İmam Hatip Okulları ve Namaz

ZEHRA TÜRKMEN

 “Namaz Gönüllüleri Platformu” ve MEB işbirliği kapsamında İmam Hatip Ortaokul ve Liselerinde gençlerle “Namaz ve Hayat” ilişkisi konusu işlenmeye başlandı. Namaz Platformu gönüllüleri gittikleri okullarda öğrencilerle sohbet edip namaz ibadetinin mü’min bir insan üzerinde bıraktığı etkiler konusunu ele alarak, genç nesillere erken yaşta namaz bilincini aşılamayı amaç edinmekteler.

Özellikle insan davranışları açısından namazın önemi konusunda, namaz kılan insanın Allah’ı daha çok hatırlayacak olması,  Allah’ı hatırlayan insanın kötülük yapmayacağı ve kötülüğün ona dokunamayacağı tespitleri ilk elde öne çıkmaktadır.  Namaz, kişinin imanını daha güçlü kılar, bu nedenle kişiyi özgür hissettirir. Ayrıca insana iç disiplin kazandırmasından dolayı namaz ibadetinin fıtratla uyumu açıktır; gençlerde sağlam bir şahsiyetin oluşması açısından da önemli bir yer tutmaktadır.  

Bu yüzden Hz. Peygamber “Yedi yaşına geldiğinde çocuklarınıza namazı alıştırınız, eğer on yaşına geldiklerinde kılmıyorlarsa onlara yaptırım uygulayınız” diye buyurmaktadır.  Bundan maksat insan fıtratını gözeterek, tedrici bir metot dâhilinde yaş evreleri ve algı düzeyi de göz önünde bulunarak namaza alıştırılmasıdır.

  Tekrar Namaz Platformu’nun projesine dönecek olursak,  MEB tarafından desteklenen bu projenin öncelikle İmam Hatip Okullarında başlatılmış olması anlamlıdır. 28 Şubat Darbe süreciyle beraber kapılarına kilit vurulan ve böylece önü kapatılan İmam Hatip Okullarının sayılarının yeniden artmasıyla beraber gözlemleyebildiğimiz kadarıyla son birkaç yılda İslami ve fıtri değerlere tutunmak açısından bu okullar yeniden bir canlılık oluşturmaya başladı.

Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman İmam Hatip Okulları ilk olarak 1924 yılında ‘aydın din adamı’ yetiştirmek amacıyla kurulur. Daha sonda bu okullar talep olmadığı gerekçesiyle 1930 yılında tamamen kapatılır. Bu ihtiyaç Diyanet’e bağlı Kur’an kurslarında giderilmeye çalışılır. Ancak bu kurslar yetersiz kalınca 1949 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde “İmam Hatip Kursları” açılır.

Demokrat Parti döneminde yaşanan görece özgürlüklerle beraber İmam Hatip ve Kur’an kursları yeniden hayata döner.  1951 yılında 4 yıl ortaokul ve 3 yıl lise olmak üzere 7 yıl eğitim veren okullar olarak İmam Hatip Okulları eğitim vermeye başlar. Ve 1959 yılına kadar açılan okul sayısı 19’a ulaşırken bu sayı 1969 yılında 71 rakamına ulaşır.

1970’li yıllara gelindiğinde ise, İmam Hatip okullarının orta kısmı kapatılır, ancak 1974 CHP-MSP koalisyon hükümeti tarafından orta kısımlar yeniden açılır. Ve bu dönemde İmam Hatip Liselerinin sayısı 101’e çıkar.

İlk Anadolu İmam Hatip Lisesi ise 1985 yılında açılır. 1997 yılında bu liselerin sayısı 7’ye ulaşır.  1996-1997 yılları arasında İmam Hatip Okullarının sayısı 601’e, öğrenci sayısı ise 511 binin üzerine çıkmıştır. Özellikle İslami hassasiyetleri olan ailelerin çocuklarını bu okullara göndermek istemesi Kemalist çevreleri rahatsız etmeye başlar. Bunun önünü kesmek için 1997 yılında 8 yıl kesintisiz eğitime geçilerek İmam Hatip Okullarının orta kısımları yeniden kapatılır. Böylece Müslüman ailelerin çocuklarının eğitimi büyük darbe görür.

Ak Parti Hükümetinin 4+4+4 projesini hayata sokmasının ardından İmam Hatip okullarının orta kısımları yeniden gündem oldu. Ayrıca üniversite sınavına girişteki kat sayısı mağduriyetinin giderilmiş olması da bu konuda önemli bir adımdı. Ve 2011-2012 Eğitim yılana geldiğimizde İmam Hatip Okullarının sayısı 572’ye, öğrenci sayısı ise 300 binlere yaklaştı. Ki son iki yılda bu okulların sayısında, fiziki şartlarının iyileştirilmesinde ve öğrenci kalitesinde ciddi artışın olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle de İmam Hatip okullarında eğitim alan öğrencilerin bilinçlenmesi, Kur’an’ın ilkelerine sahip çıkması ve bu uğurda mücadele veren kuşaklar yetişmesi açısından bu okular önemli imkân alanları olarak karşımızda durmaktalar.

Namaz Platformunun projesi kapsamında gezdiğimiz okullarda da şahit olduk ki namazı, ibadetleri, Allah’a hakkıyla kul olmayı öğrenmek için can atan, hayatı sorgulayan, varlık gayesini anlamaya çalışan bir nesil var karşımızda.

Ve bu nesil pırıl pırıl yüzleri ve aydınlık bakışlarıyla onlara uzanacak her güzel kapıdan içeri girmeye hazır bir şekilde beklemekte. O zaman güzel bir gelecek oluşturmak ve Kur’an neslini yeniden inşa etmek için kollarımızı sıvamanın ve bütün iyi kapıları ardına kadar açmanın şimdi tam vaktidir…

“Ey Rabbimiz… Soyumuzdan sana teslim olmuş bir ümmet ver. Bize ibadet yollarını göster ve tövbemizi kabul et…” (2/128)