Beşer İlkel Bir Varlık mı?

ABDULHAKİM BEYAZYÜZ

Allah’a hamd, resulüne selam olsun. Bugünkü yazımızda 'Beşer' kavramı üzerinde durmaya çalışacağız. Bunun için Rabbimizden yardım niyaz ediyoruz.

Öncelikle beşer kavramının geldiği kökün sözlük anlamlarına bakalım:

بَشَرَ - يَبْشُرُ  Beşere/yebşüru; sevinmek, sevindirmek, cildin yüzeyini sıyırmak, kazımak, bir şeye önem vermek.

  بَاشَرَ -يُبَاشِرُBaşere/yübaşiru; İşi bizzat kendisi yapmak, kendisi ele almak, nimetin eseri üzerinde gözükmek, eşiyle cinsel(tensel) ilişkide bulunmak.

 البِشَارَةEl-Bişaretu; Müjdeciye verilen bağış, sabahın önü, belirtisi, turfanda meyve.

البَشُور  El-beşur; Yağmuru müjdeleyen rüzgar.

 اَلتَّبَاشِرEt-tebaşir; Müjde. Rüzgarın meydana getirdiği yollar. Her şeyin ilk belirtileri

 أَبُو الْبَشَرEbül-Beşer; Adem(a.s.)

اَلْبَشَر  el-Beşer; Beşer.  İnsanlık. İnsanoğlu

 اَلْبَشَرِيَّة El-beşeriyetu; insanlık.

 اَلْبَشَرَةEl-Beşeretu; Cildin sathı. Dış deri. Yerin üzerindeki yeşillik ve Nebat anlamlarına gelmektedir.

Beşer kelimesi kavram olarak ise Kur’an’da "Allah’ın kendisini topraktan ve İslam fıtratı üzere yarattığı, akıl ve irade vererek özgürlük ve sorumlulukla şereflendirdiği varlık" anlamında kullanılmıştır.

Kur’an’da, beşer kavramının geldiği kökten türeyen kelimelerin, sözlük anlamlarıyla kullanıldığı bazı yerler bulunmaktadır. Bunlara bazı örnekler verelim; “Artık eşlerinize (  بَاشِرُوهُنَّ) yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın.”(2/187) “Rüzgârları, (مُبَشِّرَاتٍ) yağmurun müjdecileri olarak göndermesi, Allah'ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir”(30/46) vs. gibi.

بَشَرَ-beşere kökünden türetilmiş bazı kelimelerin Kur'anı Kerim'de sözlük anlamlarında kullanılmasının aksine Kur'an'da beşer ifadesinin geçtiği 37 ayetin hepsinde, kelime tümüyle kavramsal anlamıyla, yani yukarıda özelliklerini sıraladığımız, insan anlamında kullanılmıştır.

Ancak لَوَّاحَةٌ لِلْبَشَرِ ayetinde (74/29) beşer kelimesinin sözlük anlamında kullanılmış olma ihtimali vardır. Bu ayette beşer’e sözlük anlamını verenler, ayeti Derileri yakıp kavurur.”(74/29) diye tercüme etmişlerdir. Bu ayetteki beşer ifadesini kavram olarak değerlendirenler ise ayeti; İnsan için çok yakıcıdır.” Veya “(Sekar/cehennem, kafir) Beşere delicesine susamıştır.” anlamlarını vermişlerdir. Bizim tercihimiz ise diğer otuz altı yerin tümünde istisnasız insan anlamında kullanılan kelimenin, buradaki kullanımın da beşer/insan anlamında olduğu yönündedir. Zira açıktır ki, her yerde beşer ifadesi, insan anlamında kullanılmışken ve burada da bu şekilde anlamaya engel bir durum yokken, bu ayetteki beşer ifadesini de insan olarak anlamak daha isabetli ve tutarlı olacaktır. Bu nedenle biz beşer ifadesinin Kur’an’da sözlük anlamında kullanılmadığını ve tüm kullanımların kavramsal olarak ve insan anlamında kullanıldığını düşünmekteyiz.

Kur’an beşeri, ilkel ve çok kan döken bir varlık olarak tanımlamakta mıdır? 

