Mehmed Göktaş/Doğru Haber
Bu moralle ibadetlerde huzur bulabilmek!
Bozulmuş bir moralle ibadetlerden beklediğimiz huzuru bulmak kolay olmuyor zannedersem.
Moralimizi bozan şeylerden maksat Müslümanlara karşı yerine getiremediğimiz yükümlülüklerimizdir. Söz konusu yükümlülükler de Rabbimiz tarafından bize yüklenmiş olduğu için ister istemez kendimizi O’nun huzurunda suçlu görüyoruz ki doğru olan da budur.
Bir tarafta rüzgârın, fırtınanın ve dolayısıyla karın, suyun, çamurun içinde aç sefil çırpınan yavrular, öbür tarafta sıcacık odalarda seccadelerinin başında Allah ile beraber olmaya, feyiz almaya çalışan bizler...
Ve biz biliyoruz ki Rabbimiz aynı anda iki tarafı da görüyor hem onları hem bizi. İşte bu noktada sıkıntı başlıyor, ibadetten alınması gereken huzurdan ve feyizden çok şeyin eksildiğinin farkına varıyoruz.
Öyle ya, ağlayan bir çocuktan namazı kısa kesen bir Peygamberin ümmetiysek bu böyledir.
Mübarek aylara giriyoruz, namazlarımız, oruçlarımız, infaklarımız, Kur’an’larımız her zamankinden farklı olsun istiyoruz. Ama bir yandan da alt üst olmuş morallerle bunu götürmeye çalışıyoruz.
Gerçi bu soykırımcı saldırgan siyonizm yıllar yılı bunu yapıyordu, ağız tadıyla ne bir Ramazan ne bir bayram yaşatmamıştı hatta özel olarak hep bu günlerimizi beklerdi. Fakat üçüncü yılına girdiğimiz bu vahşi dönem morallerimizi hepten alt üst etti. Bilmem ki nasıl yaşarız bu mübarek günleri ve geceleri.
Bir yandan çaresizliğimiz öbür yandan acizliğimiz bir yandan da yetkililerin sanki çok şey yapacakmış gibi durmadan konuşmaları ibadet için gerekli olan huzurumuzu ve moralimizi çökertiyor.
Rabbimiz tez zamanda içinde bulunduğumuz karanlık günlerden kurtarıversin!