Abdulhamit Güler/Star
Hollywood günah mı çıkarıyor?
Endüstri olarak var olduğu 1 asırlık zamanda Siyonist tezleri baz alan ve Yahudi Soykırımı hikayelerinden oluşan filmlerin çokluğu sebebiyle “Holokost Film Endüstrisi” gibi bir olguyu var eden Hollywood, 7 Ekim sonrası renk değiştiriyor. Belki de öyle görünmek istiyor.
Geçtiğimiz yıl en iyi belgesel ödülünü, Filistin’deki işgali anlatan “Gidecek Yer Yok” filmine veren Akademi, bu yıl da uluslararası kategorideki kısa listeye Filistin’i konu alan 3 filmi aldı. Filistin adına Oscar’a başvuran “Filistin 36” ile Tunus’tan “Hind Receb’in Sesi” ve Ürdün’den “Senden Geriye Kalan” filmleri, Oscar’da uluslararası kategoride yarışmaya aday olan son 15 filmlik kısa listeye kaldı.
Kısa listeye kalmak, Oscar’da yarışacağı anlamına gelmiyor. Kısa liste içinde de son bir eleme yapılacak ve 5 film yarışmacı olarak finale kalacak. Bu 3 filmin tamamının son 5’e kalacağını sanmıyorum. En azından biri finalist olacaktır.
Filmleri hatırlayalım önce…
Hind Receb’in Sesi en çok ses getiren film oldu diyebiliriz. Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania’nın filmi dünyanın en eski film festivali olan Venedik Film Festivali’nde 22 dakika boyunca ayakta alkışlanmış ve büyük ödüllerden birini almıştı. Film dünyada da çok sayıda festivalde ödül aldı ve ülkemizde de dün vizyona girdi.
Filistin 36 filminin Hollywood’da şansı daha yüksek çünkü yönetmeni de ABD’de yaşayan Filistinli Annemarie Jacir. Filmde de Jeremy Irons, Hiam Abbas gibi Hollywood oyuncuları yer alıyor. Filmin diğer bir özelliği ise TRT’nin ortak yapımcısı olması. Finale kalması halinde Türkiye’nin destek verdiği bir proje Oscar’da yarışmış olacak.
Senden Geriye Kalan ise yönetmeni Cherien Dabis ile öne çıkıyor. Zira daha önceki yapımlarıyla festivallerde çokça ödül aldı ve bu film de Sundance, Karlovy Vary ve Amerikan Film Enstitüsü Festivali gibi organizasyonlarda boy gösterdi. Tarz olarak da uluslararası kategoride yarışan filmlerin yapısına daha uygun bir festival filmi.
Hangi film olursa olsun mutlu olacağız. Ama… Evet ama…
Siyonizm'in en çok etkili olduğu yerlerden biri olan Hollywood’un (dolayısı ile Oscar) Filistin konulu filmleri böylesi taltif etmesini 7 Ekim sonrası göz göze göre uygulanan soykırıma karşı bir günah çıkarma olarak görebiliriz.
Diğer taraftan…
7 Ekim sonrası Hollywood’da İsrail zulmüne karşı yükselen seslerin artmasının sonucu da diyebiliriz. Zira Oscar’da ödüller oylama yöntemi ile verilir. Akademi üyesi olan dünyanın dört bir yanındaki 10 binin üzerindeki üye oy kullanır. Sadece Hollywood’da görev alanlar oy vermiyor yani. Bu da son birkaç yılda değişen yapının sonucu. Bunun getirisi olarak da Filistin konulu filmler ilgi görmüş olabilir.
Neticede 7 Ekim’den sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının sinemadaki göstergelerinden biri olarak Filistin konulu filmlerin yapımı arttı ve festivallerle birlikte Oscar’da da bu konuda üç maymunu oynama dönemi sona erdi.