Kesinlikle hayır. Hiçbir ayette insana verilen anlamdan daha düşük olacak bir anlam yüklenerek beşer ifadesi kullanılmamaktadır. Tüm ayetlerde beşer, insana yüklenen anlamdan ne bir fazlalık, ne de bir eksiklik atfedilmeden, insan anlamında kullanılmaktadır. Nitekim peygamberler de Kur’an’da beşer olarak nitelendirilmektedirler. Bu çerçevede onlara yapılan en büyük itiraz da onların da kendileri gibi beşer olmalarına dönüktür. Şu ayetlere baktığımızda, müşriklerin küfürlerine bahane kıldığı şeyin, resullerinmelek değil, kendileri gibi beşer/ insan olmaları olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

 “Peygamberleri dedi ki: «Hiç gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe edilir mi? O sizi, günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirli bir süreye kadar size müsaade ediyor.» Onlar da: «Siz de bizim gibi insansınız, قَالُوا اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ  bizi babalarımızın taptıklarından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getiriniz!» dediler. Peygamberleri onlara: «Evet biz de ancak sizin gibi bir beşerizاِنْ نَحْنُ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ fakat Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder ve Allah'ın izni olmadıkça size bir mucize ve delil getirmek bizim haddimiz değildir. Ve müminler artık Allah'a dayanıp güvenmelidir.(14/10,11)

Dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip ahirete ulaşmayı yalanlayan kavminden o kodaman güruh ise şöyle dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil; yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.”(23/33) “ Yahut altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız! De ki: "Rabbimin şânı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir beşer değil miyim?" (17/93) “Dediler ki: "Bizim benzerimiz olan iki beşere (Musa ve Harun’a) mı inanacak mışız? Kaldı ki, onların kavimleri bize kullukta (kölelikte) bulunmaktadırlar." (23/47)

Bazı düşünürler “Hani Rabbin meleklere, "Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir beşer yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin" demişti.”(15/28)” (İblis) dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın beşer için saygı ile eğilemem."(15/33) ayetlerindeki ilk yaratılma olayındaki varlığın beşer olarak nitelendirilmesinin, ilkel bir yaratılışın işareti gibi değerlendirilebileceğini düşünmektedirler. Fakat dikkat edilirse bu varlığa/beşere secde “Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman” (15/28) kaydı ile emrediliyor. Yani insanı insan yapan lütfe/ruh üflemesine (bunun mutlak mahiyetini, tam manasıyla ancak Allah bilir) nail olduktan sonra kendisine saygı gösterilmesi emrediliyor.  Kaldı ki başka bir ayette ilk yaratma olayı anlatılırken beşer yerine insan, diğer bir ayette de halife ve Adem ifadesinin kullanıldığını görebiliyoruz:

~~15.26~
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَاٍ مَسْنُونٍ  “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdanşekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.” (15/26) “Hani Rabbin, Meleklere: "Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da: "Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah:) "Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim" dedi.”
“Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi.”(2/30,31)

Dolayısıyla ilk yaratılış ayetlerinde beşer kelimesinin kullanılmasının, beşerin, insandan daha düşük bir varlık olduğuna delil olduğu fikri, kabul edilebilir bir iddia değildir. Aksine sayısız ayette insan “zalim, cahil, kafir, nankör, cimri vs.”(80/17,30/41,14/34) olarak nitelendirilirken, beşerin kötülendiği tek bir ayette rastlayamayız. Nitekim

~~76.1~
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ حٖينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْپًا مَذْكُورًا~~76.1

  “Gerçekten insan üzerinden öyle uzun bir süre gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi?!” (76/1) ayetinde beşer ifadesi değil, insan ifadesi geçmektedir.

 Peki, bu durum beşer denilen varlığın, insandan daha üstün olduğu anlamına mı gelmektedir? Elbette hayır. Çünkü daha önce de ifade ettiğimiz gibi, beşer tamamen, kavramsal anlamdaki bildiğimiz insan anlamında kullanılmaktadır ve dolayısıyla insan için yapılan övgü ve yerginin tümü beşer içinde geçerlidir.   

İnşallah gelecek yazımızda beşer konusunu değerlendirmeye devam edeceğiz. Sözümüzün sonu Allah’a hamdır. Rabbimiz hatalarımızı bağışla ve kullukta zirveyi yakalayan bahtiyar insanlardan eyle bizi.