Gazze'nin Han Yunus kentindeki bir hastane yatağında yatan Baraa Abu Zaid, iyileşme umuduyla değil, tahliye sırasının asla gelmeyeceği korkusuyla gün sayıyor.
İki yıl önce İsrail'in Gazze'de başlattığı geniş çaplı savaşın ardından Refah'taki evinden kaçan üç çocuk annesi Filistinli kadın, Han Yunus'taki ailesinin çadırının insansız hava aracı saldırısına uğramasıyla iki çocuğunu anında kaybetti. Kendisi ve 13 yaşındaki en büyük oğlu Obaida ağır yaralandı.
Ateşkes ihlalleri hayatlara maloluyor
Gazze'de ağır yaralı on binlerce kişi gibi Abu Zaid de umudunu Ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan ateşkese bağlamıştı. Anlaşma şartlarına göre, Refah Sınır Kapısı'nın yaralıların yurt dışında tedavi görmesi için yeniden açılması gerekiyordu. Ancak bir aydan fazla bir süre sonra İsrail, bu şartı yerine getirmeyi reddetti ve ateşkese aykırı pek çok ihlalden birini daha gerçekleştirdi.
Abu Zaid, "Her gün sonumun yakın olduğunu hissediyorum. Birden fazla ameliyat ve özel tıbbi bakım gerektiren çeşitli yaralarım var. Adım yurt dışında tedavi listesinde, ancak beklemek için yeterli zamanım kalmadığından korkuyorum." dedi.
Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde yatağa bağımlı kalan kadının fiziksel ve psikolojik durumu her geçen gün kötüleşiyor. Abu Zaid, "Her gün ateşleniyorum ve mevcut ilaç olmadığı için yaralarımın enfeksiyon kaptığını görebiliyorum. Tüm bunlar hayatımı tehdit ediyor ve beni büyük bir tehlikeye atıyor." ifadelerini kullandı.
Abu Zaid, "Her gün sonumun yakın olduğunu hissediyorum. Birden fazla ameliyat ve özel tıbbi bakım gerektiren çeşitli yaralarım var. Adım yurt dışında tedavi listesinde, ancak beklemek için yeterli zamanım kalmadığından korkuyorum." dedi.
Büyük bir tıbbi felaket
Abu Zaid, Gazze'nin derinleşen tıbbi felaketinde mahsur kalan binlerce kişiden sadece biri. Ekim 2023'te başlayan iki yıllık savaş boyunca Gazze'nin sağlık sistemi, kasıtlı ve sistematik saldırılara maruz kaldı ve çöküşün eşiğine geldi.
Hastanelerin bombalandığı ve baskınlara uğradığı, yüzlerce doktor ve sağlık çalışanının öldürüldüğü veya tutuklandığı bildiriliyor. Bugün sadece bir avuç sağlık merkezi kısmen işlevsel durumda ve kritik derecede kıt yakıt ve tıbbi malzemelerle minimum düzeyde bakım sağlamaya çalışıyor.