Meğer adam terör örgütü yönetmiş!

“Bu suikast timleri, büyükelçiyle ya da CIA istasyon şefiyle konuşmadan ülkelere gidiyorlardı. Listede isimleri bulunan insanları buluyor, infaz ediyor ve ayrılıyorlardı. Kongre'nin bunun üzerinde bir denetimi yok. Bu bir yönetim suikast timidir…”

Seymour Hersh, Mart ayındaki bir konuşmasında böyle diyordu. Ona göre suikast timi George Bush dönemi ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney tarafından yönetiliyordu. Bu timler, hiçbir yasal izin almadan ülkelere dağılıyor, ABD için tehlikeli görülen kişileri öldürüyor, cinayetler işliyor, suikastlere imza atıyordu.

Bu açıklamadan sonra,11 Eylül sonrası öldürülen siyasiler, din adamları, aydınlar, liderler geldi aklıma. Lübnan'dan Pakistan'a kadar uzanan bölgede yapılan “Büyük Ortadoğu Suikastleri” geldi. Sekiz yıl boyunca öldürülenlerin faillerinin neden hiç bulunamadığı geldi. Suikast yönteminin bir devlet politikasına dönüştüğü tek ülkenin İsrail olduğunu düşünürken, ABD yönetiminin neden hiç suikastlerden sorumlu tutulmadığı geldi. Listesini tuttuğumuz, her ayrıntısını kaydettiğimiz bu suikastler ABD'yi gösterirken neden bu tür iddiaların hiç önemsenmediği geldi.

Aynı dönemde, İsrail ve Irak merkezli olarak Türkiye'ye aktarılan silahların, patlayıcıların, suikast hazırlıklarının da izini sürdük ve ulaştıklarımızı burada paylaştık. Bize göre bunlar da büyük suikast operasyonunun Türkiye uzantılarıydı. Ama o zamanlar dikkat çekememiştik.

Konuyu neden bir kez daha gündeme aldık? Yeni bir gelişme olduğu için. Bu tür konuların ısrarlı takip gerektirdiğini bildiğimiz için ve ısrarla takip etmeye çalıştığımız için. Her ne kadar Bush yönetimi gitmiş olsa da, sekiz yıl boyunca kapkaranlık bir örtülü operasyonlar dönemi yaşandığı için. Belki inanan az olacak ama aynı senaryonun hâlâ uygulamada olduğunu düşündüğümüz için. Ve elbette konu ile ilgili yeni bir gelişme olduğu için. Şöyle:

The New York Times gazetesi, Cheney'in CIA'nın derin operasyonlarını Kongre'ye bildirmediğini yazdı ve büyük bir tartışma patladı. Cheney'in, CIA'in gizli terörle mücadele programını, verdiği bir talimatla 8 yıl boyunca Kongre'ye haber vermeden sürdürdüğü ortaya çıktı. Olayı, CIA'in yeni şefi Leon Panetta, Senato ve Meclis komitelerinde yaptığı bilgilendirme toplantılarında açıkladı. ABD Başkan Yardımcısı, hem dünyayı hem ABD'yi kandırmış. Devlet içinde devlet olarak dünyaya yön vermeye çalışmış. Gizli örgütler kurup terörist eylemler yapmış. Bütün bunları ABD'nin siyasi ve askeri gücünü kullanarak yapmış. Ve bu suçları, kendi devletinin gücünü kullanarak gizlemiş.

Henüz çok az şey ortaya çıkmış olsa da bir kapı aralanmış sayılır. Bu kapı açılabilirse, terörle mücadele adı altında, ABD'yi yönetenlerin, dünya genelindeki müttefiklerinin binlerce insana yaptıkları, kaybolan insanların akıbeti, gizli esir kampları, işkence gemileri, küresel düzeyde yürüttükleri insan avı ve elbette siyasi suikastleri bir bir ortaya çıkacak demektir.

