Nepal İzlenimleri Ve Müslümanların Durumu - 2

SERDAL BENLİ

Saat 07.30’da Katmandu’da, kaldığımız otelin kahvaltı salonuna iniyoruz. Kahvaltıda mango, elma, domates, karpuz ve kavunun yanında o yöreye ait meze çeşitleri, haşlanmış yumurta, poğaçalar; içecek olarak çay, sütlü kahve ve meyve suları bulunuyor. Bir kaç arkadaş sadece meyvelerden yiyor ve çay içiyoruz. Çay oldukça güzel, koordinatörümüz Münevver Hüseyin dünyanın en güzel çayının Nepal'de yetiştiğini söylüyor.

Tapınaklar ülkesi Nepal

Nepal'deki ikinci günümüzde İHH programımıza devam ediyoruz. Simra şehrine gitmek için saat 09.00’da kalkacak uçağımıza ulaşmak üzere otelden ayrılıyoruz. Yol boyunca kaldırımlarda ve köşe başlarında irili ufaklı tapınaklar görüyoruz. Bazı yerlerde ise, tamamen ahşaptan yapılmış 2-3 katlı tapınaklar var. Kaldırımlarda ve köşe başlarındaki tapınaklar, bizdeki küçük sokak çeşmelerine benzer biçimde ve içlerinde değişik hayvan heykelleri bulunuyor. Koordinatörümüz Münevver Hüseyin'in söylediğine göre, Hindu'lar her sabah bu tapınaklarda tazimde bulunarak işlerine gidiyorlarmış.

Bayağı eski olan 15-20 kişilik uçağımızla yolculuğumuz 30 dakika sürüyor. Tabii yolculuk esnasında Münevver kardeşimiz Nepal'in en çok uçak kazasının olduğu bir ülke olduğunu söyleyince ben biraz stres yapıyorum.

Yolculuğumuz boyunca Everest tepesini izleme imkanı da buluyoruz. Tepe karla kaplı ve zirvesi bulutların üzerine çıkmış. Uçaktan bakılınca üzerinden geçtiğimiz bölgeler oldukça yeşil ve dağlık görünüyor. Katmandu’dan Simra şehrine karayoluyla 5-6 saatte gidilebiliyormuş.

Simra Ve Birganj İzlenimleri

Simra şehri çok sıcak bir yer. Nepal tropikal iklime kuşağında ve şu anda yaz mevsimi yaşanıyor. Bazı şehirler arası dağlarla kesildiği için, iklim şartları da keskin değişiklikler gösterebiliyor. Bizi bekleyen araçlara binerek Simra şehrinden yaklaşık 2 saatlik mesafedeki Birganj şehrine yöneliyoruz. Birganj’da, İstanbul Güngören’li hayırseverlerin yaptırdığı İslam Kültür Merkezi inşaatı bulunuyor.

Tek şeritli yolda ilerlerken bir kaç defa kafa kafa geldiğimiz araçlar oluyor ve bu durum burada normal şeyler olarak algılanıyor. Şehirler arası bu tek şeritli yolda öküz arabaları, bisikletler, kamyonlar, motosikletler ve hatta yayalar beraber seyrediyor. Trafik tam bir keşmekeş içinde ve çok yoğun.

Birganj İslam Kültür Merkezi

Birganj şehrinde yoğun bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. İslam Kültür Merkezi inşaatında incelemelerde bulunduktan sonra, içlerinde İHH sponsorluğunda bulunan yetimlerinde bulunduğu ilköğretim öğrencilerine hediyeler dağıtıyoruz.

İslam kültür merkezinin inşaatı yaklaşık bir yıl sürecek, Maliyeti ise Türkiye şartlarına göre oldukça yüksek bir rakam tutuyor.  Sebebi ise, Nepal’de sanayileşme olmadığı için, demir ve çimento Hindistan'dan geliyor ve çok pahalıya mal oluyor.

