Kral öldü yaşasın yeni Suudi Arabistan mı?

Ceren Kenar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika turu dönüşünde içlerinde bendenizin de olduğu gazetecilere verdiği mülakatta ima ettiği bir gelişme vardı: Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri düzelme seyrine girmiş durumda.

Malum Mısır'da yaşanan kanlı darbe sonrası Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri “limoni” seyretmişti. Suudi Arabistan'ın darbede önemli rol oynaması, daha sonrasında da Sisi'nin sponsorluğuna soyunması, darbeye karşı çıkan Türkiye tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti.

Fakat işler değişiyor. Neden?

1- Esad'ın gaddarlığı ve sponsorları Rusya ve İran'ın bölgedeki etkinliklerini ne pahasına olursa olsun kaybetmeme konusundaki iradesi Suriye'yi bir kan gölüne çevirdi. Amerikan yönetiminin beceriksiz yönetimi bu yıkımı arttırdı. Obama'nın Esad'ı IŞİD'e karşı ehven-i şer gördüğü sır değil. Suriye meselesinin çözümünü bir sonraki yönetime bırakmak niyetinde olduğu da... 2016'ya (bir sonraki Amerikan seçimlerinin tarihi) kadar ortada Suriye diye bir ülke kalır mı, hâlihazırda 200.000'i aşan ölü sayısı katlanır mı? Bu sorular mevcut Amerikan yönetiminin pek de umurunda değil gibi görünüyor.

Böylesi bir tabloda, IŞİD'in ancak ve ancak Suriye'de kapsamlı bir strateji ile temizlenebileceğini savunan ve Esad'ı bu kaosun faili olarak gören aktörler ise, Türkiye, Fransa, Suudi Arabistan ve Katar. Bu aktörler arasında Suriye konusunda koordinasyonun artmasına yönelik ihtiyacın ortaya çıkması bu anlamda sürpriz değil. Türkiye'nin, Suriye konusunda elini güçlendirecek bir manevra yapması akıllıca.

2- Suudi Arabistan'da yeni Kral Selman'ın göreve gelmesi ile eski Kral Abdullah'a yakın ekibin tasfiye edildiği açık. Bu değişim basit bir kadro değişimi mi, yoksa önemli bir siyasi değişimi simgeleyen bir “saray darbesi” mi?

İkinci ihtimalin yüksek olduğuna işaret ediyor uzmanlar.

Middle East Eye'ın yazı işleri müdürü David Hearst, Suudi Arabistan'da yaşananın bir saray darbesi olduğu kanısında. Kral Abdullah'ın istihbarat şefi Bender tasfiye edilen isimler arasında. İstihbarat ve güvenlik, Muhammed bin Nayef'e emanet. Peki yeni gelen iktidarla Suudi Arabistan'ın bölge ilişkileri nasıl gelişecek? Türkiye ve Katar'la ilişkilerin düzelmesi, Fetih ve Hamas arasında müzakereci rolüne geri dönülmesi ve Mısır'daki darbeci yönetime mesafe alınması ihtimal dahilinde.(*)

Türkiye'de Körfezi yakından izleyen, uzun yıllar Suudi Arabistan'da gazetecilik yapan İsmail Yaşa'ya bu değişimin nedenlerini ve sonuçlarını soruyorum. Yaşa, “Suudi Arabistan Mısır'ın Sisi ile gitmeyeceğini gördü, belki Müslüman Kardeşler'e açılamaz ama liberallere açılmak istiyor. Suudi halkının %80'i darbeye verilen destekten hoşnutsuzdu. Bunun ekonomik nedenleri de var, Suudi Arabistan'ın ciddi ekonomik sorunları varken, Mısır'da darbe yönetimine para akıtılması tepki çekiyor. Bu değişim Suudi halkında bir iyimserlik meydana getirdi. Üst kadrolar liberaller ve radikaller arasında bir denge kurularak yenileniyor” diyor.

Türkiye bu değişimi gördü. Erdoğan'ın Kral Abdullah'ın cenazesine gitmesi ve bir günlük yas ilan edilmesi, Suudi Arabistan'daki değişimi teşvik etmeyi amaçlıyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri aksından çıkıp Türkiye ve Katar'a yaklaşabilir. Türkiye bundan faydalanacaktır.” diye de ekliyor.

Yani Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri, Suudi Arabistan'daki bir siyaset değişimi ile yeni bir rota alıyor.

....

(*) http://www.huffingtonpost.com/david-hearst/salman-signals-all-change_b_6578960.html

TÜRKİYE GAZETESİ