Batı Şeria’da fiili ilhak süreci nasıl derinleşiyor?

Mahmut Alrantisi, İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetleri, ilhak girişimleri ve yerleşimci şiddeti üzerinden fiili sömürge sürecini aktarıyor.

İsrail'in Batı Şeria'daki Yayılmacı Politikaları

Mahmut Alrantisi/Fokusplus

2,7 milyon Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria, gelecekteki herhangi bir Filistin devletinin kurulması için temel dayanak olurken önümüzdeki aşamada çatışmanın merkez üssünü oluşturuyor. Ancak birçok kişi, İsrail'in Batı Şeria'yı fiilen ilhak ettiğini düşünüyor, geriye kalan tek şey ise bu ilhakı resmen ilan etmek. Her geçen gün, yerleşimcilerin şiddet ve saldırılarının artması ve İsrail hükümetinin yeni yerleşim birimleri inşa etme kararları da dahil olmak üzere, ilhak sürecini sağlamlaştırmak için yeni adımlar atılarak önemli kararlar alınıyor. Bu kararların en yenisi, İsrail'in 19 yeni yerleşime izin vermesidir. 

Resmi düzeyde de uluslararası hukuka ve yerleşimlerin yasadışı olduğunu teyit eden Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına açıkça meydan okuyarak, İsrail Meclisi (Knesset) Batı Şeria'yı ve Kudüs'ün doğusundaki Ma'ale Adumim yerleşimini ilhak etmek için bir ön yasa tasarısını kabul etti. Bu süreci meşrulaştırma girişimi, belki de bu bölgeleri doğrudan İsrail'e entegre etmeyi amaçlayan büyük bir yayılmacı yerleşim aşamasına girmenin en önemli göstergelerinden biridir. 

Geçtiğimiz yıl yerleşim genişleme göstergeleri, 2017'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşarak 2024'teki 26 bin birime kıyasla 47 binden fazla yerleşim biriminin onaylanmasını sağladı. 2017 ile 2022 yılları arasında ortalama yıllık yerleşim faaliyeti yaklaşık 12 bin birim olup, bu da Batı Şeria ve Kudüs'te yerleşim faaliyetlerinde niceliksel ve niteliksel bir artışa işaret etmektedir. Yerleşim faaliyetinin temel amacı, Batı Şeria'da bir Filistin devletinin kurulmasını engellemektir. 

Bu bağlamda, İsrail hükümeti mevcut yerleşimlerde on binlerce birim inşa etmiş ve Ma'ale Adumim'i Kudüs'e bağlayan E1 yerleşim projesine ek olarak 22 yeni yerleşim karakolu kurarak, kuzeyi güneyden fiilen ayırmış ve Batı Şeria'da gelecekteki bir Filistin devletinin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmıştır. 

Bu bağlamda atılan en önemli adımlardan biri, 20 yıl önce, 2005 yılında, o dönemde eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un gözetiminde yürütülen bir geri çekilme planı kapsamında boşaltılan bölgelerde yerleşim yerlerinin kurulmasıydı. Bu plan, Gazze Şeridi'ndeki 21 ve Batı Şeridi'ndeki 4 İsrail yerleşim yerinin geri çekilmesini öngörüyordu. Açıkça görüldüğü üzere, Batı Şeria yerleşim faaliyetleri yoluyla parçalanmış, Filistin şehirleri ve kasabaları birbirinden izole edilmiş ve Batı Şeria'nın birçok bölgesinde ev yıkımları ve toprak gaspı yoğunlaşmıştır. 

Yerleşimci şiddeti 

Sorun sadece artan yasadışı inşaatlarla sınırlı değil; İsrail ordusunun desteğiyle İsrail yerleşimcilerinin Filistinli sivillere yönelik saldırıları da artarak onlarca Filistinlinin ölümüne yol açtı. Filistinlilere yönelik yerleşimci saldırılarının ortalama sayısı ayda en az 200'dür. 