Kültür merkezi 3 kat, toplam 11 odalı olarak projelendirilmiş olup, inşaat bittiğinde derslikler, kütüphane, yetimler bölümü, mescit ve misafirhane olarak işlev görecek. Aynı zamanda seminer ve konferansların yapılacağı bir merkez haline gelecek. Proje kapsamında yapılacak kütüphaneden 50 kişi yararlanacak, en az 80 kişi mescidi kullanma imkanı bulacak. Giriş katında 3 adet dükkan bulunacağı gibi, dükkanlar kiraya verilerek buradan gelen kazançta  merkezin giderleri için önemli bir kaynak olacak.

İnşa edilmekte olan merkezin misyonu çok önemli. Nepal’de Müslümanlar azınlıkta olduğu için, bu gibi mekanlar Müslümanlar açısından manevi anlamda nefes alma ve birbirleriyle kaynaşma yerleri konumunda. Nepal'de 2001 nüfus sayımına göre dinlere göre nüfus oranları Hindu ( % 80,6 ), Budist ( % 10,7 ), Müslüman (% 4.2 ), Kirant (%3.6 ), diğer ( % 0,9 ) olup, toplam nüfus 28 milyon.

Nepal’de Müslümanların Eğitim İmkanları

İslam kültür merkezi inşaatı yanında birde ilköğretim okulu var. Burası Müslüman okulu olduğu için normal derslerin yanında din dersleri de veriliyor. Nepal hükümeti bu okullara hiç bir yardımda bulunmuyor. Tamamen kendi yağlarıyla kavruluyorlar. Öğretmenlerin maaşlarını halk veriyor. Maaşları ayda yaklaşık 50 dolar. Çok zaman yetkililer maaşların ödenmesinde zorluk yaşadıklarını belirtiyorlar. Sınıflarda masa ve oturak olmadığı içinde öğrenciler yerde ders görüyorlar.

Birganj şehri başkent Katmandu'ya göre daha fakir bir bölge. Müslüman oranı ise Katmandu'ya göre epeyce fazla. Halkın tamamı çiftçilikle geçinmekte olup, ağırlıklı olarak keçi ve manda yetiştiriciliğine dayalı hayvancılıkta yapılıyor.

İlk yazıda belirttiğimiz üzere, Cemaati İslami Nepal'de etkin ve hakim durumda. Onların çabalarını gıpta ve takdir ediyoruz. Gezi boyunca uğradığımız her yerde bu cemaat, yokluk içerisinde tebliğ çalışması yapıyor.

Nepal’de Cuma Namazı

Birganj şehrindeki programımızı tamamlayınca, Bradnagar şehrine doğru karayoluyla yaklaşık 8 saat sürecek bir yola çıkıyoruz. Yol boyunca her taraf  yemyeşil, mango, ananas, bambu ağaçları mevcut. Ancak şu an meyve zamanı değil.

Cuma namazı için mola veriyoruz. Mescide gitmek için dar bir sokaktan geçerken tuğla yapımı sıra evler ve evlerin önündeki Hindu kız çocukları dikkatimizi çekiyor. Yokluk her yerde kendini gösteriyor. Genelde evler tek veya iki odalı. Kanepe, koltuk, gümüşlük, halı, baza, gibi bir dertleri yok. Genelde yer yataklarında yatıyorlar.

Yan yana iki tane mescit var. Biz ikincisine giriyoruz. Diğer mescitteki imam oldukça yüksek sesle vaaz veriyor. Hutbe okunup namaza duruyoruz. Namaz esnasında diğer mescitteki imam hala vaaz veriyor. Ses tonu o kadar yüksek ki, sanki birilerini lafla dövüyor diye düşünüyorum. Yabancı olduğum ve hutbeyi anlamadığım için üzerime almıyor ve gocunmuyorum. Biz namazı bitirdikten sonra diğer mescitteki cemaat namaza duruyor. Bu olumsuz durumun nedenlerine burada değinmeyi doğru bulmadığımdan geçiyorum. 

