HAKSÖZ-HABER
Haşmetullah Felahatpişe, devlet destekli kurumların yürüttüğü bu faaliyetlerin altı yıl boyunca sürdüğünü ancak sonunda sadece bir kişinin Şiiliği kabul ettiğini, daha da trajik olanın ise “o kişinin Japon bile çıkmadığını” söyledi.
????️İranlı eski milletvekili Haşmetullah Felahatpişe:
— Selâmi Haktan (@slmhktn) October 31, 2025
Japonya'da Şiiliği yapmak için milyonlarca dolar harcadık.
Ama 6 yılın sonunda yalnızca bir kişi din değiştirdi. Sonradan öğrendik ki o kişi Japon bile değilmiş pic.twitter.com/6A2XsrK7jq
Bu açıklama, İran rejiminin yıllardır dış politikasında mezhep eksenli yayılmacılığı bir “devrim ihracı” aracı olarak kullanmasının ne kadar sınırlı bir karşılık bulduğunu gözler önüne serdi.
Hizbullah’tan Yemen’deki Husilere, Suriye’deki rejim milislerinden Afrika ve Latin Amerika’daki kültürel merkezlere kadar uzanan bu ağ, rejimin “velayet-i fakih” ideolojisini küresel ölçekte tanıtma hedefinin bir parçası. Ancak Japonya örneğinde olduğu gibi, modern toplumlarda Şiiliğin siyasallaşmış biçimi giderek daha az ilgi görüyor.
Felahatpişe’nin bu itirafının bir ölçüde Tahran’da uzun süredir konuşulan rejim içi hayal kırıklığını yansıttığı da söylenebilir. Devrim ihracına harcanan milyonlarca doların, halkın ekonomik sıkıntılar içinde kıvrandığı bir dönemde boşa gitmesi İran kamuoyunda da tepki topluyor.
Japonya’daki bu başarısızlık sadece diplomatik bir fiyasko değil; aynı zamanda İran’ın İslam dünyasında “mezhebi kimliği İslami kimliğin önüne çıkaran” politikalarının çöküşünün sembolü niteliğinde.
Felahatpişe’nin sözleri, hem İran yönetiminin kendi halkına hem de İslam dünyasına karşı izlediği ideolojik tahakküm politikalarının sorgulanması gerektiğini bir kez daha gündeme getiriyor.