Oryantalizm ve Siyonizm’in karmaşık ilişkisi

"Peki, Yahudi oryantalistlerin tamamının Siyonist olduğu söylenebilir mi? Oryantalistler okunurken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta her ne kadar tek bir isim altında toplansalar da yeknesak bir grup olduğunu söylemenin mümkün olmadığıdır"

Fatma Kızıl/Sabite

Oryantalizm ve Siyonizm’in karmaşık ilişkisi


Bir Müslümanın “oryantalizm” kelimesini duyduğunda aklına kaçınılmaz olarak sömürgecilik, ırkçılık, Avrupa-merkezci bakış açısı, misyonerlik gibi kavramlar da gelir. Bu nedenle, akademik bir saha olarak yazmaların muhafazası, kataloglanması, edisyon kritiği ve çevrilmesinden arkeolojik keşiflere kadar çok sayıda katkısına rağmen İslam dünyasında oryantalizm hemen her zaman menfi bir çağrışıma sahiptir. Akademik oryantalizmin 18. yüzyılın sonlarından itibaren İslam araştırmalarında ön plana çıkan isimlerinin önemli bir kısmının Yahudi olması ise, söz konusu menfi çağrışımlara kaçınılmaz olarak Siyonizm’i de dâhil etmiştir. Bu nedenle, Müslümanlar oryantalistleri tenkit ederken Yahudi olmalarına veya Siyonizm’le ilişkilerine ısrarla dikkat çekme eğilimi gösterirler. Bu noktada, Fransız ateist oryantalist Maxime Rodinson’un(ö. 2004) kripto-siyonist olarak tenkit edilmesi bir örnek olarak verilebilir(3). Hâlbuki Rodinson, Yahudi asıllı olmasına ve ailesi toplama kampında öldürülmesine rağmen Filistinlilerin devlet kurma hakkını savunmuş bir isimdir(4).

Öte taraftan Müslümanların “Yahudi oryantalist” terkibini doğrudan Siyonizm’le ilişkilendirmelerini temelsiz bir paranoya gibi değerlendirmek haksızlık olur. Zira hem açıkça Siyonist olduğunu dile getirilen oryantalistler vardır hem de 18. yüzyılın sonlarında itibaren oryantalizmin sömürgecilikle irtibatı kaçınılmaz olarak onu Siyonizm’le de ilişkilendirmektedir. Bilindiği üzere sömürgecilik Edward Said’in (ö. 2003) ifade ettiği gibi öncelikle bir İngiliz ve Fransız girişimidir(5) ve Filistin topraklarının işgalini başlatan süreç de bu aktörlerden İngilizlerin 1917BalfourDeklerasyonu ile başlar. Siyonizm 1896’da Theodor Herzl’in yayınladığı The Jewish State isimli kitapla hız kazanmıştır ve dinî bir topluluktan ortak tarih ve kültüre sahip bir ulusa dönüşme amacını taşır. Aslında milliyetçilik aynı dönemde Balkanlar ve Orta Doğu’da da yaygınsa da Yahudilerin durumundaki en büyük farklılık, kendi ulus devletlerini kurmak istedikleri Filistin’de küçük bir azınlık teşkil etmeleridir. Yine de İngilizler, bölgedeki nüfuzlarını artırmayı ve Yahudileri savaş politikalarında bir araç olarak kullanmayı hedefleyerek Balfour Deklarasyonu ile Filistin’de Yahudilerin bir araya gelmesini desteklemişlerdir. İngiliz yönetimi altında Yahudi nüfusu hızla artmış; göç ve arazi alımları teşvik edilmiştir. Neticede 1939’a gelindiğinde, Filistin’deki Yahudilerin sayısı yarım milyona ulaşmıştır(6). Bu aşamadan sonra yaşananlar ise Filistin’in Siyonistler tarafından adım adım sömürgeleştirilmesidir. Kısacası, Siyonizm son kertede sömürgeci bir ideolojidir.

