HAKSÖZ-HABER
Siyonist çetenin özelde Gazze ve genelde Filistin'da uyguladığı işgale karşı dünyanın çeşitli yerlerinden pekçok girişim oldu.
Özellikle ablukanın deniz üzerinden delinmesi üzerinde duran sivil girişimler birçok kere yaptığı denemelerde Siyonist güçlerin engeliyle karşılaşsalar da bundan vazgeçmediler.
2008'den beri çıkılan bu deniz seferlerini Haksöz okurları için derledik.
***
Gazze'de işgal ve ablukanın denizden kırılma denemeleri
Muhammed Okçu
Yaklaşık iki haftadır hemen hemen bütün dünyanın gündeminde olan birkaç mesele var ve bunların temelinde ise Gazze’de yaşanan insani kriz yatıyor. Sivil insanların canla başla bir şekilde Gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için sarfettiği yüksek emeğe şahit oluyoruz. Başta Sumud Filosu olmak üzere şüphesiz şu ana kadar Gazze için yola çıkan her filo her çalışma değerlidir, önemlidir ve bunlar ciddi tecrübelerdir. Bu sebeple hatıralarımızı yenilemek anlamında ablukanın ve ablukayı kırmaya yönelik adımların tarihçesine bir bakmak faydalı olacaktır.
İsrail’in Gazze’den Çekilmesi ve Gerekçeleri;
2005 Gazze öncesine baktığımızda Gazze’nin büyük oranda İsrail işgali altında olduğunu ve bu bölgede yaklaşık yedi bin yerleşimcinin yaşadığı ve 21 tane yerleşim yeri olduğunu görüyoruz. Ancak 2003 Aralık ayında İsrail tek taraflı olarak Gazze’den çekilme kararı alarak bölgeden çekiliyor.
1948’de yaklaşık 80 bin kişilik bir nüfusa sahip olan bölge o tarihlerde siyonist terör örgütlerinin diğer bölgelere saldırıları sonrası kısa sürede 200 bin nüfusuna dayanıyor. İsrail’in yerleşimciler ve terör saldırıları ile Filistinlilere dönük sistematik yerinden etme politikaları sonrası kısa sürede Filistinlilerin toplu olarak sığındığı bölge hâline gelen Gazze bugün ise iki milyon civarında nüfusa ev sahipliği yapıyor. İsrail’in bölgeden çekilmesinin birçok sebebi olmakla birlikte bunların başta gelenleri şöyledir;
- İsrail’in iç kamuoyuna dönük güven odaklı bir ülke duruşu sergilemek
- Artan ekonomik maliyetler
- Bölgede daha rahat operasyon yapabilme
- Uluslararası kamuoyunun baskısını zayıflatma
Bir sömürge devleti olarak inşa edilen İsrail’de 1970’li yıllara kadar İşçi Partisi ağırlıkta iken bu tarihlerden sonra muhafazakâr sağın etkili olduğunu görüyoruz. Gerek iç kamuoyunda gerek dış kamuoyunda inşa edilen bu aşırı sağcı ve despotik kimliğin korku ve endişeler ile karşılandığını görmek, zaman zaman İsrail’in meşruiyet zeminini sarsmaktaydı. Bu sebeple Ariel Şaron hükümeti demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet imajı için bölgeden çekilme kararı aldı. Nitekim Şaron’un daha sonra yapacağı açıklamalarda bunu doğrular nitelikte oldu. Şaron’a göre Gazze’den çekilme, yıllardır süregelen Arap-Yahudi çatışmasını azaltacak ve bölgedeki meşruiyetin kazanılması daha kolay olacaktı. Aynı zamanda Gazze Şeridi’nde yaşayan yedi-sekiz bin yerleşimcinin güvenliği için siyonost güçlerin harcamaları astronomik rakamlara ulaşabilmekteydi. Dolayısıyla bölgeden çekilme ile bu rakamlar güvenlik ihtiyaçlarına harcanabilecekti. Bulunduğunuz yerde dört bir yanınızda sizden nefret eden halklar var ise bu tarz önlemler sizin için hayati olabilir.
