Türkiye’de özellikle Kemalist süreçle birlikte Tunceli merkezli Alevi kesimlerinin İslam düşmanlığı traji-komik görüntüler ortaya çıkarıyor. 1970’lerden itibaren solun bu çevrelerdeki hakimiyeti ile bu görünüm daha da bir derinleşti. İçte dışta bütün hadiseleri gerçeklikten uzak, sadece İslam’a karşıtlık temelinde yorumlayan bu çevreler adeta İslam’a düşmanlık için yemin etmiş gibi her olayda militan gibi hareket ediyorlar. Ama akletmekten uzak bu güruh Hacı Bektaş’ta cami ve külliyesi etrafında etkinlik inşa ederken kendilerini Lenin ya da M.Kemal’in mezarında zannediyorlar herhalde.
Kaba pozitivizmin sadık takipçisi Türkiye solunun yayın organlarından Birgün Gazetesi’nde çıkan haberde yıllarca yaptıkları gibi sadece şifahi kültürün ürünü olan Aleviliğe methiye düzerken onu İslam karşıtı temelde tanımlama için ellerinden geleni yapıyorlar. Pozitivistlikleri gereği Aleviliğe daha fazla karşıt olması gereken Türkiye Solu, ondaki İslam’a karşıt kullanabileceği unsurları keşfettiğinden beri ‘Alevi Aydınlanması’ yaşıyor. Onlarca hurafe bu formun içerisinde Aydınlanmanın değer kategorileri içerisine yazdırılıyor. Kitab-ı Kerim’de müşriklerin akletmez tutarsızlıklarına verilen örneklerin yansımasıdır bu tablo. O Aydınlanma neticesinde Dersim katliamının doğrudan planlayıcısı, faili M.Kemal ve CHP’ye Alevilerin hayranlığı, aşkı muhabbeti “hu” demeden inşa edildi. -Ki Cumhuriyet’in çok partili yaşama geçiş sürecinde bu durum böyle değildi.
Ne Spartakis ilk Marksist ne de Pir Sultan Yoldaş idi Anakronikler
Bölgede terörün zayıflamasından sonra turizmin gelişmesiyle birlikte farklı bölgelerden insanların ziyaretinde artış söz konusu. Doğal olarak insanların ihtiyaçlarına göre bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Tunceli Valiliği de bu kapsamda Ovacık’ta Mescit inşa ediyor. Vay sen misin bunu yapan? Adlarını Parti-Cephe ya da İşçi-Köylü Ordusuna çevirmekten üşenen Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Türkiye Alevi Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu hemen açıklama yapıyor. “Ne yazık ki; son dönemde devlet eliyle inancımıza ve kutsallarımıza yönelik saldırılar peş peşe gelmektedir. Daha dün, Cemevlerimizden zorla ezan okutuldu, Hacıbektaş’ta korsan etkinliklerle inancımız kirletilmek istendi, Suriye’de Alevi soykırımı devam ediyor. Şimdi de Tunceli Valiliği tarafından Munzur gözelerine mescit açıldı. Bu yaklaşım açık bir şekilde Alevi inancını hedef almakta ve kutsallarımız gasp edilmektedir. Hiç kimsenin, hiçbir makamın, Alevilerin değerlerine el uzatma hakkı yoktur. “
Zannedersiniz Marks’a zorla namaz kıldırılıyor. Lenin elinden tutulup Kur’an Kursu’na verilmiş. Bu panik niye? Hani Alevilik yüksek hoşgörü anlayışı idi? Ne oldu Can’lar hoşgörünüze? İnsanlar gezmeye geldikleri Dersim ovalarında, dağlarında vakti geldiğinde iki rekât namaz kılacaklar. Bu panik niye? Sizinle ne ilgisi var? Alnında yıldızlı bere çıkıp Dersim dağlarında siz türkünüzü söyleyin Cemo yoldaşla, bırakın da müminler namazını kılsın. Bu yoldaş canların bildirisi her zamanki gibi bir taşla birçok kuşu vurarak hayvan katliamını hedeflemekte. Bir yandan Hacı Bektaş etkinlikleri üzerinden hükümet hedef alınıyor.
Yüzlerce Katliamı Örgütlemiş Mezhepçi Şebbihalar Bugün Soykırım Diyorlar!
Öte yandan Alevi katliamı söylemi üzerinden Suriyeli Müslümanlar hedef alınmakta. Utanmazlığın pişkinliğin bu kadarı ancak İslam düşmanlığının akıllarını ve gözlerini kör ettiği laik, sol, Alevici unsurlarda görülür. ‘Hacı’ Bektaş diyorlar tamamen dindışı bir tipoloji yansıtmaya çalışıyorlar. Suriye’de Esed zaliminin yanında militanca saf tutup yüzbinlerce masumu, sivil halk katlettiler. Son ana kadar Esed için savaştılar. Her anlamda zalim, işkenceci, tecavüzcü, katliamcı bir Esed militanlığına imza attılar. Devrimden sonra dahi rahat durmayıp İran’ın planlamasıyla karşı-devrim ayaklanmasında bulundular. Halkın karşı cevabını gördükleri zaman da Alevi katliamı diyorlar.
Kambersiz düğün mahallinde matem havası olur. Canlar açıklama yapacak da Hevaller duracak. Olur mu öyle şey? Önderliğin Kapitalist Olmayan Ekolojik Demokratik Modernite çözümlemesi zart zurtundan evvel Aleviliğin ‘Kürt yaratımındaki’ önemini keşfeden çözümlemesi vardır ey halk! Nitekim bu gerçeklik temelinde Parti Kongrelerinin bütün kurumlarında Alevi Heval Canlar yoğunluktadır. Türkiye toplumunu tanımayan biri dışarıdan baksa bu örgütlerdeki sayısal çoğunluğa zanneder ki Kürtlerin büyük çoğunluğu Alevi. Oysa alakası yok. Çok az bir kesimi hariç Kürtler, Şafii ve dindar. Ama bu hevallerin partisi Dem Şafi müntesiplerinin namaz kılması için mescid açılmasını istemez. Ya ne yapar? Aynı Kemalistler gibi, Marksist-Leninistler gibi mescid açılması karşı çıkar. Hemen bir açıklama da onlar yapar.
Mezhebi, meşrebi, etnik kökeni ne olursa olsun bu coğrafyada on yıllardır inşa edilen, örgütlü ve organize bir İslam Düşmanı siyasal-sosyal kültür hiçbir olayı sektirmeden tıynetine uygun olarak bütün ajitasyon-manipülasyon, propaganda aygıtlarını kullanarak arzı endam etmekte. Nitekim birkaç metre karelik küçük bir mescide duydukları tahammülsüzlük de bunun son göstergesi.