Peki, Yahudi oryantalistlerin tamamının Siyonist olduğu söylenebilir mi? Oryantalistler okunurken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta her ne kadar tek bir isim altında toplansalar da bu araştırmacıların yeknesak bir grup olduğunu söylemenin mümkün olmadığıdır. Aynı dönemde yaşayan oryantalistler arasındaki yaklaşım farklılıkları, birbirinden ayrı dönemlerde yaşayanlar mukayese edildiğinde daha da artacaktır. Zira Batı’daki İslam araştırmalarının hacmi, temel yaklaşımlar, çalışma konuları açısından İsrail’in Filistin topraklarını işgali, İran İslam Devrimi, 11 Eylül hâdisesi birer dönüm noktası olmuş ve önemli değişikliklere kapı aralamıştır. Kısacası, sıralanan olaylara şahit olmuş, farklı zamanlarda yaşamış oryantalistlerin -Hıristiyan, Yahudi veya ateist fark etmez- aynı yaklaşım ve eğilimlere sahip olması beklenemez. Nitekim Yahudilerin bir araya geldiği bir vatan fikrine de tüm oryantalistler aynı duygularla yaklaşmamıştır. Meselâ Batı’da akademik İslam ve hadis çalışmaları denilince haklı olarak akla gelen ilk isimlerden Ignaz Goldziher’in (ö. 1921) Siyonizm’e mesafeli olduğu bilinmektedir. Hatta “Siyonizmin asla bir parçası olamam” ifadesi de kendisine aittir(7).

Aslında bir Macar Yahudisi olan Goldziher’in söz konusu tavrında kendi döneminde Macar Yahudi cemaatinin önemli bir kısmının Siyonizm karşıtı olmasının da etkisi bulunmaktadır. Zira Lawrence Conrad’ın işaret ettiği gibi o dönemde Macar milliyetçiliği ve Siyonizm arasında bir gerilim söz konusudur. Goldziher’in kendisinden etkilendiği Abraham Geiger’ın (ö. 1874) da Siyonizm’in milliyetçi ve siyasi hedeflerine karşı çıktığı bilinmektedir(8). Bununla birlikte Macar Yahudileri arasında Osmanlı İstanbul’unda casusluk yaptığı iddia edilen ve Siyonizm’in kurucusu Otto Herzl’in (ö. 1904) hatıralarında “Vámbéry amca”şeklinde bahsettiği Arminius Vámbéry (ö. 1913) gibi Siyonizm’in destekçileri de bulunmaktadır(9). Ayrıca Otto Herzl de bir Macar Yahudisidir.

Macaristan dışındaki Yahudilere baktığımızda aralarında açıkça Siyonist olduğunu dile getirenler kadar Siyonist olmayanların da bulunduğu görülmektedir. Mesela İslam tarihi ve hukuku alanında çalışmalarıyla tanınan Shelomo Dov Goitein (ö. 1985)bir örnek olarak ele alınabilir. Goitein, İsrail’i “düşmanlık besleyen Doğu dünyasının ortasında Batı’nın öncü kuvveti” şeklinde nitelemiştir(10). Bu noktada Israel Oriental Society’nin kurucusu olan Goitein’nın American Oriental Society’ye de başkanlık etmesi mânidardır(11). Fakat işaret edilmesi gereken önemli bir mesele de bir oryantalistin Siyonist olmasının İslam kaynaklarına yaklaşımını doğrudan şüpheci hâle getirmesinin gerekmediğidir. Goitein bu açıdan da önemi bir örnek sayılabilir. Zira meselâ Goldziher’in hadis tenkitlerine zaman zaman itiraz ettiği görülmektedir ya da İslam hukukunun başlangıcı için Joseph Schacht’ınki (ö. 1969) gibi geç bir tarih vermez(12). Ira M. Lapidus tarafından “20. yüzyılın en büyük Orta Doğu tarihçisi” olarak nitelenen Fransız oryantalist Claude Cahen ise (ö. 1991) Yahudi bir ailenin çocuğu olmasına rağmen Siyonizm karşıtıdır(13). Cahen gibi Yahudi bir aileden gelen Rodinson’un da Siyonist olmadığı yukarıda ifade edilmişti. Bilakis Rodinson, Siyonizm’i kolonyalist bir proje olarak görür ve Filistinlilerin hakkını ihlal ettiğini belirtir(14).

