Mehmet Özcan/Doğru Haber
GHF; Yardım Vakfı mı? İstihbarat örgütü mü?
Soykırımın 600. günündeyiz…
Siyonist teröristler bir yanda bombalarla ölüm kusacak, diğer yanda açlıktan kırılan Gazze halkına yardım dağıtacak, öyle mi!..
Bu kadar mezalimden sonra kim inanır!..
Ama onlar hâlâ algı ve tiyatro peşindeler..
Şu ana kadar yapılan bombalamalara “kendini savunma hakkı var” açıklamalarıyla israile destek veren Avrupa ülkelerinin Gazze’de açlıktan ölen insanlar için ses çıkarmaya başlaması, siyonistleri farklı hinlikler yapmaya itti.
Önce, “HAMAS Gazze’ye giren yardımları çalıyor” yalanını dolaşıma soktular.. Sonra kendilerinden bağımsızmış gibi gösterdikleri “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nı devreye koydular.
Ancak çok geçmeden bu şeytanlıkları da deşifre oldu.
İsviçre merkezli sözde yardım vakfı aslında bizzat işgalci rejimin desteğiyle kurulmuş..
Middle East Eye'ın ele geçirdiği verilere göre Vakfın (GHF) İcra Direktörü Jake Wood’un 22 Mayıs’ta işgalci israil askeri birimi Cogat'a, çalışmalarını anlatan bir mektup gönderdiği ortaya çıktı.
Ayrıca The Washington Post ve The NewYork Times'ın soruşturmaları sonrasında vakfın israilli sözde yetkililerle derin bağları olduğu ifşa oldu.
Bu bilgilerin kamuoyuna düşmesi sonrası Vakfın başkanı Wood istifa etti.
Bu vakfın güvenlik ekibi Blackwater tarzı kurulmuş bir şirketin aylık 33 bin dolar maaşla işe aldığı; birçoğu Irak, Afganistan, Yemen ve Libya gibi İslam ülkelerinde Müslüman kanı dökerek kaos çıkaran paralı katillerden oluşuyor.
Dolayısıyla bu vakfın amacının sadece yardım dağıtmak olmayacağı, başta istihbarat olmak üzere çok amaçlı kullanılmak üzere Gazze’ye sokulmak istendiği açıktır.
Nitekim bu sözde yardım kuruluşunun güvenlik ekibi, geçtiğimiz Salı günü 25 km. yol yürüyerek yardım almaya gelen Gazze halkının üzerine ateş açtı; en az 10 kişi şehid oldu, 62 kişi de yaralandı.
Gerekçeleri ise “Kalabalığı kontrol edemedik”leriymiş!..
Dünyanın neresinde görülmüş ki; bir yardım kuruluşu yardım almaya gelen insanların üzerine ateş açsın!..
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl Gazze sahilinde sözde insani yardımlar için bir platform inşa etmişlerdi. Ama sonra ne oldu?
İnşa edilen bu iskele üzerinden Nusayrat mülteci kampına sızan siyonist ajanlar karadan, işgal kuvvetleri de havadan bombardımanla yerle bir ettiler bir mahalleyi. Sonuç; 300 şehid, 700 yaralı olmuştu.
Bu hafta içerisinde yaptığı açıklamada ne diyordu teröristbaşı Netanyahu: “Gazze'de kıtlık yok. Gözaltına aldığımız sivillerin vücutlarında açlığa dair bir ize rastlamadık. Filistinliler sadece spor yapmıyor.”
Açıklama, alçak teröriste yakışan tarzda..
Ekranlardan siyonist rejimin saldırılarını eleştirip de “Ama israildeki Yahudi halkı aynı değil” diyen ezberci ekran müdavimleri ise hiç araştırmıyor maalesef.. Bir yıldan fazladır Telaviv’de gösteri yapan esir yakınları bile çocuklarının kurtarılması sonrası savaşın devam edebileceği fikrini taşıyor.
Üç aydır yardımın girmediği Gazze sınırına barikat kurup üç beş kamyon yardımın girişi için bile siyonist yönetimlerini pasiflikle suçlayan, “Onların (Filistinlilerin) bebeklerini de öldürmeliyiz” diyen sözde sivil Yahudi bir anne! nasıl normal bir insan olabilir ki!..
Allah’a şükürler olsun ki düşmanımıza benzemiyoruz..
Siyonist rejimin karadan rezil olduğu, havadan bombalarla kundaktaki bebeklere kadar yaptığı vahşice soykırıma rağmen HAMAS sadece askeri operasyonlarla barışı hakim kılmak için savaştığını ortaya koymuş, tüm dünyaya insanlık ve ahlak dersi vermiştir.
Gazze, siyonizmin sadece Filistin halkına değil tüm insanlığa düşman olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu terörizm yapılanması yeryüzünden silinmeden insanlık rahat nefes alamayacaktır…
İslam ülkeleri kınamaların artık bir şey ifade etmediğini anlamalı ve giderek kendi ülkelerini de içine alacak büyük kaosu defetmek için güç dilini kullanmalı, askeri adımlar atmalıdır…