İsyanlardayım

Ali Atıf Bir

Şike davasından (siz nitelikli dolandırıcılık davası da diyebilirsiniz) yaklaşık bir yıldır tutuklu olarak yargılanan kulüp başkanı kongrede 5269 gibi büyük bir oy alarak yeniden başkan seçildi.

Yine şike davasında yargılanan iki kişi de yönetim kurulu üyesi oldu.

Aynı zamanda şikeyi lanetlemesi gereken siyasetçilerin birkaç yakını da yine yönetim kuruluna seçildi.

Hangi kongre, hangi futbol kulübü, hangi başkan olduğu önemli değil.

Söz konusu kulüp başkanının, üyelerinin bir şike davasından yargılanıyor olması önemli.

Mahkeme bitene kadar suçsuz sayılsa da..

Yargılanması önemli...

Hem de tutuklu olarak...

Ama kulübü diyor ki şike bizim için yüz kızartıcı bir suç değil.

Önlem alması için yeterli

Ne yaptıysa kulübü için yaptı.

Şike yapmış olsa da bizim için muteber adamdır, bizi yönetebilir.

Siyasetçi de yönetim kuruluna ışık yakarak diyor ki "Şike de neymiş? Futbolun içinde her şey mümkün. Boş verin böyle gelmiş böyle gider..."

Oysa dava bitene kadar yargılananlar kenarda bekletilebilir, dava sonunda olağanüstü kongre ile görevlerine iade edilebilirlerdi.

Bunun anlamı "şike kokusu bile bu kulübün önlem alması için yeterlidir" olurdu.

Ama duygular aklın önüne geçti, düşmanlar yaratıldı ve olmadı.

20 milyona yakın taraftar her şeyin farkında yalanla yaşamaya terk edildi.

Geldiğimiz bu noktada bu ülkede yaşadığıma artık isyan ediyorum.

Gerçekten...

Bu sonuç Türkiye'nin Ray-Ban, Tom Ford marka gözlükler; Vakko, Gucci marka eşarplar takarak çok modernleştiğini...

Ama "düşünce sistemi" olarak geçmişin derinliklerinde "takılı" kaldığını gösteriyor.

5269 oy gösteriyor ki...

Bu ülke aklıyla değil duygularıyla hareket ediyor...

Başkanlık sistemi bu ülkeye fazladır.

Çekirgelik

Sırrını başka birine açan, kendini onun kölesi kılar. Baltasar Gracian

BUGÜN