Yakın dönemde, Siyonizm bağlamında ele alınması gereken bir isim tarihçi Bernard Lewis’tir (ö. 2018). Edward Said (ö. 2003) Lewis’in mesele Siyonizm ve İsrail olduğunda objektif tarihçiliği nasıl bir tarafa bıraktığını, Orientalism kitabına yazdığı 1995 tarihli sonsözde dile getirir. Said bu yazısında, Lewis’i Siyonist istila ve sömürü düzenin varlığını görmezden gelmekle tenkit eder. Onun İsrail’i Ortadoğu’daki tek demokrasi olarak nitelerken Batı Şeria’daki gayr-ı meşru Yahudi yerleşimlerinden, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerinden söz etmediğini belirtir. Hâlbuki tarihçinin nesnel olması gerektiğini salık verip âdeta bu konuda vaaz eden ve Müslümanların nesnel olamayacaklarını ima eden de bizzat Lewis’tir(15).

Tam daI. Körfez Savaşı döneminde “Roots of Muslim Rage” başlıklı bir yazı kaleme alan Bernard Lewis’in aksine bugün Filistinlilerin maruz kaldığı soykırıma tepki gösteren Batılıların arasında oryantalistler de yer almaktadır. Sosyal medya hesaplarından tepkilerini dile getiren kişilerin yanı sıra bu konuda yazı kaleme alanlar da bulunmaktadır. Meselâ daha önce Tel Aviv Üniversitesi’nde de görev yapan ve İslam hukuku alanında çalışmaları bulunan Lena Salaymeh bu isimlerdendir. Uluslararası hukukun Filistinliler söz konusu olduğunda uygulanmadığına dikkat çeken Salaymeh bunu “epistemik neo-kolonyalizm” olarak adlandırır. İsrail’in işlediği suçların cezasız bırakıldığını, sömürgeci işgale direnişin terör şeklinde nitelendiğini belirtir. Bu yazıyı Salaymeh’in sağduyunun belli bir din ve millete mensubiyete bağlı olmadığını gösteren şu ifadeleri ile bitirelim:

Çağdaş uluslararası hukukun sömürgecilikten arındırılmasının anahtarı, Filistin ve Lübnan'da bu vahşi ve sadist katliamlara maruz kalan çocukların elindedir. Sivil katliamlarının faillerini cezalandırmak tek başına onları teskin etmeyecektir. Onların tanıklığı, gelecekte tanık olacağımız şeyi açıkça gösteriyor: Uzaktan bizi travmatize eden dehşetlere yakından tanık olan Filistinli ve Lübnanlı çocuklar adalet arayacaklar. Pervasız ve korkunç katliamlarla körüklenen bu çocukların Siyonist yerleşimciliğe ve neo-kolonyalizme karşı muhalefetlerinin şiddetini hayal bile edemeyiz. Bu çocuklar unutmayacak ve tüm sömürgeleştirilmiş halkların talep ettiği şeyi talep edecekler: özgürlük, geri dönüş ve toprak. Bizler sadece katliamlara değil, aynı zamanda çağdaş uluslararası hukuk sisteminin temelini oluşturan neo-kolonyal epistemolojinin potansiyel bir dekolonizasyonuna da tanıklık ediyoruz(16).
 

(1) https://www.huffpost.com/entry/new-light-on-the-history_b_7864930 (Erişim: 13.01.2024).
(2) Fatma Kızıl, “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar”, Hadis ve Siyer Araştırmaları,5/1 (2019): 165.
(3) MaximeRodinson, “A Critical Survey of Modern Studies on Muhammad”, Studies in Islam, ed. Merlin L. Swartz (New York-Oxford: Oxford UniversityPress, 1981), 77, dn. 142.
(4) https://islamansiklopedisi.org.tr/rodinson-maxime (Erişim: 01.12.2024).

(5) Edward W. Said, Şarkiyatçılık: Batı’nın Şark Anlayışları, çev. Berna Ülgener (İstanbul: Metis Yayınları 2003), 13.
(6) Ira W. Lapidus, A History of IslamicSocieties (Cambridge: Cambridge UniversityPress, 2003), 577.
(7) TamásTurán, IgnazGoldziher as a JewishOrientalist (Berlin-Boston: Walter de Gruyter, 2023), 163.

