Keskin sirke küpüne zarar

CHP ve MHP, hükümetin "Kürt açılımı" konusunda görüşme teklifini reddetti.

AK Parti'nin bu adımın "sevabını da günahını da" tek başına üstlenmesini bekliyorlar.

Her iki partinin Kürt sorununun çözümünde aktif rol alamayacakları, aslında son yerel ve genel seçim sonuçlarıyla ortada.

Her iki partinin de bu bölgelerde tabanı yok. Oyları da yok.

Dolayısıyla "Kürt açılımına" karşı çıkarak kaybedecekleri bir şey de yok.

Onlar açılıma karşı oluşması muhtemel tepki oylarına talipler.

Dolayısıyla AK Parti'ye de memnun olanların oyu kalacak.

Akan kanı durdurmak için her iki partinin sunduğu bir alternatif var mı? Yok.

Yaptıkları tek şey hükümetin çabalarını baltalamak...

Demek ki, mevcut durumdan mutlular.

MHP Başkan Yardımcısı Oktay Vural dün çok daha ileri giderek, Cumhurbaşkanı Gül'e "Bizans tekfuru" benzetmesinde bulundu.

BBP de bu ikilinin arkasına takılacağı izlenimi veriyor.

Oysa Muhsin Yazıcıoğlu, bu tür olaylarda daha özgün politikalar izlerdi.

BBP patlama yapmayı düşünüyorsa, "öfke" yerine "strateji" üretmeli.

Atalarımız boşuna "Keskin sirke, küpüne zarar" dememişler.

Gelinen noktada hükümetin geri adım atması büyük hata olur.

Ancak beklentileri bu derece yükseltmekten vazgeçilmeli.

Terör örgütünün tasfiyesi sağlanabilirse, bundan en olumlu etkilenecek parti AK Parti olacak.

Süreç başarısız olursa da, bundan en fazla yine AK Parti etkilenecek.

30 yıldır süren bir çatışmayı bitirmek, risk almadan mümkün olamaz...

AK Parti Doğu ve Güneydoğu illerinde DTP'den fazla oy aldı.

Hem bölgeye hem de ülkeye huzuru getirecekse, hükümet bu "acı ilacı" içmeli.

Bu yolda kaybeden asla kendileri olmayacak.

***

Ya İrlanda ya Sri Lanka olacak

Hükümet yeni döneme ilişkin çifte hazırlık yapmalı.

Birincisi, "Kürt açılımı" olarak da adlandırılan demokratik açılımlar.

İkincisi de PKK'nın sürecin ön şartı olan "silah bırakma" eylemini gerçekleştirmemesi halinde alınacak "askeri açılımlar" olmalı.

Terör örgütünün geçmişte benzer süreçleri yeniden toparlanmak için kullandığı biliniyor.

Bu kez de aynı oyunun oynanmasına izin verilmemeli.

"Devlet Baba" şefkatini istismar etmeye kalkarsa, teröriste son darbeyi vurmalı.

Dolayısıyla paralel şekilde "kapsamlı askeri operasyon" hazırlığı da yapılmalı.

Şayet İrlanda'da, Endonezya'da, Sudan'da olduğu gibi barış yoluyla terör bitirilemiyorsa, Sri Lanka'da Tamil gerillalarına yapıldığı gibi askeri operasyonlarla kökü kazınmalı.

Her iki halde de terör örgütü ortadan kaldırılmış ve bölgede demokratik açılımlar ve ekonomik atılımlara uygun şartlar oluşturulmuş olur.

Kısacası bu işin sonu ya İrlanda ya Sri Lanka gibi olur...

BUGÜN