Namaz sonrası mescitteki Nepal’li Müslümanların ilgi odağı oluyoruz. Ayak üstü sohbetimizde Münevver kardeşin tercümanlığında Türkiye'den geldiğimizi söyleyerek hasbihal ediyoruz. Biz Nepal’i ve Nepal’li Müslümanları pek bilmediğimiz gibi, Nepal insanı da Türkiye'yi pek fazla bilmiyor. 

Nepal'de mescitlere girerken ayakkabılarınızı beton avlu önünde çıkartmak zorundasınız. Mescitlerin hiçbirinde kapı ve pencere camı olmadığı gibi, hutbe okutulan minberde yok. İmam mihrabı geniş olduğu için hutbeyi de mihrap önünde okuyor. Cemaat ezan okunduktan yarım saat sonra namaza duruyor.

Pepsi ve Coca Cola Bol Miktarda Tüketiliyor

Yol boyunca onlarca köprüden geçerek ilerliyoruz. Onlarca kuru nehir yatağı var. Muson yağmurları geldiğinde bu nehirler dolup taşıyormuş. Yerleşimler tamamen yol kenarına yapılanmış. Bambu ağaçlarından ve kabuğunda örgü şeklinde yapılmış evler görüyoruz. Tabii küçük tuğlalardan yapılmış evlerde var ama, bambu ağacından yapılmış evler daha fazla göze çarpıyor.

Yine bambu ağacından 4 ayak üzerine oturtulmuş yaklaşık 1 metre yükseklikte küçük bakkallar var. Bakkalların hemen hemen hepsinin önünde Cola ve Pepsi şişelerinin konduğu kasalar görüyoruz. Aynı zamanda bazı bakkalların reklam panolarıda Cola ve Pepsi reklamıyla dolu. Bu içecekler elektriğin sürekli olmaması dolayısıyla sıcak tüketiliyor. Bu bölgedeki sıcaklık ise tahminen 35 derece civarında.

Yol boyunca buğday tarlalarında orakla buğday biçen kadınlara, yol kenarlarında sap yığınlarına, keçi, inek ve mandalara rastlıyoruz.

Yolun dar oluşu, trafiğin keşmekeşliği ve yoğun olması bizi fazlasıyla yoruyor. Yemek için bambu ağaçları altında mola veriyoruz. Sırt çantamızda bulunan konservelerle karnımızı doyuruyoruz. Grubumuzdan ben dahil bir kaç arkadaş Nepal’in aşırı baharatlı yemeklerini yiyemediğimizden konserve yemek zorunda kalıyoruz.

Bakkalların dışında yol kenarlarına serilmiş örtü üzerinde sebze ve meyve satışı (elma, muz, domates, salatalık) yapan kadınlar var. Bu bölgede de kadınların daha fazla çalıştığını gözlemliyoruz. Nepal insanı genelde esmer tenli, zayıf ve kısa boylu.

Bradnagar Şehrinde Gece

Bradnagar şehri başkent Katmandu’ya göre daha fakir ve dağınık. Hava kararmış olmasına rağmen, elektriklerin kesik olmasından dolayı, şehri ancak araba farlarının ışıttığı kadarı ile görebiliyoruz. Bu şehirde de hava karardıktan sonra işyerlerinin tamamı kapalı. Şehirde yoğun bir toz ve bizi rahatsız eden ağır bir koku hakim.

Kalacağımız otelin lobisinde Münevver kardeşin giriş işlemlerini yapmasını beklerken, lobideki koku bizi oldukça rahatsız ediyor. Yanımızda getirdiğimiz konserve ve ekmeklerle otel bahçesinde karnımızı doyurduktan sonra odalarımıza çekiliyoruz.

Odamızın banyosunda fare pisliklerine rastlıyoruz. Beyaz renkli kertenkelelerde bize iyi geceler diliyor. Bütün bunlara rağmen oldukça yoğun geçen bir günün verdiği yorgunluğun etkisiyle derin bir uykuya dalıyoruz.

Devam edecek ...

Nepal İzlenimleri Ve Müslümanların Durumu - 1 İçin Tıklayınız.