Darbe ihtimali var mı?

İhsan Dağı

Darbe ihtimali yok. Bunu konuşmak bile abes, utanç verici. Ama darbe heveslilerinin hem ordu içinde, hem medyada hem de iş çevrelerinde hâlâ var olduğu gerçek. Son yıllarda sistematik bir şekilde yaratılan 'vatan ve rejim tehlikede' havası, darbeciliğin meşruiyet zeminini oluşturuyor.

'Devlet'in en tepesindeki kişiler bir ara, 'Cumhuriyet'in tarihte görülmedik düzeyde tehlike altında olduğu'nu sürekli söylüyorlardı. Böyle bir 'kaygı', hem darbe heveslilerine psikolojik rahatlık sağlamak hem de giriştikleri işin toplumsal desteğini oluşturmak gibi iki temel işlev görüyordu.

Çoktandır bu havanın yaratıldığı kuşkusuz. Kıbrıs meselesinden AB sürecine, Irak'ın işgalinin yarattığı sorunlardan Ermeni meselesine ve hatta özelleştirme politikalarına kadar birçok konu 'vatan elden gidiyor' psikolojisi yaratmak ve yaymak için etkin bir şekilde kullanıldı. Öte yandan AK Parti'nin iktidar olması ve hâlâ seçim kazanmaya devam etmesi, zaten bizatihi 'rejimin tehlikede' olduğunun bir deliliydi bu çevrelere göre. Ayrıca darbe, birileri için 'kariyer' ve 'para' demek. Bu beklentilerle gözü kararanlar, bürokratik, siyasal ve ticarî ikbal kapılarının kendileri için açılmasını umanlar var kuşkusuz. Darbe heveslileri var, ama 'başarı şansı' var mı darbenin? Cunta elemanlarıyla açık konuşmak lazım: 'Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis' cezası gerektiren bir suça kalkıştığınızı biliyorsunuz değil mi? Türkiye ortalamasının çok üzerindeki maaşınızı alarak gerçek işinizi yapmanız, sivil hayatın keyfini çıkararak para kazanmaya devam etmeniz, ömrünüzü cezaevinde geçirme riskine girmekten daha akıllıca geliyor bana. Çünkü başaramazsınız, başaramayacaksınız...

Toplumu ne kadar hazırlamış olursanız olunuz (Danıştay cinayeti, Cumhuriyet'e atılan bombalar, Malatya katliamı, Dink suikastı vs...) darbeyi meşrulaştırmanız mümkün değil.

Toplumun, siyaset kurumunun ve kamu güçlerinin ve hatta ordu içinde önemli bir kesimin böyle bir maceraya kalkışanlara direneceklerini siz de tahmin ediyorsunuzdur. Bir darbe organizasyonu için en azından yüzlerce, fiilî uygulamaya geçmeden binlerce kişinin sürece dahil edilmesi gerekir. Böyle bir hazırlığın deşifre edilmemesi ise imkânsız. Yıl 1980 değil. Ne devletin demokrasiye bağlı unsurları, ne halk ne de medya sizi hazırolda bekliyor. (Bekleyen bazı medya grupları ve iş çevreleri yok değil, ama yetmez. Yetseydi zaten çoktan halletmiştiniz bu işi.) Haydi yaptınız diyelim. Sokağa inen halkı ne yapacaksınız? Demokrat medyayı, demokrasiye bağlı kamu güçlerini, hükümeti, gençliği, siyasî partileri ne yapacaksınız? Yok etmeyi deneyebilirsiniz. Ama bunu halktan ve dünyadan gizli yapamazsınız. Kan döktüğünüzü hem halk hem de dünya görecek. Sessiz mi kalacaklar sanıyorsunuz?

Etnik temizlik projenizi yürütürken Türkiye'nin her tarafında başlayacak Kürt-Türk çatışmalarını nasıl durduracaksınız? Etnik temizliğe direnen Kürtleri dünyada ve bölgede oluşan yeni dengeler çerçevesinde nasıl Türkiye'de tutacaksınız? Yeni bir darbenin Türkiye'yi paramparça edeceğinden kuşkunuz olmasın. Bugün darbe düşünenler ve destekçileri, Türkiye'yi bir iç savaşa sürüklemeye ve bölmeye hazır olanlardır. Bir darbe sonrası memleketin Sevr şartlarından daha ağır bir tabloyla karşılaşacağı kesindir. Kendi halkına ve komşu ülkelere yönelik şiddet politikasına kimse seyirci kalmaz. Bugün Lübnan'a, Kosova'ya, Afganistan'a bizim gönderdiğimiz 'barış gücü' benzeri BM veya NATO askerleri Türkiye'ye gönderilmeye başlanır.

Ama hâlâ bazı cuntacılar; "yönetiminden dışlandığımız büyük bir Türkiye yerine, yönetimin tepesinde olduğumuz küçük bir Türkiye'yi tercih ederiz" diyebilir. Onlar için darbe sonrası ülkenin bölünmesi, iç savaşla toplumun birbirini yemesi önemli olmayabilir. TSK'nın darbeci cuntalardan temizlenmesi gerektiğinden söz ederken şaka yapmıyoruz. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, böyle bir Türkiye tablosuna razı mı?

ZAMAN