Fişleme müfterilerine hodri meydan!

Ali İhsan Karahasanoğlu

“Taraf’ın şok manşeti” imiş..
Samanyolu öyle diyor..
“Hükümet’le ters düşen cemaatler fişleniyor”muş!
O başlığı atanlarda Allah korkusu olmadığını biliyorum da..
Samanyolu’ndaki arkadaşlar, fitnecinin dümensuyunda olmadıklarını iddia ediyorlarsa, küçücük bir araştırma yapacaklardı..
“Fişlenenlere ne olmuş?”
Öyle ya..
Biz fişlenenlerin akibetini, 28 Şubat sürecinde çok iyi biliyoruz..
Ne oluyordu 28 Şubat’ta..
Herhangi bir subay mı söz konusu?
“Süleymancı olduğu..”
Veya “Nurcu olduğu..”
Veya “Menzil’e bağlı olduğu” notu düşülür düşülmez..
İlk Yüksek Askeri Şura’da..
O subayımızın, ihraç edildiğini görüyorduk..
Demek ki fişlenmenin sonucu ne imiş?
Askeriyedeki sonuç çok net: İhraç!
Askeriyedekilerin durumu vahim de..
Diğerlerinin durumu “idare eder” mi?
Nerdee?
Başörtülü öğretmen mi?
Anında memurluktan ihraç.
İftiralarla aleyhinde dava açılmış bir dindar kişi mi?
Dava sonucunu beklemeden, hemen kapı önüne konulma.. 
Hedefteki fişlenen kişi, kolay pes etmeyecek üst sınıftan birisi mi?
Mesela bürokraside önemli bir görevde mi?
Bulunduğu koltuktan alt memur kadrosuna iniş..
Genel müdür ise, kızak bir görev..
Emniyet müdürü ise, merkezde protokolden sorumlu dandik bir görev..
Öğretmen ise, ailesinin olduğu ilden, ücra bir ildeki okula tayin..
İşte bizim “fişleme”den anladığımız bu..
Peki, defter değeri 1.25 olduğu halde, derin bazı ellerin girişimi ile borsada 7.25’den işlem gördürülen Taraf gazetesinin manşetindeki “fişlemeler”den sonra,  hükümet aleyhtarı olmakla suçlanan “cemaat mensupları”na ne olmuş?
Mesela, içlerinde memurluktan atılan hiç var mı?
Memurluktan atılmayı bırakın, bulunduğu ilden, başka bir ile gönderilen var mı?
Başka ile gönderilmeyi de bırakın, aynı ilde, bir başka göreve gönderilen var mı?
Bunlar da bir yana..
Bu isimlerden herhangi birisi, daha üst bir göreve atanmak üzere tek aday olarak hazırlanan listede isimleri yer alıyormuş da, “Sen cemaat mensubusun” denilerek, hakları yenilip atanacakları göreve getirilmemişler mi?
Onu da bırakın, bir kuruşluk maddi, küçücük bir manevi zarara uğrayan var mı?
Bunu söylerseniz, o zaman fişlemeyi ispat etmiş olursunuz.
Fitneci gazetenin elemanı, gerçeği çok iyi biliyor..
Onlar, ne kadar aşağılık bir yalanın, iftiranın altına imza attıklarını, çok iyi biliyorlar..
Ama Samanyolu’na ne oluyor?
Zaman’a ne oluyor?
Gruplarına mensup insanların, hiçbir görevden tenzil-i rütbe yaşamadığını, bilmiyorlar mı?
Listede yer alan üç kişiyi araştırdım..
Üç değişik ilimizdeki, rektör adayları..
İkisi seçimlerden üçüncü olarak çıkmış.
Birisi de ikinci..
Öylece Cumhurbaşkanı’na sunulmuşlar..
Cumhurbaşkanı, üç “fişlenmiş isim”in olduğu listelerdeki birinci isimleri rektör olarak atamış..
Şunu demeye hakkınız var mı?
“Biz Gülen gurubundanız. Biz üniversite içindeki seçimlerde üçüncü de olsak.. Cumhurbaşkanı bizi rektör olarak atamalıydı..”
Rektör olarak atanmamışlar diye, “Fişlenmiş oldukları için zarar gördüler” diyebilir misiniz?
Üç ismin de, yakın tarihteki bulundukları makamlara baktım..
Hiçbirisinde, küçücük bir geriye gidiş yok..
AK Parti iktidarında, kariyerlerinde kaydettikleri olumlu gelişmeleri, hiç hatırlatmama gerek bile yok..
Şimdi söyleyin..
Tek bir cemaat mensubu, bu iktidarın son yıllarında küçücük bir zarar görmemiş iken, “AK Parti döneminde de fişlemeler devam ediyor” demek..
Hangi vicdana sığar?
Hangi inanca sığar?
Hangi insanlığa sığar..
Lütfen..
“2004 MGK kararlarını görünce, kolum kanadım kırıldı” diyenler..
İnsanların size gösterdikleri saygıyı, hürmeti sıfırlamak istemiyorsanız..
Son verin bu yalanlara..
Son verin, bu iftiralara..

Yeni Akit