Günaha teşvikin toplumsal negatif sonuçları

MURAT KAYACAN

Bu yazıda Hz. Yûsuf'u günaha teşvik eden kişinin doğru yola yönlendirilme şekli ve dedikodunun kötülüğün yaygınlaşmasındaki olumsuz rolü, Yûsuf sûresi 29.-30. ayetler bağlamında ortaya konulacaktır. Konu, klasik ve modern tefsirler ekseninde ele alınacaktır. Bulgulara göre günahkâr kimsenin Hz. Yûsuf’u günaha sürükleme çabası başarısız olmuş, olay unutulmaya terk edilmek istenmiş ancak dedikodular aracılığıyla insanlar arasında negatif etkileşimlere ol açmıştır.

Hz. Yûsuf’un Temize Çıkması ve Müfterinin Bağışlanma Dilemeye Teşviki

Hz. Yûsuf, haklı bulunsa da saraydaki konumu gereği bu olaydan kimseye söz etmemesi istenmiştir: “Yûsuf, sen bundan kimseye söz etme; (ey Züleyha) sen de günahın için istiğfar et. Şüphesiz sen günahkârlardansın, dedi.” (Yûsuf 12/29). Önceki ayette1 olduğu gibi bu ayette de konuşan kişi söz konusu kadının kocası olabileceği gibi o kadının iftiracı olduğuna şahitlik eden akrabası da olabilir. Hz. Yûsuf’a “Ey Yûsuf” demek yerine “Yûsuf” diye hitap etmekle yetinilmesi, onun uzakta olmaması nedeniyledir. Kadın, Hz. Yûsuf’a iftira atsa da cezalandırılması uygun görülmemiştir. Onun yerine (Allah’tan2 ya da kocasından) bağışlanma talebinde bulunması istenmiştir. Kadının cezalandırılmaması, güçlü konumda olan birinin eşi olmasından kaynaklanmaktadır. Kocasının onu cezalandırmamasında zayıf ya da gerektiği kadar karısını kıskanmıyor oluşu rol oynamış olsa gerektir. Ayetteki “günahkârlar (ḣâtiîn)”, kasten günah işleyenlerdir ve söz konusu ifade erkekleri de kapsamaktadır.

Kötülüğün Gündem Olması

Toplumda ön planda olanların hayatları ilgi çeker. Bu nedenle Hz. Yûsuf’a dönük çirkin olayı gündem yapan kadınlar, doğrudan kadından söz etmek yerine kocasının önde gelenlerden biri olması nedeniyle ondan “Aziz’in karısı” diye söz etmişlerdir: “Şehirde kadınlar, ‘Azizin karısı, hizmetçisini baştan çıkarmak istemiş, delikanlısının sevgisi kalbine işlemiş. Şüphesiz ki biz onu, apaçık bir sapıklık işinde görüyoruz.’ dediler.” (Yûsuf 12/30). Ayette Hz. Yûsuf için kadının “delikanlısı” denilmesi, kocasının Yûsuf’u karısının hizmetine verdiğini akla getirse de daha sonra Hz. Yûsuf’un hazine bakanı olması dikkate alındığında Aziz’in yanında da çalıştığı ve hazine yönetimini ondan öğrendiği anlaşılmaktadır.

Sonuç

Ahlaki yozlaşmanın kötü sonuçları açısından ibretler içeren Yûsuf sûresi 29.-30. ayetlerde belirtildiği gibi kötülüğe teşvik edilen ancak direnen Hz. Yûsuf, bir iftiraya uğramış ancak olayın üstü örtülmeye çalışılmış, herhangi bir hak talebinde bulunmaması istenmiştir. Ahlaka aykırı girişimlerinden söz edilen müfteri de ıslah etmeye yönlendirilmiştir. Bu yönlendirme, toplumsal ıslah açısından önemlidir. Olayı gizleme çabalarına rağmen, hadise bir şekilde duyulup ifsat edici kimselerin negatif etkileşim ortamlarına (dedikodu) malzeme olmuştur. Onların bu etkileşimleri olumsuz bir atmosfer oluşturmuştur. Müslümanlar, erdemli bir duruş sergileyen Hz. Yûsuf gibi günahlardan sakınmalı, günah işlerlerse ya da günah işleyenlerle karşılaşırlarsa öne çıkarılan şey, Allah’tan bağışlanma dilemek olmalıdır. Ek olarak ahlaka aykırı olaylar üzerine bolca konuşulup o hadiselerin günceli belirlemesine neden olmamak gerekir. Aksi takdirde kınanan şeyin reklamı yani bir anlamda teşviki söz konusu olur.

 

1- “(Kadının kocası) Yûsuf’un gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce (kadına), ‘Bu, siz kadınların tuzağındandır. Doğrusu sizin tuzağınız pek büyüktür.’ dedi.”(Yûsuf 12/28).

2- Hz. Yûsuf’un, “Ey hapishane arkadaşlarım! Çeşit çeşit tanrılar mı, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı (inanıp bağlanmak için) daha iyi?” (Yûsuf 12/39) sözü o dönemde o toplumda Allah inancı olduğunu gösterir.