Endişeyle takip ediyoruz!

CELAL KURŞUN

“ABD demokrasisi’nin” son durağı kendisi oldu. Demokrasisini götürdüğü her ülkenin ardından geriye büyük bir kaos, sürgün, milyonları aşan ölüm, işkence, tecavüzden başka bir şey bırakmayan Amerika 245 yıllık tarihinde bu geleneğini hep sürdürdü. Nihayet dünya turunu tamamlayan demokrasileri başlangıç noktasına geldi. ABD tarihinin en karanlık günlerinden bir gündü diye tanımlayacakları sahnelere Joe Biden’in başkanlık oylamasının yapıldığı bir oturumda tüm dünyanın gözleri önünde şahit olundu. Üstelik kendilerini ziyaret eden “demokrasi” daha önce götürdüklerinin henüz onda biri bile değilken kararıverdi dünyaları hemen! Oysaki sadece 4 kişi ölmüş ve 52 kişi gözaltına alınmıştı.

Trump’ın tüm sosyal paylaşım hesapları şiddete teşvik dolayısı ile askıya alındı. Kendisinin resmi başkanlık hesabı olan @POTUS’tan bu duruma cevap olarak “Twitter, dünyadaki en tehlikeli kişilerin özgürce konuştuğu ve aşırı solu yükselten bir platformdur. Takipte kalın” diyerek cevaplamışsa da oradan attığı dört mesaj da silindi. Daha önce canlı yayın sırasında ana akım medyası Trump’ın konuşmalarını nasıl anında kesmişse sosyal paylaşım devleri de aynı şekilde ipini tamamen çekti. Öte yandan Biden ise yaptığı açıklamasında “Protestocular siyah olsaydı polisin tepkisi farklı olurdu” diyerek Amerikan’ın demokrasi kavramını gayet sade bir şekilde bir kez daha tanımlamış oldu. Evet, Biden’ın sorusunun cevabı çok açık ve net; ortalık kan gölü olur ve tek bir siyah o binadan sağ çıkamazdı.

BM, Avrupa Birliği, NATO, İngiltere, Kanada gibi ülke ve birlikler ABD’de yaşanılan olayları endişeyle izlerken Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’ndan veciz olduğu kadar da imalı bir açıklama geldi ve ABD’deki tüm taraflara itidal çağrısında bulundu ayrıca vatandaşlarını tehlikelere karşı gösteri bölgesinden uzak durmaya çağırdı.  Aralarında gazeteci ve siyasetçilerin de bulunduğu birçok tanınmış kişi ABD'yi bir muz cumhuriyetine benzetti. Öyle ki bu benzetmelere tahammül edemeyen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo twitter hesabından açıklama yapma ihtiyacı hissetti ve muz cumhuriyeti olmadıklarını yazdı!

Şu sıralar Trump’ın başkanlığı bitmeden azledilmesi için büyük çaba gösteriyor demokratlar. Temsilciler Meclis başkanı Pelosi “dengesiz” ifadesini kullanarak hitap ettiği Trump’ın yaptıklarının yanına kar kalmayacak şekilde sonunu getirmeye oldukça kararlı. Bunun için de anayasanın 25’inci ek maddesini yürürlüğe sokmaya çalışıyorlar. Fakat bunun içinde zamanın yeterli olup olmayacağı tartışma konusu zira 20 Ocak’ta Trump’ın görevi resmi olarak sona erecek. Bu yüzden daha fazla vakit kaybetmeden Pazartesi günü ilk işlemler ivedilikle başlatılacak.

Öte yandan Trump Twitter hesabının kısa süreliğine aktif olduğu bir zamanda barışçıl bir şekilde görevini teslim etmekten bahsetmişti. Herkes Trump’ın çıkan olaylardan dolayı üzüntü duyarak bu kararı verdiğini düşünürken yakın zamanda yaptığı açıklamasında ise teslim törenine katılmayacağını belirtti. Böylece 152 yıl sonra görev teslim törenine katılmayı reddeden ilk başkan olacak. Durum böyle gerçekleşirse Trump, 1801 yılında John Adams,  1829’da  John Quincy Adams ve 1869’da  Andrew Johnson’un yolunu seçerek ABD tarihinin görev teslim törenine katılmayan dört başkanından birisi olma özelliğini taşıyacak.

Bütün olup bitenlerden sonra Trump’ın kenara çekileceğini düşünenler ise yanılıyorlar. En son yaptığı paylaşımlarda yeni kuracağı platfrom ile bunun sinyallerini çoktan vermiş durumda.  Kendisine getirilen onca kısıtlama ve engelin ardından  “haklı” mücadelesine kuracağı platform üzerinden son hız devam etmesi oldukça muhtemel çünkü kendisine verilen 75 milyonluk oy desteğinin hep arkasında olduğunu ve onların bu seçimlerde yenilen haklarının yılmaz savunucusu olacağını düşünüyor. Fakat bu düşüncenin vuku bulması onun bu süreci azledilmeden atlatabilmesine bağlı. Yaklaşık 3 milyar dolarlık serveti olan Trump tüm imkânlarını bu uğurda kullanmaya hazır durumda. Bu servetini aktif kullanabileceğini ön gören demokratlar ise ilk fırsatta Trump’ın geçmiş dönemlere ait vergi usulsüzlüklerinin üzerine gitmeyi planlıyor.

Trump gözünü karartarak girmiş olduğu bu mücadelede genel olarak kabinesinden destek almayı başarmıştı. Fakat kongre baskını sonrası ABD Ulaştırma Bakanı Elaine Chao Trump yönetiminden istifa edeceğini açıklayan ilk bakan oldu ve istifa etti, ardından Eğitim Bakanı Betsy DeVos da istifa eden üst düzey isimler arasına katıldı. İddialara göre yardımcısı Mike Pence’in de Trump’ı twitter hesabından takibi bıraktığı iddia edildi. İstifa eden üst düzey yöneticiler son olaylardan oldukça ürktükleri için kendilerinin bu anlamda Trump’a desteklerinin olmadığını kamuoyuna duyurma ihtiyacı, içerideki kargaşayı da yansıtması anlamında oldukça önemli.

Amerika demokrasisinin batı normlarına göre nasıl işlediği ABD’de yaşanılan olaylarla bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu. Amerika’da başkan seçilen kişinin savaşa, silah ticaretine, kapitalizme ve işin özünde de o meşhur Rockefeller, Rothschilds gibi ailelere hizmet etmenin ötesinde hiçbir kukla rolünün olmadığı hesaplarını tutturamadıkları Trump ile iyice gün yüzüne çıkmış oldu. Sömürü, kan ve gözyaşı üzerine inşa ettikleri sözde medeniyetleri Trump’ın bu cüretkâr çıkışları ile kongre baskını sonrasında iyi bir darbe almış oldu. Ayrıca ABD içindeki mevcut isyan potansiyelini de bir anlamda George Floyd olaylarından sonra değişik bir versiyon ile belirgin hale getirmiş oldu. Bu vb. olayların ABD’de damar bulması gelecek yıllarda olası süreçlerin aktifliğinde önemli rol oynayacaktır.