Sadece Bir Fotoğraf Değil, Ahlak Yoksunluğunun Belgesi!

RIDVAN KAYA

Bütün milliyetçiliklerde görüldüğü üzere Kürt milliyetçiliğinin de neredeyse hiçbir ilkesi, adalet kaygısı bulunmuyor. Çıkarına uygun bulduğunda şeytanla bile ittifaka can atıyor, her şeye evet diyebiliyor. Kullanışlı bir malzeme olarak gördüğünde her şeyi sonuna kadar istismara yeltenebiliyor. Afrin olayı üzerine dolaşıma sokulan şu yaralı çocuk resmi, aslında hiç de yeni olmayan bu halin taze bir göstergesi oldu.

PKK yayın organları, sempatizanları, hatta onu da aşan bir şekilde dindar geçinenler de dahil olmak üzere Kürt milliyetçiliğine düçar olmuş çevreler Türkiye ordusunun başlattığı askeri harekatı protesto etme, lanetleme sadedinde bu resmi, barbarlığın delili olarak sosyal medya üzerinden dünyaya sundular. Yüzü gözü kanlar içinde bir çocuk fotoğrafıyla Afrin’deki Kürt halkının uğradığı zulme herkesin dikkatini çekmeye çalıştılar.

Ne var ki, söz konusu resmin Afrin ile bir alakasının bulunmayıp, rejim güçlerinin 2016’da İdlib’e yönelik bir bombardımanda vurduğu Suriyeli mazlumlara ait olduğu tez zamanda anlaşıldı.

Şüphesiz resmi paylaşanların bu gerçeğin kısa süre içinde anlaşılacağını tahmin etmemiş olmaları mümkün değildi. Ama olsun, propaganda propagandaydı! Anlık da olsa amaca hizmet ediyorsa makbuldü! Hem zaten karşı taraf da yalan söylemiyor muydu, varsın biraz da onlar söylesindi!

Bu yaklaşım tarzı son günlerde sıkça duymaya başladığımız “mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır” sözünü akla getirmiyor mu? Nitekim her türlü kirliliğin, hukuksuzluğun, ilkesizliğin örtüsüne dönüştürülmüş bu ifadenin son dönemde siyasetçilerden sokaktaki vatandaşa kadar hemen her düzeyde gördüğü sıcak ilgi ve sempati gayet dikkat çekici! Bu yüzden de aynı mantıkla birilerinin kutsal saydıkları ‘vatan’ için, ‘vatanın selameti’ için sahte delil üretmelerine belki de hiç şaşırmamak gerekir!     

Hakikaten de milliyetçiliğin yalandan uzak olmak gibi bir derdinin olmadığını bilenler açısından bu durum hiç garip sayılmaz, bilakis gayet sıradan bir şey! 

Mamafih dikkat çekmek istediğimiz şey milliyetçilik efsunuyla yoğrulmuş kafaların ve kalplerin yalana başvurma, yalandan medet umma hususunda sergiledikleri rahatlık, pervasızlık değil sadece! Konunun daha çarpıcı, sarsıcı bir yönü var.

Bu resmi bugün Afrin’de zulme uğradıkları iddiasıyla kullanmaya kalkanlar, ne yazık ki bu resmin yansıttığı asıl hadiselere, resimdeki görüntünün gerçek manada yaşanmasına sebep olan katliamlara, insanlık suçlarına, zulümlere hiçbir zaman ‘hayır‘ demediler! İdlib’te o resme yol açan Esed zulmüne asla karşı çıkmadılar, bilakis onunla ve ortaklarıyla ittifak içinde hareket ettiler. Ve onlardan aldıkları icazetle de tahakkümlerini pekiştirdiler.

PKK/PYD’nin rejimle, ABD ve Rusya ile kurduğu kirli ittifakı Kürt milliyetçiliğinin büyük başarısı olarak gören, sunan bu kafa yapısı bugüne kadar Suriye halkının İslami direnişinin bastırılmasına yönelik her türlü katliamı alkışladı, istikrarlı bir biçimde hep zalimlerin yanında saf tuttu.

Ve şimdi de kalkıp o zulümlerden yansıyan bir kareyi kendi propagandası için tahrif etmeye, istismar etmeye yelteniyor. Yetmiyor, tüm vicdan sahiplerini bu zulme karşı harekete geçmeye çağırıyor. İnsanlıktan, hukuktan, adaletten söz ederken dahi ne derin bir zulüm çukurunda debelendiğini ise görmüyor!

Şunu söyleyerek bitirelim: Eğer bu resim zulmü yansıtıyorsa ve bu zulme sessiz kalanlar insanlık suçu işlemiş sayılıyorlarsa; öncelikle bizzat siz bu zulme sessiz kalarak insanlık suçu işlemiş bulunuyorsunuz! Dolayısıyla başkalarına hesap sormadan evvel hesap vermelisiniz!