Rusya'nın Ukrayna'daki zulmü bugünle sınırlı değil: Holodomor

ABDURRAHMAN GÜNER

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bütün dünyanın gündemindeyken vicdanını yutkunan bazı “uzmanlar” ise olayı komplo teorileri ve akıl dışı izahlarla açıklamaya çalışıyor. Rusya’nın işgal girişimi dahi “Amerikan oyunu” şeklinde lanse edilirken Putin işin içinden sıyrılıveriyor böylece.

Bu saçma sapan iddialara karşı çıkanlar ise "NATO’cu" olmakla yaftalanıyor. Rabbimizin Kitab-ı Kerim’de çizdiği ölçü adaleti hepimiz için değişmez bir gereklilik olarak vurgular. Kendi aleyhine bile olsa adaleti istemekten geri duramazsın zira. (Nisa / 135)

Bu bağlamda mantıklı düşünmenin en temel gereği olan “olay merkezli” düşünme hasleti ötelendiği vakit adaletsizlik kendiliğinden ortaya çıkıyor. Olay merkezli düşünmek Kitab-ı Kerim’de de öngörülmektedir. Misal olarak ehl-i kitaptan bazıları kınanırken bazıları da övülür. Bu demek ki vakıadan vakıaya fark gözetilmektedir. Rusya’nın işlediği cürümleri dile getirmeyi NATO’yu savunmakla eş değer görmek “sakız çiğnerken merdiven çıkamayan” aklı evvellerin düşünme mantığını gözler önüne seriyor özetle!

O halde NATO’nun yıllarca Afganistan’da işlediği cürümleri eleştirince de "Avrasyacı" mı olmuş oluyoruz? İşin komik tarafı bu tipler Afganistan’da ABD öncülüğünde işlenen insanlık suçlarına da gözlerini kapatmışlardır. Afganistan’da yaşananların suçu da Taliban’ın üzerine yıkılır! Bunlara ne desek boş yani! Allah akıl fikir versin!

Ukrayna’da yaşanan zulüm yukarıdaki hatalı okuma biçimleri sebebiyle gerçek bir sinir harbine dönüştü. Halbuki Ukrayna’da yaşanan katliamlar ilk değil! Kısa bir tarih araştırması ile Rusların geçmişte bölgede işledikleri cürümler gözler önüne seriliyor. Bu açıdan bakıldığında Putin’in tarihe atıfla hak iddia ettiği Ukrayna’nın zulümlerle dolu geçmişi aydınlanıyor ve karşımıza “Holodomor” kavramı çıkıyor.

“Holodomor” yani Büyük Kıtlık, Stalin yönetiminin devletleştirme politikalarının bir sonucu olarak SSCB diktası altında yaşayan halklara uyguladığı yıldırma politikalarının genel adıdır. Ukraynalılar da bu topluluklardan olduğu için Ukrayna ve Rusya’da farklı kaynaklarda 5 ila 10 milyon arası insanın öldüğü zikredilmektedir.

Ukrayna tarım araziler açısından oldukça verimli topraklara sahiptir. Ukrayna’daki tarım arazileri tarih boyunca hem Ukraynalıların hem de başka halkların tarımsal gıda ihtiyaçlarının karşılanması için büyük önem arz etti.

Bu durumu gören Stalin despotizmi başta Ukrayna olmak üzere Rusya ve SSCB diktası altındaki tüm ülkelerde büyük bir devletleştirme organizasyonuna girişti. Köylülerin toprakları elinden alındı ve kolhoz (kolektif çiftlikler) ve sovhozlarda (devlet eliyle işletilen çiftlik) işçi olarak çalışmaya başlatıldılar. Herkes kendi toprağında devletin işçisi haline getirildi özetle.

Bu politikanın zaten oldukça verimli olan tarım üretimini zirve yaptıracağına inanan SSCB diktasının planı sonucunda tahmini rakamlara göre sadece Ukrayna’da 5 milyon insan öldü. Bu ölümler kuraklık veya savaş sebebiyle değil SSCB’nin tarım politikalarının bir sonucu olarak yaşanan “suni kıtlık” yüzünden yaşandı.

SSCB’nin akıl ve insanlık dışı devletleştirme politikasıyla köylüler silah zoruyla çalıştırıldı ve zaman içinde yoksullaştılar. Bunun yanında kendilerine ait tarım arazilerine zorla el konulmasına itiraz eden köylüleri “terbiye etmek” isteyen Stalin rejimi açlığı bir yıldırma politikası olarak Ukrayna halkına uyguladı!

Netice olarak bir deri bir kemik kalmış kadın, çocuk ve erkeklerden oluşan milyonlarca insanın yaşadığı zulüm bugün hala Ukrayna halkının hafızasında. "Toplumların SSCB'den ayrılmasına izin vermek en büyük hataydı" diyen Putin’in “tebaa” olarak gördüğü Ukraynalılara geçmişte Rusların yaşattıkları zorbalık bugün tekrarlanıyor. Artık modern zulüm makineleri devrede.

Suriye’yi de talan eden ve binlerce insanı katleden Rusya’nın tarih boyunca işlediği cinayetler unutularak Ukrayna meselesi anlaşılamaz! Ukrayna halkının gösterdiği direniş de bu bağlamda anlam kazanmakta ve İslami, insani hassasiyet sahibi olanların durması gerektiği yer daha rahat izaha kavuşmaktadır. Şüphesiz insani hasletlere sahip olmayanlar pek fazla umursamayacaklardır bu sözlerimizi!

Ukrayna'daki "Holodomor Anıtı" oldukça sembolik bir anlama sahip...