(8) Lawrence I. Conrad, “TheDervish’sDisciple: On thePersonalityandIntellectualMilieu of the Young IgnazGoldziher”, Journal of theRoyalAsiaticSociety of Great Britain andIreland, 2 (1990): 262 vd.
(9) Kadri Mustafa Orağlı, “Vámbéry ve Siyonistler”, Abdülhamid Türkiyesi (İstanbul: Yeditepe Yayınevi: 2022), 244.
(10) Heschel, Susannah, “The Rise of ImperialismandtheGermanJewishEngagement in IslamicStudies”, Modern JewishScholarship on IslaminContext: Rationality, EuropeanBorders, andtheSearchforBelonging, ed. OttfriedFraisse, Berlin-Boston: Walter de Gruyter, 2018, 88
(11) https://islamansiklopedisi.org.tr/goitein-shelomo-dov (Erişim: 01.12.2024).
(12) Kızıl, “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları”, 86-87.
(13) Robert Irwin, Oryantalistler ve Düşmanları, çev. Bahar Tırnakcı (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2008), 256.
(14) Bu konudaki bir röportajı için bk. “MaximeRodinson on ZionismandthePalestine Problem Today”, Journal of PalestineStudies,4/3 (1975): 21-45

(15) Said, Şarkiyatçılık, 333.
(16) https://opiniojuris.org/2024/10/08/massacring-civilians-genocide-as-international-legal-conundrum/ (Erişim: 01.12.2024).

Kaynakça

Conrad, Lawrence I. “The Dervish’s Disciple: On the Personality and Intellectual Milieu of the Young Ignaz Goldziher”. Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland, 2 (1990): 225-266.

Heschel, Susannah. “The Rise of Imperialism and the German Jewish Engagement in Islamic Studies”. Modern Jewish Scholarship on Islam in Context: Rationality, European Borders, and the Search for Belonging, ed. Ottfried Fraisse, Berlin-Boston: Walter de Gruyter, 2018, 61-92.

Irwin, Robert. Oryantalistler ve Düşmanları. Çev. Bahar Tırnakcı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2008.

Kızıl, Fatma. “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar”. Hadis ve Siyer Araştırmaları, 5/1 (2019): 155-245.

Lapidus, Ira W. A History of Islamic Societies. Cambridge: Cambridge University Press, 2003.

Orağlı, Kadri Mustafa. “Vámbéry ve Siyonistler”. Abdülhamid Türkiyesi, İstanbul: Yeditepe Yayınevi: 2022.

Rodinson, Maxime. “A Critical Survey of Modern Studies on Muhammad”. Studies in Islam, ed. Merlin L. Swartz, New York-Oxford: Oxford University Press, 1981.

“Maxime Rodinson on Zionism and the Palestine Problem Today”. Journal of Palestine Studies, 4/3 (1975): 21-45.

Said, Edward W. Şarkiyatçılık: Batı’nın Şark Anlayışları. Çev. Berna Ülgener, İstanbul: Metis Yayınları 2003.

Turán, Tamás. Ignaz Goldziher as a Jewish Orientalist. Berlin-Boston: Walter de Gruyter, 2023.

https://islamansiklopedisi.org.tr/rodinson-maxime (Erişim: 01.12.2024).

https://www.huffpost.com/entry/new-light-on-the-history_b_7864930 (Erişim: 13.01.2024).

https://opiniojuris.org/2024/10/08/massacring-civilians-genocide-as-international-legal-conundrum/ (Erişim: 01.12.2024).

Yorum Analiz Haberleri

Merkeziyetçilik Türkiye’ye fayda getirdi mi?
Devrim sonrası bir yıl: Devrimin ilk yılında özgür Suriye'de neler yaşandı?
“İhvan bitmişse bu kadar tedbire ne gerek var?”
Kültür Bakanlığı’nın Kemalizm propagandasına soyunmasının ülkeye ne faydası var?
“Suriye’de bundan sonra ne yaşanırsa yaşansın, hiçbiri o koyu Baas karanlığı kadar kötü olamaz”