İhvan’ın zor imtihanı

Serdar Demirel

Mısır’da darbecilerinin pek beklemediği oldu, darbeye maruz kalan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi eğilmedi, dik durdu. Taraftarları liderleri görevine iade edilene kadar sokakları terk etmeyeceklerini kanları pahasına gösterdiler.

Beklemedikleri Müslüman Kardeşler’in mukavemet etmesi değildi elbette. Beklemedikleri, barışçıl yöntemlerle mukavemet etmeleri, darbecileri meşrulaştıracak gerekçeler sunmamaları ve sokaklarda nöbet bekleyen yüzbinlerce insanla ülkeyi yönetilemez kılmalarıdır. Bu bile kimi hesapları bozmaya yetmiştir.

Meselâ Mursi’nin görevden aldığı Mısır Başsavcı Abdulmecid Mahmud’u darbeciler tekrar göreve getirmişti. Gelişmeler karşısında istifa etmek durumunda kaldı. Meselâ darbeye destek veren Selefi Nur Partisi duruşunu gözden geçirmek zorunda kalmıştır.

Gelen haberlere göre Nur Partisi’nde darbeden yana tavır alması sebebiyle tabandan kopmalar başlamış durumda. Eğer asker ve polisler namazdaki insanları öldürmeye devam eder, Mursi’nin düşürülmesinin bir sebebi olarak da Mısır’ı İslâmlaştırması diye gösterirlerse, Nur Partisi tabanını tutamaz.

Selefiler “el-Velâ ve’l-Berâ” (İslâm’da Dostluk ve Düşmanlık) inancını iman esaslarından görmekteler. Haksız darbeye maruz kalan Mursi’yi değil de darbecileri ve onların arkasındaki Batı dünyasını dost edinmek bu inançla örtüşmez. Bu yüzden Selefi taban silahsız Müslümanların öldürülmesine sessiz kalamaz. Bu durumda ya “el-Velâ ve’l-Berâ” inancı çözülür ya da Nur Partisi.

Şimdi ne olacak?

Mısır’da bir ân önce seçime gidilsin deniyor. Kara mizah! Halkın hür iradesiyle seçtiği iktidarı asker ve sivil işbirlikçileri, Batı ve bölge ülkeleri darbeyle düşürecek, sonra da hadi seçime gidilsin denecek!

Mısır’a uzaydan halk mı getirilecek? Kimi seçtireceksiniz? Eğer sandığa inansalardı darbe yapmazlardı. Hüsnü Mübarek döneminde de Mısır seçime gidiyordu. Mübarek hileli seçimlerle hep kazanıyordu. ABD, AB ve İsrail’in istediği bir kişinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi için Mübarek dönemi seçim tarzını getirmekten başka yol var mı?

Darbeciler, seçim gününe kadar bürokrasideki, medyadaki ve STK’lardaki işbirlikçilerini mutlaka güvene alacak, muhalifleri budayacak sonra seçime gideceklerdir. İhvan liderleri hakkındaki tutuklama kararları boşuna değil.

Daha şimdiden darbenin cumhurbaşkanı yaptığı kişiye tek başına kanun çıkarma yetkisi verildi. Yargıdan sorumsuz kılındı. Ona verilen yetkilerin onda biri bile Mursi’ye verilmemişti. Bu da bir fikir vermeye yetiyor zaten.

Amerika’nın dört başı mamur bir darbeye darbe dememesinin sebebine gelince; eğer darbeye darbe derse ABD, bunun gereklerini yapmak zorunda hissedecektir. En azından baskı altında kalacaktır. Darbeye darbe demenin asgari yaptırımı ise, ABD’nin Mısır ordusuna yaptığı yardımları durdurması demektir.

Darbeyi askerlerle beraber organize eden ABD bunu yapar mı hiç! Ayrıca bu yardımlar Camp David anlaşması uyarınca İsrail’i tanımak, ilişkileri normalleştirmek ve daha doğrusu İsrail’i korumak üzere Mısır ordusuna verilmektedir. Ordunun üst kadroları İsrail’i korumak için bu görevlere getiriliyorlar.  

Bu oyun nasıl bozulacak?

İhvan’ı şiddete bulaştırmaya zorluyorlar. İhvan adına birilerine eylem yaptırmaya ve sonuçlarını İhvan’a yıkmaya çalışıyorlar. İhvan’ın en büyük imtihanı bu oyunları boşa çıkarmak olacaktır.

İhvan silahlı şiddete başvurmadan intifadasına devam edebilirse darbe karşıtı cepheyi genişletecektir. Hâlihazırda bile İhvan’dan olmayan hatırı sayılır darbe karşıtı kitleler meydanlara inmiştir. Bu cepheyi daha da genişletebilir ve sokakta yüzbinleri tutabilirse darbeciler ülkeyi yönetemeyeceklerdir. Oyunu direnişe katılan halkın kararlı iradesi bozacaktır.

YENİ AKİT