Tabii burada bir diğer önemli husus ise yapılan operasyonlarda daha rahat hareket edebilmek. Bu tarihlerden sonra Dökme Kurşun Operasyonu başta olmak üzere İsrail’in düzenlediği bütün operasyonlarda hava saldırıları ağırlık kazandı. Nitekim 7 Ekim’den sonraki süreçte dahi İsrail Gazze’ye uzun bir süre kara operasyonu düzenleyememiş, hava ve topçu atışları ile sınırlı kalmıştı.
İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi sonrası Hamas bölgede olan etkinliğini daha da artırdı ve 2006 Parlamento seçimlerinde 132 sandalyenin 76 tanesini kazandı. İsrail ve uluslararası şer şebekesinin seçimleri tanımaması, Abbas’ın anayasanın açıklarını kullanarak seçimleri iptal etmesi ile beraber bölge daha da farklı bir hâl almaya başladı. Batı Şeria’nın silahlı mücadele için ağır şartlarının bulunması ve büyük oranda işgal kuvvetleri tarafından tahakküm altında olması gibi sebeplerden kaynaklı Hamas burada yönetimi eline alamasa da işgal kuvvetlerinin/dış müdahalenin olmadığı Gazze’de kısa sürede yönetimi kazandı. Bu süreç itibarıyla İsrail Gazze’ye dönük ağır yaptırımlar uygulamaya başladı ve bölgeye giren birçok kalemde malın girişini durdurdu. Gazze’nin altı sınır kapısından Refah hariç bütün sınır kapıları İsrail kontrolünde olması sebebiyle bu sınır kapılarından yapılan ithalat büyük zarar gördü ve Gazze halkı uzun yıllar sürecek sıkıntılı günlere başladı.
Denizden ablukayı kırma çabaları
Bütün bu sorunlar içerisinde Mary Hughes-Thompson, Greta Berlin ve Paul Larudee tarafından kurulan Özgür Gazze Hareketi ilk çalışmalarına başladı ve kontrol altındaki sınır kapıları sebebiyle karadan ulaşılamayan Gazze'ye uygulanan abluka ilk kez 2008 Ağustos ayında denizden delindi.
Uluslararası Dayanışma Hareketi ve Özgür Gazze Hareketi’nin SS Liberty ve Free Gaza gemileri ile çıktıkları bu yolculuk 23 Ağustos 2008'de başarıya ulaştı. İsrail’in tehditlerine aldırış etmeden yoluna devam eden filo 23 Ağustos’ta Gazze Limanı’na vardığında dört İsrail vatandaşı olmak üzere 46 aktivisti barındırıyordu. Bu aktivistler arasında en önemli isimlerden biri ise şüphesiz Vittorio Arrigoni idi. Arrigoni Gazze’ye gittiği tarihten itibaren uzun yıllar orada kaldı, Hamas karşıtı oluşturulan terörist oluşumlarca kaçırılıp öldürüldüğü tarihlere kadar aktivist faaliyetlerinde bulundu. Arrigoni 2008 Eylül ayında İsrail saldırıları sebebiyle balıkçılık yapamayan Filistinli balıkçılar için canlı kalkan oldu ve bu süreçte işgal donanmasının saldırıları sonucu yaralandı. Ancak bundan vazgeçmeyen Arrigoni daha sonra tekrar canlı kalkan olduğu süreçte işgal donanması tarafından tutuklandı, ancak yine vazgeçmedi ve serbest kalır kalmaz tekrar Gazze’ye döndü. İsrail’in Dökme Kurşun Operasyonları sırasında dahi bölgeyi terk etmeyerek orada kaldı ve bu süreçte bölgede bulunan birkaç yabancı gazeteciden biri oldu. Kendisine öldüren katillerin bir kısmı Hamas tarafından düzenlenen bir operasyonda idam öldürüldü, bir kısmı ise yakalanarak mahkemeye çıkarıldı. Ancak Arrigoni’nin ailesinin ısrarları sebebiyle idam yerine müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Gazze için harekete geçen filolar bununla sınırlı kalmadı. İkinci sefer Ekim ayında düzenlendi; Dignity isimli 66 metrelik yatla denize açılan gemi 23 Ekim 2008 tarihinde Gazze’ye ulaşarak misyonun bölgeye ulaşan ikinci filosu oldu. Aynı zamanda gemide 1976 Nobel Barış Ödülü alan Mairead Corrigan’ın bulunması da bu misyonun önemli kazanımlarından oldu.