Elbette bu örtülü operasyonun, bu kirli örgütlenmenin, cinayet şebekesinin Türkiye ayağına ilişkin dehşet verici, hepimizi şaşırtıcı bilgiler de ortaya çıkacak. Hesaplarına para aktarılanlar, gizli tutulan anlaşmalar, bu anlaşmaların altında imzası bulunanlar, İsrail-Kuzey Irak-Türkiye sevkıyatlarına refakat edenler, içerideki hazırlıklara ortaklık yapanlar da ortaya çıkacak. Dosyalar açıldıkça 21. yüzyılın kara tarihi önümüze serilecek.

Konuyla ilgili son yazımın başlığı “BOP suikastlerinin şifreleri çözülüyor!” şeklindeydi. Çünkü, Lübnan'dan Pakistan'a uzanan bölgede işlenen siyasi cinayetleri “BOP Suikastleri” olarak tanımlıyorum. O yazıda da vurguladığım gibi; her bir cinayetin arkasında bir şeyler aradım, bazen buldum bazen izlediğim yol bir yerlerde karanlığa büründü. Suikastleri ve para ilişkilerini siyasi gelişmelerden hatta çatışmalardan daha çok önemsedim. Çünkü gerçeğe ulaşmak için en kestirme yol buralardan geçiyordu. Bana göre de; “Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto ve Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri Cheney'yle bağlantılı ekip tarafından öldürüldü. Suikastlerin CIA içinde kurulan 'Özel Operasyon birimi' tarafından yürütüldüğü biliniyor artık.

14 Şubat 2005'te Beyrut'ta uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri ve Lübnanlı Hristiyan lider Elie Hobeika suikastlarına bizzat yetki veren isimler Bush'un danışmanlarından Karl Rove ve Eliot Abrams'tı. Suikastler Bush yönetimine bağlı bir birlik tarafından yapılıyordu. Bu birliktekiler Irak ve Afganistan'da da benzer suikastler yapıyordu. Özellikle Irak'ta mezhep çatışmasını başlatan suikastler! Cheney'nin suikast timi İsrail ile birlikte çalışıyordu. Kudüs'te de benzer bir tim vardı. Abrams'ın bir işaretiyle İsrailliler harekete geçiyordu.

Suikast timinin başındaki isim, General Stanley McChrystal, şu an Afganistan'daki ABD birliklerinin başında! Bir zamanlar, tanıdığımız, adını bildiğimiz bir çok isme suikast düzenleyen “Ortak Özel Operasyonlar Birliği'ni yönetiyordu. Bu birlik de şu an Pakistan'da! Marriott Hotel saldırılarını hatırlayalım. Pakistan'daki o büyük terör saldırılarını. Kimleri hedef almışlardı? İşte bu özel birlikleri… Çünkü onlar şu an aynı kirli savaşı Pakistan'da yapıyorlar. Hem de yeni ABD Başkanı Barack Obama döneminde! Sadece bu kadar mı? İsrail'in Lübnan'a saldırdığı o korkunç savaş sırasında, Türkiye'den özel birliklerin İsrail ve Lübnan'a gönderildiğine dair iddialar da sadece iddia olarak kaldı. Tabii şimdilik…

Daha hiçbir şey aydınlanmadı. 11 Eylül'den bu yana uygulanan kirli tezgahlarla ilgili hiçbir şey ortaya çıkmadı. O günden bu yana yapılan suikastlerin hiçbiri aydınlatılmadı. 11 Eylül'den birkaç gün önce gerçekleştirilen Ahmet Şah Mesud suikastinden Refik Hariri suikastine, Şeyh Ahmet Yasin suikastinin ortaklarından Benazir Butto suikastine kadar her suikast dosyası kapatıldı. Bali saldırılarından İspanya ve Londra saldırılarına kadar El Kaide saldırısı dosyalarının kapatıldığı gibi.

Bu yüzden, Cheney-suikastler bağlantısına ilişkin her şeyi önemsiyoruz. Dikkatle takip edeceğiz ve paylaşacağız. İnsanlık adına, o günden bu yana öldürülen yüz binlerce insan anısına bunu yapmaya devam edeceğiz…

YENİ ŞAFAK