Fenomen maskesiyle yayılan parasosyal felaket

Ersin Çelik, dijital kumarın ve fenomenlerin yönlendirmesiyle gençlerin, ailelerin ve evliliklerin nasıl yıkıma sürüklendiğini somut örneklerle anlatıyor.

Yeni Şafak / Ersin Çelik

Para-sosyal felâket: Fenomenler yuvayı nasıl yıkar?

İki gündür gelen mesajları okuyorum… Kanım çekildi adeta. “Allah uzak etsin” deyip durdum. Birini buraya almak istiyorum, okurken bile zorlandım:

“Abi ben de ufak ufak başladım. Sosyal medyanın etkisi oldu. Takip ettiğim hesaplar bir anda servet sahibi olanların hikayelerini paylaşıyordu. Bir gecede son model araba alan yaşıtlarımı izledikçe hırslandım. Çoğu zaman kaybediyordum. Özel bir üniversitede okuyordum ve aslında babamın işleri yerindeydi. Futbola ilgiliydim, güya bilgimi de ölçüyordum. Dünyadan alt liglere yoğunlaşmıştım. İyi paralar kazandım ancak bir gecede büyük paralar batırdığım çok oldu. Baktım gidişat iyi değil, bıraktım. Okul bitti ve sevdiğim kızla evlendim. Ailelerin desteği ile kurduk yuvamızı. Borcumuz harcımız yoktu. Evimiz vardı. Bir emlak şirketinde müşteri temsilcisiydim. Maaşım iyiydi. Ancak işimi sevemedim, yorucuydu. Bahis oynamaya sardım yeniden. Yasa dışında büyük kazançlar vardı. Sonrası facia abi. Ne iş kaldı ne ev ne de eş. Gün gün tükettim. Eşim öğrendiğinde arabayı satmıştım. Daha da kötüsü altınlarının bir kısmını çalmıştım. Yıkıldı. Çocuk bekliyorduk. İkinci bir şans istedim. İkna oldu, büyüklere duyurmadık. Hatta, anlaşılmasın diye kalan altınlarla yeni araba aldırdı. Ancak ben sözümde durmadım abi. Aslında mahcuptum. Kaybettiklerimi yerine koymanın hırsıyla kredi çekip oynadım. Birkaç ay sonra eve, bankanın icra takip kağıtları geldi. Bebeğimiz doğmuştu. Diyecek bir sözüm yoktu. Annesine gitti. Üç ay sonra da boşadı beni. Aslında ailesi çekip aldı. Herkes yıkıldı. Annem, babam, ablalarım… İnsan içine çıkamaz oldular. İntihar etmeyi çok düşündüm. Bir çocuğumun olduğunu bile hissedemedim. Ama annem elini çekmedi benden. Göz yaşlarıyla sarıp sarmaladı. Günlerce odamdan çıkmadım. Bu sürede bol bol Kur’an meali okudum, namaz kıldım. Dua ettim. Tövbe ettim. Haftalar sonra evden cuma namazları için çıktım. İkindi vaktine kadar camide oturuyordum. Müezzinin dikkatini çekmiş. Oturduk, sohbet ettik. Yaşıttık. Arkadaş olduk. Yazında “dal” demişsin ya abi, ben de ona tutundum. Vakit namazlarına gitmeye başladım. Toparladım şükürler olsun. Babam, kumarı terk ettiğime ikna oldu. İşe soktu. Ama giden gitti abi. Şimdi arada çocuğumu görmek bile bana büyük nimet. Abi şunu da itiraf edeyim: Çocuğumun annesi iyi ki evi terk etmiş. Yoksa onlara zarar verebilirdim. Abi kumarın, bahis oynamanın yasalı, illegali yok. Hepsi aynı. Allah düşürmesin, bulaşanları da kurtarsın.”

***

YANGIN EV EV YAYILIYOR

Uzun uzun alıntıladım. Çünkü son yazımdan sonra sanal kumar üzerine gelen onlarca yorum ve mesaj görünmez olduğu düşünülen yangının ev ev yayıldığını gösteriyor. İnsanlar, yaşadıkları kayıpları, kardeşlerini, eşlerini, çocuklarını bu dijital bataklıkta nasıl kaybettiklerini anlatıyorlar. Kimi “Kardeşim telefondan 300 bin lira gömdü, biz fark ettiğimizde iş işten geçmişti” dedi. Bir anne, “Oğlum gece yarılarına kadar telefonda kutu açıyor, kumar olmadığını söylüyor ama kredi kartından paralar gidiyor” diye yazdı.

Bu mektup, kumarın sebep olduğu mali yıkımın, aile içi şiddete ve boşanmaya nasıl kapı açtığını gösteriyor. Ancak en zoru, kahramanımızın bile, annesinin gözyaşlarıyla sarıp sarmalaması sayesinde yeniden hayata tutunmasıdır. Ailenin Kutsallığı ve genç kızın cinsiyet karmaşasında ailesinin desteğiyle döndüğü gibi, bu genç için de annesinin elini çekmemesi tek kurtuluş yolu olmuştur.

