Tabip Albay Mustafa Kahramanyol bunlardan birisi.
Kahramanyol, darbecilere sivil mahkemelerin yolunu açan kanunun yürürlüğe girmesi ile kendisini GATA'daki görevinden çeşitli hilelerle uzaklaştırdığını söylediği Çevik Bir'e dava açıyor.
Kahramanyol'un hikâyesi şu günlerde televizyon ve gazetelerde geniş yer alıyor.
O dönemde Çevik Bir tarafından görevinden uzaklaştırılan bir isim daha vardı: Prof. Dr. Nevzat Tarhan.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın hikâyesi çok daha ilginç. Nevzat Tarhan o zaman GATA klinik şefliği yapıyordu.
Uzmanlığı psikiyatri olan Nevzat Tarhan, Çevik Bir'in bir emriyle "veteriner" ilan edilir.
Yanlış okumadınız. Psikiyatri Profesörü Nevzat Tarhan, Çevik Bir tarafından Gaziantep'e veteriner olarak tayin edildi.
Nevzat Tarhan ve Mustafa Kahramanyol 28 Şubat sürecinde resen emekli edilen veya ordudan uzaklaştırılan isimlerden sadece ikisi. O süreçte 1565 subay-astsubay resen emekliye sevk edildi. 10 bine yakın subay astsubay da zorla emekli edildi.
Bu subay astsubayların yeri Doğu Aktulga tarafından atanan subaylarla dolduruldu.
Kurumsal olarak 28 Şubat ile hesaplaşmak aslında mümkün. Batı Çalışma Grubu denilen yasadışı yapının icraatlarıydı bu ordudan uzaklaştırmalar. Şimdilerde bu insanlar teker teker Çevik Bir'e karşı sivil mahkemelerde dava açma hazırlıkları yapıyorlar, kendilerine yapılan haksızlıkların hesabını sormaya hazırlanıyorlar.
Hepsi dava açamıyor çünkü bu subay astsubayların çoğu dava açamasınlar diye Yüksek Askeri Şûra kararıyla ordudan atıldılar.
Prof. Tarhan'ın hikâyesine devam edelim:
GATA'da görev yaparken haksız bir şekilde tayini çıkıyor. Bunun üzerine Tarhan mahkemeye gidiyor ve görevine iade ediliyor. Tekrar tayini çıkıyor, tekrar mahkeme oluyor ve tekrar görevine dönüyor. Bunun üzerine dönemin GATA Komutanı Tarhan'ı makamına çağırıyor ve "Nevzat, yine kazanırsın biliyorum ama bu sefer tayinin Şırnak'a çıkacak. Bunu söylemek zorundayım" diyor. Bunun üzerine Nevzat Tarhan "Suçumuz ne diye" sorunca GATA Komutanı "Devlet içinde emir komuta zinciri dışında bir odak var, sizi istemiyor" der.
-Peki neden beğenmiyor komutanım?
-"Sizin yaşam tarzınızı beğenmiyor!"
Nevzat Tarhan'a göre devlet içindeki emir komuta dışındaki birim Batı Çalışma Grubu'ydu.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulmuş bir tür çete yapılanmasıydı Batı Çalışma Grubu.
Bu grup emir komuta zinciri dışında istihbarat topluyor, kişileri fişliyor ve yalan yanlış bilgilerle hazırladığı raporları Yüksek Askeri Şûra'da projeksiyon cihazlarıyla komutanlara sunuyor ve neticede fişlenenler ordudan uzaklaştırılıyordu.
YAŞ kararı ile ordudan atılanların hiçbir yasal mercide hak aramaları mümkün değil. Bu yolun açılabilmesi için Anayasa'nın 125. Maddesi'ndeki "YAŞ kararları yargı denetimi dışındadır" ibaresinin değiştirilmesi gerekiyor.
İşte bu anlamda 28 Şubat Cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşma hareketi olmasının yanında yine bu tasfiye edilenlerin yerine getirilen subaylarla da en büyük kadrolaşma hareketi olarak anılabilir.
Türkiye'de bir daha 28 Şubatların yaşanmaması için hiç değilse 28 Şubatçılara ve en önemlisi Batı Çalışma Grubu'na yaptıkları yasadışı işlerin hesabı sorulmalıdır.
28 Şubat'ta bir şekilde Çevik Bir'in elinden zarar gören kişiler, andıçlanan siviller, mesela Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand, Akın Birdal, Altan kardeşler vs. hepsi için artık mahkeme yolu açık.
Bu demektir ki, Çevik Bir'in başı büyük belada...
BUGÜN