İşgalci İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız saldırıları, sadece sivilleri değil, Filistin'in köklü tarihi ve dini miraslarını da hedef almayı sürdürüyor. Gazze kentinin simgeleri arasında yer alan 1400 yıllık Büyük Ömeri Camisi, İsrail bombardımanları sonucu "yıkıntıya" döndü.
Caminin eski şehir merkezinde yıkıma direnen minaresi, kentin en eski ve en köklü ibadethanelerinden birine açılan derin yaranın sessiz tanığı olarak ayakta duruyor.
"Ulu Cami" olarak anılan bu mabed, yüzyıllardır Gazze'nin kalbi ve önemli bir ilim merkeziydi. Başlangıçta eski bir tapınak olan yapı, 5. yüzyılda Bizanslılar tarafından kiliseye, 7. yüzyılda ise Halife Hz. Ömer döneminde camiye çevrilmişti. Tarih boyunca depremler, Moğol saldırıları ve hatta Haçlılar tarafından katedrale dönüştürülme gibi badireler atlatan cami, son olarak I. Dünya Savaşı'nda İngiliz bombardımanında hasar görmüştü. Her defasında yeniden inşa edilen cami, İsrail’in ateşkese kadar süren 2 yıllık saldırılarında birkaç kez isabet alarak tamamen harabeye dönmüştür.
Büyük Ömeri Camisi, Filistin’de Mescid-i Aksa ve Akka'daki Cezzar Ahmed Paşa Camisi'nden sonra üçüncü en büyük cami olarak kabul ediliyordu.
İsrail, 2 yıl süren bu soykırım saldırıları boyunca, Gazze'de 835'ten fazla camiyi tamamen yıkarak Filistin'in kültürel ve dini mirasını kasıtlı olarak yok etme politikasını sürdürmektedir.