Aralık 2008 ve Şubat 2009 tarihlerinde tekrar bölgeye ulaşmaya çalışan misyon bu sefer işgal kuvvetleri tarafından engellendi. Hatta Aralık 2008’de denize açılan Dignity gemisi işgal donanması ile çarpıştı ve denize açılan ateş sonucu geri dönmek zorunda kaldı. Ancak yolda yakıtı bitince Kıbrıs’a ulaşmayı amaçlayan gemi Lübnan’a yanaşmıştır. Ocak ayında Arion isimli feribotla tekrar ablukayı delmek için yola çıkan, içlerinde doktorların da bulunduğu 21 kişilik aktivist grubu işgal çetesine ait savaş gemilerinin uyarıları sonrası geri dönmek zorunda kaldı.
3 Şubat’ta Togo bandıralı bir gemi yanında 60 ton yardım malzemesi taşıdığını söyleyerek tekrardan yola çıktı ancak işgal kuvvetleri 5 Şubat’ta ateş açarak gemiye saldırdı. Gemiye zorla çıkan işgal kuvvetleri daha sonra gemiyi Aşdod Limanı’na çekti. Daha önce gemide silahlar olduğunu iddia eden İsrail, bütün aramalara rağmen gemide herhangi bir silah bulamadı.
Haziran 2009 tarihinde tekrar Gazze’ye ulaşmayı amaçlayan misyon, tekrar İsrail tarafından engellendi ve gemileri Aşdod Limanı’na çekildi.
Mavi Marmara
Daha sonra 2010’da İHH ve Özgür Gazze Hareketi öncülüğünde bir filo daha hazırlandı ve maalesef hepimizin bildiği bir sonla karşılaştı ve 10 Türkiye vatandaşı uluslararası sularda işgal kuvvetlerinin saldırıları sonucu şehit oldu. Ancak bütün engellemelere rağmen sivil inisiyatif tekrar yola çıkma kararı almaya devam etti ve 5 Temmuz 2011’de Gazze’deki ablukayı kırmak amacıyla "Özgürlük Filosu 2 – İnsan Kalın" hazırlandı ancak gemilerde yaşanan arızalar sonucu yola çıkılamadı.
Ancak 2015’e gelindiğinde Özgürlük Filosu 3 hazırlanmış ve İsveç Marienne gemisi 5 Mayıs’ta yola çıktıktan sonra Gazze’nin 100 mil açığında uluslararası sularda 29 Haziran günü işgal kuvvetleri tarafından engellendi. Marienne gemisinin işgal kuvvetleri tarafından ele geçirilip Aşdod Limanı’na çekilmesi üzerine diğer gemiler geri dönmek zorunda kaldı.
Daha sonra 2016’da tekrar yola çıkan Özgürlük Filosu sadece kadınlardan oluşan Gazze’ye Kadın Botu ile Eylül ayında yola çıksa da 5 Ekim’de durdurularak Aşdod Limanı’na çekildi.
