Bugün Tüm Ortadoğu Kerbelâdır…

BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER

Hergün Aşûra Heryer Kerbelâ Bugün Aşûra Suriye, Bahreyn Kerbelâ…

İmam Huseyn ile Mel’un Yezid’in savaşı, aslında Hakkla batılın bitmek tükenmek bilmeyen mücadelesinin yansımasıydı.  

İmam Huseyn (as), Hakkın şahitliğini yapmak için zulme boyun eğmemek için fedâ etti kendisini. Feda etti ki zulüm İslam ümmetinin nezdinde meşrulaşmasın, batıl hak kisvesi giymesin…

O dönemin zorbası Yezid insanlardan zorla biat alıp kendisine muhalefet edenleri açlıkla, ölüm ve işkenceyle terbiye etmeye çalışıyordu. Tıpkı bu dönemin zorbaları gibi…

Bugün Suriye halkının yiğit evlatları, alevisiyle sünnisiyle hristiyanıyla kenetleniyorlar. Öyle ki Suriye’nin Yezidî rejimine karşı İmam Huseyn gibi baş kaldırıyorlar.

Aynı durum, Bahreyn’de de geçerli, Yemen’de de geçerli, Ürdün’de de, Suudi Krallığında da…

Bölge halkları yıllardır emperyalistlerin taşeronluğunu yapan yerli zorbalara karşı fıtratlarının çağrısına uyuyorlar. Özgürlük talepleri çok net. Tek bir adam, aile ya da grup devletin başına çöreklenmesin, iktidarlar halkın iradesine göre değişebilsin, suçlular adil yargılansın, yolsuzluk yapanlar hesap versin, halkın hakkı olan yeraltı ve yerüstü zenginlikler küresel çetelere ve onların taşeronu zorbalara peşkeş çekilmesin…

Bu açıdan baktığımızda, Halkının çoğunluğu Sünni Suriye’de, Ürdün’de, Mısır’da ve Suudi Arabistan’daki halkların talepleriyle, halkının çoğunluğu Şii Bahreyn’de,  Zeydî Yemen’deki halkların taleplerinin aynı olduğunu görüyoruz. Bizler bu fıtri taleplerin arasında ayrım yapmanın gayriahlaki olduğunu belirtiyoruz. Suriyelilerin kanı Filistinlilerinkin’den ucuz değil, Bahreynlilerin acıları Mısır’lılarınkinden az değil…

Bölgede herkesin bir çıkarı var. Herkes kendi çıkarını düşünüp kendisine yapılan zulmü öne çıkartıyor ama yanıbaşındaki kardeşine aynısı yapılınca başını öte yana çeviriyor… Bölgedeki bu kirli oyunu bozmanın yolu İslam Ahlakını hatırlamaktan geçiyor. Kendin istediğin şeyi kardeşin için istemedikçe doğru bir tavır alamayacağız. Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri  başkalarına revâ görüyorsak yanlış bir yerlerde kaybolmuşuz demektir…

Kendi çıkarlarımız için dilimiz başka amelimiz başka kıbleye dönmüşse bugünün Kufesi, Ankara, İstanbul ya da Tahran olmuş demektir…

Sessizliğimiz bir halkı öldürüyor…

Mazlumlardan yanayız sloganlarımızın ardından zalimlerle kol kola oluşumuz tam da Kûfe’yi ve Abbasî’yi diriltmek demektir...

Evet Ehl-i Beyt’in siyah bayrağını dalgalandırıp Emevi siyaseti gütmek dünde kalmadı…

Tarih dirildi bu topraklarda… İyisiyle kötüsüyle…

Kimileri de Ah Suriye vah Suriye deyip Hz. Osman’ın kanlı gömleğini dalgalandırıp Bahreyn’de sus pus oluyorlar dilleri ah vah ederken amelleri Emevî oluyor…

Ama buna rağmen İslam’ın öz değerlerini gerçekten sözüyle ameliyle şahitlik eden Huseynler, Ebu Hanifeler, İmam Zeydler bugün de varlar…

Dengeleri Bozacağız! Ahlak ve Fıtrat Kazanacak!

Evet, Hergün Aşûra Her yer Kerbelâ Bugün Aşûra Suriye Kerbelâ…

Evet, Hergün Aşûra Her yer Kerbelâ Bugün Aşûra Bahreyn ve Yemen Kerbelâ…

Mazlumun kimliği olmadığı gibi Zalimin kimliği de etiketi de önemli değil…

Aynı kaderi paylaşan halklar hep beraber özgürleşecekler. Mezhep savaşına etnik bölücülüğe izin vermeksizin…

Neden?

Çünkü bu topraklarda bin küsur yıldır Alevisiyle Sünnisiyle Hristiyanı Dürzisi Yezidisiyle İslam Ümmeti çatısı altında huzur içinde yaşayabilmişler.

Bu sebeple bizler, sadece bir etnik grubun ya da sadece bir mezhebin özgürleşmesini değil tüm renkleriyle bütün bölgenin özgürleşmesini, yerel Yezidlerden temizlenmesini istiyoruz.

Yerel Yezidlerin birer kukla olduklarını, Onların küresel efendilerinin bölge üzerinde planları olduğunun da altını çiziyoruz. Bölgedeki devrimlerin aynı zamanda emperyalizme ve siyonizme karşı da yapıldığını haykırıyoruz. Bölgenin topyekün özgürleşmesi yolundaki taleplerin ABD emperyalizmi tarafından çalınmasına izin vermeyeceğiz. Vermemeliliyiz…

Hama’da katledilerek nehirlere atılan gençlerin aşkına,

Şam’da sahur vakti kapıları kırılarak kaçırılan ve tecavüze uğrayan kadınların aşkına,

Der’a’da dört yaşında katledilen Leyâl Asker aşkına…

Hamza el-Hatîb ve nice çocuk, genç, yaşlı, kadın demeden özgürlük adına yollara düşen şehidler adına…

Bu yüzden Suriye camiilerinden atılan slogana ses vereceğiz:

Diktatörlere de Dış Müdahaleye Hayır!