belirtiyor. Bu süreçte, 53’ten fazla çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti.
Peki biz ne yapabiliriz? Kalbimizle buğz etmekle mi yetineceğiz?
Hayır! Siyonistlerin can damarını oluşturan markaların ürünlerini almayarak onlara destek vermekten vazgeçebiliriz. "Ne işe yarayacak?" demeyin. Onlara sağlayacağınız en küçük zarar bile, onlara kazandıracağınız faydadan daha iyidir.
İlaç sanayisinde boykotu unutmayın!
Tedavisi yerli ilaçlarla mümkün olan hastalıklarda yerli firmaları tercih edin. Endüstriyel her üründe, ayakkabı bağcığına kadar siyonizme tek kuruş vermemekte kararlı olun. Boykottaki en küçük gevşemeyi dahi kendinize yakıştırmayın.
Birlikten kuvvet doğar. Birlikte boykot edin!
Zulme karşı durmaktan, boykot etmekten asla korkmayın kardeşlerim. Hatırlayın; ateş, Hz. İbrahim için nasıl cennet bahçesine dönüştüyse, bizler de dünyevi hevesleri bırakıp ahireti tercih etmeliyiz. Hiç olmazsa gündemde tutarak ateşe su taşıyan karınca olalım. Zaten ateşi cennete çevirecek olan yalnızca Allah’tır. Yeter ki siz konuşmaya devam edin, tarafınızı belli edin!
İçimizdeki putları devirelim, ya İbrahim!
Gazze’yi görmezden gelmemize neden olan, dünyalık hevesler uğruna etrafımızda yer etmiş, ilk kıblemizi yakmak isteyen siyonistlerin mallarını alan zihniyetimizi değiştirelim. Kalplerimizdeki ve zihinlerimizdeki putları devirelim!
Duayla bitirelim:
“Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz. Allah’ım! Başımıza gelen musibetin mükâfatını yalnız Senden bekliyoruz. Bize ecir ihsan et ve onu bizim için daha hayırlısıyla değiştir.”
Allah’ım! Bize bol sabır ver ve Müslüman olarak can vermeyi nasip et.
Ya Rab! Filistin’i Filistinlilere cennet bahçesi eyle. Ordularını meleklerle destekle. Zalimlerin tuzaklarını boz ve onları tez zamanda mağlup eyle.
Bugün buraya gelen ve gelemese de Filistin için uğraşan herkese sabır, dirayet ve kararlılık nasip et.
Müslümanlara güç ver ve bu gücü hayırda kullanabilecek akıl ve basiret nasip eyle. Âmin.