2018 Gazze Özgürlük Filosu “Filistin İçin Adil Bir Gelecek Hakkı” mottosuyla yolculuğuna Mayıs ortasında İskandinavya'nın çeşitli limanlarından başladı. Al Awda ve Freedom, Filistin'in Gazze Limanı’na doğru son yolculukları için 22 Temmuz 2018'de Palermo'dan ayrıldı. Al Awda'da 22 mürettebat ve katılımcı, Freedom'da ise 12 mürettebat ve yolcu vardı. İsrail ordusu, her iki gemiyi de (Al Awda’da 29 Temmuz’da, Freedom’da ise 3 Ağustos’ta) uluslararası sularda durdurdu, mürettebat ve delegeleri tutukladı, iki mürettebat üyesini ağır şekilde dövdü, dört kişiye elektroşok cihazıyla müdahale etti ve üçünün kaburgalarını kırdı. Onları, gitmek istemedikleri bir ülke olan İsrail'e zorla götürdü, hapsetti ve sonunda sınır dışı etti.
Yine 29 Mayıs’ta Gazze’den çıkarak ablukayı kırmayı amaçlayan üniversite öğrencileri ve kanser hastalarının da bulunduğu gemideki 17 yolcu da İsrail tarafından engellendi ve gemi Aşdod’a çekildikten sonra mürettebat geri gönderildi.
Bundan iki ay sonra Temmuz ayında tekrardan yola çıkarak ablukayı kırmak için hareket eden filo tekrar işgal kuvvetlerinin engellemesi sonucu ablukayı kıramadı.
Yıllar içerisinde onlarca kez Gazze’de uygulanan abluka sivil inisiyatif tarafından delinmeye çalışıldı ancak sürekli işgal kuvvetlerinin engellemelerine maruz kalındı. Gelinen noktada Sumud Filosu'nun elde ettiği başarılar birkaç aylık bir çalışma değil, uluslararası vicdanın yıllardır biriken öfkesiyle mümkün oldu.
Vicdan, Madleen, Hanzala...
Geçtiğimiz yıl bütün engellemelere rağmen yola çıkan Vicdan Gemisi, Malta açıklarında saldırıya uğradı ve yola devam edemez hale geldi. Daha önce vicdan gemisinin yola çıkabilmesi için Haydarpaşa Limanı'nda 150 gün nöbet tutan aktivistler bu saldırı sonrası yılmak yerine geminin tamiri için kolları sıvadı.
Vicdan Gemisi saldırıya uğrayıp yoluna devam edemez hale gelince bu sefer ona katılmayı planlayan aktivistler Madleen isimli yelkenliyi alarak onunla yollarına devam ettiler ancak onlar da İsrail’in saldırıları sonrası işgal kuvvetlerince tutuklanıp Aşdod Limanına cebren götürüldü.
Madleen’in hemen ardından bu sefer birçok aktivistle beraber Avrupa limanlarından Hanzala gemisi yola çıktı ancak maalesef o da aynı akıbeti yaşayarak Aşdod Limanı'na çekildi ve mürettebat sınır dışı edildi.
Bütün bu süreçte karadan ablukayı delme girişimleride oldu Tunus’tan başlayan Global Sumud Konvoyu da yoluna devam edemedi ve adeta işkenceye maruz kaldı. Tunus’tan yola çıkan yaklaşık bin kişik aktivist grubu daha önce darbeci Hafter’den alınan teminatlara rağmen Sirte çölünde durdurularak ablukayı alındı ve Gazze’de açlıktan ölen çocuklara yardım taşıma misyonu açlığa ve susuzluğa mahkum edildi.
Hatta yolda ablukaya alınanlara yardım ulaştırmak için hareket edenler dahi ablukalara alındı ve onlarda aynı akıbeti yaşadı. Mısır’a varanlar ise Darbeci Sisi rejiminin barbarca uygulamaları ile yıllardır Mısır halkına uyguladığı işkencelerin muhatabı oldu. Öyle ki Hüdaparlı Faruk Dinç diplomatik pasaportuna rağmen saldırıların kurbanı oldu ve başından yaralandı.