Bu saldırılar, özellikle zeytin hasadı mevsiminde her yıl artmaktadır. 2025 yılının ilk yarısında Filistinlilere yönelik yaklaşık 800 yerleşimci saldırısı kaydedildi; bu, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 13'lük bir artış anlamına geliyor. Yerleşimciler, yalnızca Kasım 2025'e kadar Batı Şeria'da 42 çocuğu öldürdü. 

Son iki yılda yerleşimcilerin şiddeti ve hareket özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar nedeniyle 3 bin 200'den fazla Filistinli yerinden edildi. Yerleşimcilerin şiddetinin ardından işgalci hükümet, Filistinlilerin evleri için yıkım emirleri veriyor. El Halil'in güney tepelerindeki Filistin evleri, yerleşim genişlemesini kolaylaştırmak için yıkılıyor. Ekim 2025'te, Filistinli Bedevi topluluğunun bulunduğu Umm al-Khair'de 11 ev yıkılarak 35 ailenin geçim kaynakları tehdit edildi. Umm al-Khair vakası, Batı Şeria ve C Bölgesi'nin ilhakını pekiştirmeyi amaçlayan giderek artan bir önlem dalgasının temsilcisidir. Dolayısıyla, yerleşimcilerin şiddeti, özellikle Ürdün Vadisi'nde, binlerce Filistinlinin kırsal alandan zorla yerinden edilmesinin bir aracı olarak anlaşılabilir. 

ABD desteği 

Çoğu ülke, 1967'de işgal edilen topraklardaki İsrail yerleşimlerini yasadışı olarak kabul etmektedir.BM Güvenlik Konseyi, birçok kararında İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırmıştır. Ancak bunun tam tersi olmuş, özellikle mevcut aşırı sağcı koalisyon hükümeti altında yerleşim inşaatı artmıştır. Ne yazık ki bu genişleme ABD'nin güçlü desteğinden yararlanmaktadır. 

Batı Şeria'daki yerleşimlerin genişlemesi, yalnızca teşvik etmekle kalmayıp aktif olarak savunan Amerikan desteğine dayanmaktadır. Belki de en son örnek, ABD Büyükelçisi Mike Huckabee'nin Batı Şeria'da 19 yeni yerleşimin kurulmasını savunması ve buna herhangi bir tepkiye gerek olmadığını iddia etmesidir. Huckabee, işgal hükümetinin Başkan Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana 35 yerleşim inşaatı izni verdiğini vurguladı. Huckabee, bu yerleşimlerin Filistin Yönetimi'nin kontrolündeki bölgelerde değil, C Bölgesi'nde olduğunu ve bunun uluslararası hukukun ihlali olmadığını savunuyor. 

Bilmeyenler için, Batı Şeria, 1993 Oslo Anlaşmaları'na göre üç bölgeye ayrılmıştır: Tamamen Filistin güvenlik ve sivil kontrolü altındaki A Bölgesi; İsrail güvenlik kontrolü ve Filistin idari kontrolü altındaki B Bölgesi ve Huckabee'nin bahsettiği, tamamen İsrail idari ve güvenlik kontrolü altındaki ve Batı Şeria'nın %60'ını oluşturan C Bölgesi. 

Ayrıca, Batı Şeria'nın büyük bir bölümünü resmen ve fiilen ilhak etmeyi amaçlayan sömürgeci bir gerçeklik içinde, yerleşim sistemine hizmet etmek ve mekânsal kontrolü sağlamak için yol altyapısı ve bariyerlerin kullanımı da söz konusudur. Bu nedenle, Filistinli sivilleri korumak ve İsrail işgalinin, yerleşim inşaatı ve yerleşimci şiddeti yoluyla Batı Şeria'daki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesine dayanan sömürgeci planlarını uygulamaya koymasını engellemek için İsrail işgaline gerçek bir uluslararası baskı uygulanmalıdır. 

Yorum Analiz Haberleri

Washington–Tel Aviv hattında Batı Şeria gerilimi
Hilafetin ilgası sonrası Mısır’da siyasal meşruiyet arayışı
Modern yılbaşı algısı ve Müslüman kimliği
Siyonist İsrail, Somaliland hamlesiyle neyi hedefliyor?
BAE ve İsrail’in altemperyal hırsları