İhanet Kapısı Kapanır mı?

Ahmet Varol

Yaklaşık bir hafta önce 17 kişilik yahudi grubu siyonistlerin perde arkasında çevirdiği oyunlarla Yemen’den Filistin’e getirildi. 

Öncelikle bu olayın gündem oluşturmasının ve nakil işinin gizli bağlantılarla ve oyunlarla yapılmasının sebebinden söz edelim. 

İşgalcinin Filistin topraklarındaki yahudileştirme faaliyetlerinin üç aşaması var:

Birincisi toprak gaspı. Filistinliler kesinlikle toprak satmadı. Bu konudaki iddialar tamamen uydurma ve iftiradır. Biz bu iddiaların asılsızlığı hakkında “Filistin Hakkında Yanılgılar” adlı kitabımızda ayrıntılı bilgi verdik. Topraklar şiddet yoluyla gasp ediliyor. Bu tamamen hukuka aykırıdır. Ama Filistinlilerin devletleri olmadığı için uluslararası yargıda hak arayamıyorlar. 

İkincisi gasp edilen topraklara yerleşim merkezleri inşası. Hukuka aykırı yollarla gasp edilen topraklara inşaat yapmak da hukuka aykırı olduğu gibi özellikle BM kararlarında da işgal altında kabul edilen topraklara inşaat yapılması BM’nin tüm kararlarına aykırıdır. Ama BM ve uluslararası yargı işgalciye hiçbir engel çıkarmadığından Batı Yaka ve Doğu Kudüs’te yüzlerce yerleşim merkezi inşa edildi. 

Üçüncü aşama ise inşa edilen meskenlerin doldurulması. Normalde BM kararlarına ve uluslararası hukuka göre işgal rejiminin buraları başka ülkelerden naklettiği yahudilerle doldurma hakkı yok. Belli bir ücret karşılığı da olsa yine toprakların asıl sahiplerine vermesi gerekiyor. 

İşgal rejiminin bütün bu uygulamalarına hukuki ve diplomatik yollarla karşı çıkılması, engel olunması, amacını gerçekleştirmesinin zorlaştırılması için meşru yöntemlere başvurulması gerekiyor. Bu yöntemlerden biri de oralara yerleştireceği yahudilerin göçlerinin engellenmesidir. Arap Birliği’nin bu konuda alınmış birçok kararı ve Arap ülkelerinin yasaları var. Ama ne yazık ki bu meskenlerin çoğu Arap ülkelerinden göç ettirilen yahudilerle dolduruldu. İşgal rejimi de bunu başarabilmek için ihanetçi ve işbirlikçi yönetimlerle perde arkasından kirli oyunlar oynadı. 

Bu oyunlardan biri de geçtiğimiz günlerde Yemen’de kalan son yahudi grubunun Ürdün üzerinden Filistin’e nakli için oynandı. Bu oyunda hem Ürdün hem de hâlen Sana’da kontrolü elinde tutan eski Yemen diktatörü Ali Abdullah Salih ile İran güdümlü Husi örgütünün ittifakıyla oluşturulan gerilla yönetimiyle karanlık işbirliği yapıldığını ortaya koyan önemli bilgiler var. 

Yemen ile Filistin arasında doğrudan ulaşım bağlantısı yok. Dolayısıyla işgal altındaki Filistin’e nakli planlanan yahudi grup önce Amman’a getirildi. İşgal altındaki Filistin’e geçmelerinin amacının oraya yerleşmek olduğu çok iyi biliniyordu. Fakat Ürdün yönetimi onlara Filistin’e niçin geçmek istediklerini sorma ihtiyacı bile duymadan önlerini açtı ve onlar da ellerini kollarını sallayarak geçtiler. Üstelik yolculuk işlemlerinin Yahudi Ajansı tarafından takip edildiğinin, bu kurumun da işgal edilen topraklara yerleştirilen yahudilerin işleriyle ilgilendiğinin bilinmesine rağmen. 

Yediot Aharonot adlı siyonist gazetenin haberine göre Yemen iç savaşının başlamasından bu yana onlarca yahudi işgal altındaki Filistin’e nakledildi ve Yahudi Ajansı bunun için Husi örgütüne büyük miktarlarda para ödedi. 

Bu örgütün ideolojik söylemlerinde en çok dile getirdiği husus İsrail karşıtlığıdır. Eylemlerinde de sürekli İsrail ve ABD karşıtı sloganlar atarlar. Yani perdenin önünde “Kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail”, arkasında ise “Ver elini Amerika ver elini İsrail”. 

Yemen, Arap ülkeleri içinde Fas’tan sonra en çok yahudi azınlığın bulunduğu ülkeydi ve işgal rejimiyle ilişkiler konusunda katı tavrıyla tanınır. Mavi Marmara olayından kısa süre sonra Yemen’de bu olayın da konuşulacağı Filistin’le ilgili önemli bir toplantıya davet edilmiştim. Bana, “üzerinde İsrail damgası olan pasaportlar bizde geçersizdir” dediler. “Biliyorsunuz bu, işgalcilerin gemimizi gasp etmelerinden kaynaklanıyor; yeni pasaport çıkartmak istersem de toplantıya yetişemem ve bu, yönetimin de desteklediği önemli bir toplantı” dedim, yine reddettiler. 

Ama şimdi son yahudi grubunu da gasp edilen Filistin topraklarına yerleştirdiler. Ne yapsınlar Yahudi Ajansı para vermezse ülkede özgürlük ve istikrar isteyen silahsız sivillerin göğüslerine dayadıkları silahların parasını nereden temin edecekler?

YENİ AKİT