***

“İYİ ÇOCUK KILIKLI” KUMARBAZLAR

Bu yorumların ortak bir tarafı var: Kimse bu bataklığın bu kadar yakınına sokulduğunu fark etmemiş. Çünkü, mesele artık gizli saklı oynanan bir kumarın ötesinde. Instagram’da, X’te, Telegram’da, Twitch’te, TikTok’ta, YouTube’da “iyi çocuk”, “sevilen fenomen”, “popüler sporcu” kılığında dolaşan kumarbazların hedefinde herkes. Gelen mesajların bir kısmında; çocukların, eşlerin, kuzenlerin kumara nasıl çekildiğini anlatanlar fenomen videolarını işaret ediyor. “Takip ettiği fenomen ne diyorsa yapıyor” diyorlar.

Bu yüzden bugün karşımızda yalnızca dijital bir bağımlılık değil, fenomen pazarında tezgah açmış, tanıdık o sevimli yüzleri, kendilerini “reklam panosuna” çevirdikleri, gençleri de sessizce yamaçlara çeken örgütlü bir düzen var. Yani sanal kumar sistemini, sıradan hesaplar değil, “tanıdık yüzler” besliyor. Eski futbolcu Batuhan Karadeniz örneği, dijital kumar bataklığının hangi boyutlara ulaştığının sadece bir örneği. Sosyal medyada milyonlara “kolay para” vaadiyle uzatılan her elin arkasında, gençleri borç ve bağımlılık çukuruna çeken ahtapotun kolları var. Batuhan Karadeniz hakkında yasadışı bahis ve kumarı teşvik ettiği gerekçesiyle kırmızı bülten çıkarılması ve mal varlıklarına el konulması, işin artık basit bir reklam ya da “influencer hatası” olmadığını da kanıtlıyor. Ünlü simalar kullanılarak gençlerin hayatlarının çöküldüğünün ilanı aynı zamanda.

***

ARKADAŞ GİBİ GÖRMENİN BEDELİ

Aslında bugün yaşadığımız dijital yönlendirme yalnızca reklam etkisi değil. Gençlerin bir “fenomen” ile kurduğu gerçekmiş gibi görünen ilişkinin sonucu. Bu durum kavramsal olarak “parasocial” olarak adlandırıldı. Cambridge Dictionary bu kelimeyi 2025 yılının kelimesi seçerek, bir kullanıcının tanıdığını düşündüğü bir yüz aracılığıyla yönlendirilebilmesinin adını koydu. Araştırmalar da gençlerin sosyal medya üzerinden kurduğu tek taraflı ilişkilerin, yani fenomenlerle ya da tanıdık yüzlerle kurduğu ‘sanki arkadaşıymış’ gibi hissettiği bağların, kumar, alkol gibi kötü alışkanlıklara kapı araladığını gösteriyor. Türkiye’de de 12-18 yaş grubunda internet üzerinden bahis deneyimi 12’nin üzerindeyken, genç yetişkinlerde yasadışı bahis kullanımının hızla arttığı görülüyor.

Önceki yazımda, X›teki (Twitter) bot ağlarının demokrasiler için açık tehdide dönüştüğünü vurgulamıştım. Bu bağlamda, futbol yetenekleri ile idol olanların, şimdi gençleri kumar ekranlarına sürüklemesi, toplum için alarm zillerinin en yüksek perdeden çaldığı noktadır.

***

KARANLIK FABRİKANIN HAMMADDESİ GENÇLER

Sonuç olarak: Yalnızca Google ile ekosistemindeki kumar siteleri değil, kitlelere hitap eden “fenomenler ve sosyal medya hesapları da slot makinası kolu” vazifesi görüyor. Ailenin çözülmesi, mahremiyetin sınırlarının aşılması, gerçek rol modellerin yok olması, tüketim kültürünün “hızla elde etmeyi” dayatması… Bunların hepsi gençleri, bacasız dev bir endüstrinin hammaddesi yapıyor. Çözüm ya da önlem yalnızca operasyon düzenlemekle olmuyor. Gençlerin zihin dünyasını hedef alan bu dijital sömürü düzenine karşı kapsamlı bir strateji geliştirmeliyiz.

Bugün gençliği ve aileleri tüketen bu karanlık pazar, zamanla ülkenin sosyolojik ve ekonomik geleceğini de tüketecektir.

Yorum Analiz Haberleri

Almanya'da koalisyon krizleri, ekonomik sorunlar ve AfD'nin yükselişi
Avrupa geçmişiyle hesaplaşabilecek mi?
İlahiyat ve diyanet eğitimlerinde İslami özgünlük geliştirilebilir mi?
Bir tarafsızlık masalı: BBC’nin Gazze sınavı
ABD’nin Batı Yarımküre’ye dönüşünün yeni çerçevesi: “Donroe Doktrini”