Bütün bunların sonuç vermemesi ile dünya tarihinin beklide en büyük sivil deniz inisiyatifi oluşturuldu ve 50’ye yakın gemi ile yola çıkan Global Sumud Filosu henüz Gazze rotasına girmeden saldırılara uğramaya başladı. Tunus Limanı'nda beklediği sıralarda iki gece üst üste filonun en büyük gemilerine dron marifeti ile saldırılar oldu ancak anında yapılan müdahaleler sayesinde gemilere zarar gelmedi.
Yola çıka filo daha sonra da İsrail dronlarının saldırılarına uğradı ve bazı yelkenlilerin yelkenleri ve yelken direkleri hasar gördü ama bütün bunlara rağmen filo yoluna devam edince işgal donanması tarafından saldırılar oldu ve gemiler Aşdod limanına çekildi. Hatta gemilerden biri fark edilemeyip Gazze karasularına girmeyi başarsa da daha sonra o da işgal donanması tarafından ele geçirildi.
Bütün bu saldırılar sivil inisiyatifi durdurmayı başaramadı ve hemen aynı hafta daha önce saldırıya uğrayan Vicdan Gemisi beraberinde ki 11 deniz aracı ile tekrar yola çıkıldı ancak ikinci kez yola çıkan filo da işgal kuvvetlerinin saldırısı sonrası ele geçirilerek Aşdod Limanı'na çekildi ve mürettebat sınır dışı edildi.
Sivil inisiyatifler bütün bu süreçlerde aslında herhangi bir işe yaramıyor gibi görünsede oluşturduğu dip dalga bütün dünyada ciddi eylemlerle sonuçlandı. Sadece Türkiye’de dahi bir hafta içerisinde düzenlenen eylemlerde yüz binlerce insan sokağa aktı. Dünyanın her yerinde milyonlarca insan İsrail barbarlığına karşı sokaklarda sesini yükseltti. İtalya başta olmak üzere bir çok yerde ulusal grev ilan edildi. Afrika’da kimsenin ismini dahi duymadığı ülkelerde, artan İsrail barbarlığına karşı eylemler gerçekleşti.
Yine bütün bunları anmışken, Uluslararası Dayanışma Hareketi’nin özellikle dünya gündemine oturan kayıplarından da bahsetmek. gerekiyor. Hareket, bütün bu çalışmalara katılmış ve destek vermiş olmakla birlikte, aynı zamanda farklı faaliyetlerde birçok aktivistini de kaybetti. 7 Ekim sonrası işgal kuvvetlerinin saldırısında hayatını kaybeden Ayşenur Ezgi Eygi ve yıllar önce bedenini Filistinli bir ailenin evi için siper ederken bir İsrail buldozeri ile yapılan müdahale sonrası hayatını kaybeden Rachel Corrie, bunlardan sadece ikisi idi.
Kaynaklar:
- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2190236
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/342874
- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/789751
- https://www.mavimarmara.co/uploads/files/gazze-ambargosunun-hukukiligi-degerlendirmesi2019-04-01-1.pdf
- https://legalcasesagainstisraelattacksoncivilianboatstogaza.wordpress.com/2017/06/03/31-boats-challenge-israeli-naval-blockade-of-gaza/
- https://web.archive.org/web/20200924025423/https://freedomflotilla.org/news/coalition-statements/women-s-boat-to-gaza-a-message-of-hope-and-solidarity/
- https://web.archive.org/web/20120603172841/http://www.jta.org/news/article/2008/07/30/109705/freegazaport
- https://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/israel/2579827/Israel-to-treat-Gaza-peace-boats-like-pirates.html
- https://web.archive.org/web/20080908001742/http://www.reuters.com/article/homepageCrisis/idUSLN194771._CH_.2400
- http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/7578880.stm
- https://www.theguardian.com/world/2008/dec/30/israel-gaza-aid-ship