Camide mevlit mi, minberde methiye mi?

Ahmet Ziya İbrahimoğlu, “Atatürk mevlidi” uygulamalarını, M. Kemal'in “minberde şahıs övülmez” genelgesiyle karşılaştırarak dinî alanın ideolojik tahakküm altına alınışını eleştiriyor.

Ahmet Ziya İbrahimoğlu/Aynama yansıyanlar
Camide Mevlit mi, Minberde Methiye mi? O Hâlde Behçet Kemal’i Okuyun!

 

Her 10 Kasım’da alışıldık bir sahneyle karşılaşıyoruz:

Birileri diyor ki: “Paşa için mevlit okutmalıyız.”

Oysa bu sualin cevabı, neredeyse bir asır evvel verilmişti; hem de bizzat M.Kamal Paşa’nın kalemiyle.

M.Kamal Paşa’nın Genelgesi

Paşa, minberin Allah’ın evinde bir hitap kürsüsü olduğunu, orada hiçbir şahsın övülmemesi gerektiğini bildiren bir genelge yayımlamıştı:

“Minber, siyaset veya methiye kürsüsü değildir.”

Fakat bizde tuhaf bir alışkanlık vardır:

Birisi bir kapıyı kapatır, diğeri aynı kapıyı “anı yaşatıyoruz” bahanesiyle aralar.

Paşa’nın minberden indirdiği kendi adını, biz bir asır sonra yeniden minbere çıkarmak için sıraya girdik.

Hazır Mevlit İlle de Okunacaksa…

Eğer maksat “Atatürk mevlidi” okumaksa, merak etmeyin; bu iş çoktan yapılmıştı.

Behçet Kemal Çağlar, 1933’te bu görevi ifa etti.

Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ını esas aldı; ama mevlidin rahmetini değil, millî methiyesini yazdı.

Kısaca, “dinî form içinde seküler mânâ”nın ilk örneğini verdi.

Çağlar, klasik mevlid formunu alıp millî övgüyle yeniden yorumladı; birkaç beyit bırakalım:

“Hak Teâlâ çün yarattı Türk’ü ilk,

Dedi: ‘Üç kıta da olsun ona mülk!’

Mustafa nurunu alnına koydu,

‘Bil! Kamal’in nurudur ol nur!’ dedi.”

Ve devamında:

“Ger dilesiz bulasız oddan necat,

Mustafa-yı ba-Kamal’e essalât!”

Evet, yanlış duymadınız:

“Cehennemden kurtulmak istiyorsan Mustafa Kamal’e salât et!”

Süleyman Çelebi’nin “Doğdu ol sâatte ol Sultân-ı dîn” mısraı, Çağlar’ın elinde “Sultân-ı vatan”a dönüşüyor.

Mevlidin Uygulama Yeri

Bu mevlit, mekân fark etmeksizin etkisini gösterir.

Konuyu samimiyetle ve laikliği ihlal etmeden ele alacak olursak, çözüm üretmek zor olmayacaktır.

Yanlış anlaşılmasın; böyle bir mevlidi kilise veya sinagogda okutun demeyeceğim.

Tekke ve zaviyelerin kapatılması sonrası bugünkü cemevlerinde okutulsun da diyemem; çünkü Ehli Beyt sevgisi olan Alevileri üzmek istemem.

Ama şöyle bir çözüm var:

Ali’siz Alevilik peşinde koşup cemevlerini ibadethane olarak kabül ettirmeye çalışanların tesis ettiği cemevleri, böyle bir mevlit için ideal yerler olabilir.

  • Hem Kamalizm mevlitsiz kalmaz,
  • Hem Ali’siz Alevilerin cemevlerini ibadethane kabül ettirme çabası için uygun bir maske bulunmuş olur,
  • Hem laiklik zarar görmez.

Böylece camilerimiz de Kamalizmin gündeminden çıkmış olur.

Minberin Mahiyeti

Oysa minber, Allah’ın evinde bir hitap kürsüsüdür;

orada kişi değil, yalnız Hak anılır.

M.Kamal Paşa, bunu bilerek “hutbelerde şahıs övülmesini men eden” bir genelge yayımlamıştı.

O genelgeyi tersyüz etmeden hatırlayalım:

“Minber, Allah’ın evinde bir hitap kürsüsüdür; orada kimse övülmez.”

Bugün birileri “Atatürk mevlidi” okutmak istiyorsa, buyursunlar, Behçet Kemal’in mevlidini okutsunlar.

Hem şiir var, hem ideoloji, hem de ironinin ta kendisi…

Belki o vakit, neyi anladıklarını değil, neyi anlamadıklarını idrak ederler.

Son Söz: Gerçek Minnet

Gerçek mevlit, kalemle değil, amel ile okunur;

Gerçek anma, minberde değil, adalette ve liyakattedir.

10 Kasım’da bir mevlit okunacaksa – buyurun, Behçet Kemal’inki hazır!

Okuyun da, putlaştıkça nasıl küçüldüğümüzü beyitlerden duyun.

Behçet Kemal Çağlar – Atatürk Mevlidi (1933)’ten Seçmeler

“Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk,

Dedi: ‘Üç kıta da olsun ona mülk!’

Mustafa nurunu alnına koydu,

‘Bil! Kamal’in nurudur ol nur!’ dedi.

Geçti böyle nice ay nice sene,

Vakt erişti bin sekiz yüz seksene,

Ger dilesiz bulasız oddan necat,

Mustafa-yı ba-Kamal’e essalât!”

Ek Belge: Mustafa Kamal Paşa’nın “Hutbelerde İsim Zikretmeyiniz” Genelgesi (1924)

“Minber, Allah’ın evinde bir hitap kürsüsüdür.

Orada Allah’tan başka hiçbir şahsın adı anılmaz, övgüsü yapılmaz.”

Paşa minberden kendini indirdi, biz 90 yıl sonra tekrar çıkarmaya uğraşıyoruz.

Hazırlayan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
09.11.2025 – OF

Yorum Analiz Haberleri

Aile, kadın ve cinsiyeti hedef alan tüm girişimler terördür!
ABD ve İsrail’in Suriye hesaplarında farklı görünen ortaklık
Papa ve zorunlu değerler ittifakı arayışı
Almanya'da koalisyon krizleri, ekonomik sorunlar ve AfD'nin yükselişi
Avrupa geçmişiyle hesaplaşabilecek mi?