Sadece Cumartesi gününe aid birkaç haberin başlığı..
Suriye yine kan gölü.. Sadece Şam’ın yakın semtlerinden ve aylardır Beşşar Esed ve Rusya tarafından abluka altında tutulan Doğu Guta’daki sivil halk, onbinler halinde bir taraftan açlık ve ölümle karşı karşıya tutuluyor ve diğer taraftan da ağır bombardıman altında.. Son bir haftada hayatını kaybeden sivil insanların sayısı yüzlerle ifade ediliyor ve onların çoğu da çocuk..
Afganistan’da bombalı son bir saldırıda da 25’den fazla insan hayatını kaybediyor. Aynı gün, Yemen’in Aden şehrindeki bir bombalı saldırıda da onlarca insan can verdi.. Ve, Somali başkenti Mogadişu’da da bir o kadar can kaybı.. (2-3 ay önceki bir bombalı saldırıda da 340 kişi can vermişti..)
Ama, ‘Uluslararası Haber emperyalizmi’ için bunlar haber olmaz.. Ama, Avrupa veya Kuzey Amerika’da bir bombalı saldırı olsa, bütün dünya orada öldürülenlere ağlatılır günlerce- aylarca.. Müslüman coğrafyalarda sönen hayatlar ise, bir böcek hükmündedirler, âdetâ..
*
İmdiii… Suriye’de Doğu Guta’da aylardır süren bombardımanı durdurmak için, nihayet, BM Güvenlik Konseyi’nde 24 Şubat günü oy birliğiyle, özellikle Doğu Guta'daki hasta ve yaralıların tahliyesi ve insanî yardım ulaştırılabilmesi için 1 aylık bir ‘ateş-kes’ kararı alındı; uygulanabilirse tabiî..
B. Amerika’nın BM Daimî Temsilcisi Nikki Haley konuşmasında, ’Bu krize müdahale etmekte çok geciktik.’ dedikten sonra ‘ateş-kes’in ’bütün ülke çapında derhal uygulanmaya başlaması’ çağrısı yaptı. Âdetâ, Afrin’deki operasyonu da işaret etmek istercesine..
Kararın gecikmesinden üzüntüsünü dile getiren Haley, çok insanî bir yüreğe sahib imişçesine, ‘bu kararı kabul edinceye kadar kaç anne daha bombardımanda çocuklarını kaybetti, çocuklarının cesedlerini tutan kaç baba daha görmek zorunda kaldık. Suriyeliler, Moskova'dan talimat beklerken ölmemeli...’ gibi duygulu bir konuşma da yaptı.
Halbuki daha iki ay kadar önce, Kudüs’ün hukukî statüsünün değiştirilmemesi için BM. Genel Kurulu’nda Türkiye’nin öncülüğünde yapılan oylamada ‘Amerika aleyhinde oy verenler bizi aşağıladıklarını unutmamalıdırlar..’ diye bir gerilla örgütünün sözcüsü gibi tehditler yağdıran ve USA emperyalizminin sionist İsrail’e Filistin’de işlettiği cinayetleri hatırlamak istemeyen de bu hışımlı hanım değil miydi?
*