Selahaddin E. Çakırgil
''İmralı kördüğümü'', emperyalistlerin ''ulus-devlet'' tuzaklarını kırmakla çözülebilir...
Önce, konumuzla ilgili bir not aktarayım:
*
'İmralı' adını ilk kez, ortaokulda iken, bir kişinin babama üstü kapalı tehditler içeren bir sataşması sırasında, babamın da, ''Git kardeşim başımdan... Zâten İmralı'dan yeni gelmişim; başımı tekrar belâya sokma..' şeklindeki, mukabil bir sert konuşmasından duymuştum.
Ne olduğunu bilmediğim için 'İmralı'nın ne demek olduğunu' sorduğumda babam, 'Oğlum, İmralı, birçok cinayetlere karıştığı için, ömür boyu hapis cezalarına çarptırılmış olanların Marmara Denizi'nde atıldığı bir adadır ' demişti .
Ama, cevapsız kalan soru, 'Babamın İmralı ile ilgisi var mıydı' sahi..
Üstelik, bir cinayet konusu ve İmralı adasına atılmak, evimizde hiç sözü edilmemişken, şimdi neler duyuyordum.
Babam ise, 'Görmedin mi oğlum, o kişi, 'Belâlı bir adammış!' dercesine, nasıl çekilip gitti!' diyordu.