9 lüks dairenin kaynağı açıklansın, Erkaya’ya hakkımızı helal edelim!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Kimsenin malında gözümüz yok.

Ama birileri de, başkalarının malına göz dikmesin.

Hele hele 20 milyon TL’ye yakın değer taşıyan 9 lüks daireleri var iken, bir gazetecinin 300 bin liralık tek evine göz dikmesinler..

O evi iç etmenin yollarını aramasınlar.

Olay ne?

2000 yılının Haziran ayında, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya vefat etmiş.

Bazılarının nazarında Güven Erkaya çok değerli bir komutan olabilir. Çok değerli bir insan olabilir.

Bizim nazarımızda da yanlış icraatlar içinde olmuş, eleştirilmesi gereken bir kişi olabilir.

Herkes görüşünü açıklayacak.

Onlar övecekler.

Biz de, yanlış bulduklarımızı söyleyeceğiz.

Ancak, şunu hemen söylemeliyiz; objektif gözle bakılırsa; taraftarlarının bile, Erkaya’yı savunabilecekleri ciddi bir dayanakları yok.

Ne diyecekler, “28 Şubat’ta rakı krizi çıkartarak, Erbakan’a boyun eğmedi. Ülke, Refah Partisi yönetimine girmedi. Bunu Erkaya’ya borçluyuz” mu diyecekler?

Diyemezler.

İki açıdan birden diyemezler..

Hem sivil iktidara yönelik baskının, artık kimse tarafından kabul görmediği bir süreçteyiz. Hiç kimsenin, kalkıp da darbe girişimini övmesi mümkün değil.

Çünkü sivil iktidara baskı kurmanın yanlışlığı, Balyoz davasındaki darbe şüphelisi komutanlar tarafından bile, kabul edildi artık..

Hepsi, “Bizim sivil iktidara yönelik bir çalışmamız yoktu” diyorlar. Çetin Doğan arada şaşırıp, “Ne yapacaktık, ‘Kanlı mı kansız mı olacak’ diyenlere boyun mu eğecektik” diyor ama. O da sürç-ü lisan olarak, düzeltiyor sonradan, söylediklerini..

İkinci olarak; Refah Partisi’ni önleme iddiası da, gerçeklerle örtüşmüyor.

Çünkü o partinin gençleri, çok daha fazla oy oranı ile bugün iktidara geldiler.

Dolayısı ile, Erkaya, kendi sevenleri açısından da övgüye layık bir icraat başarabilmiş değil. “RP’yi önleyelim” derken, AK Parti'nin % 35’lerle iktidara gelmesinin yolunu açmış oldu..

Ve en önemlisi, 28 Şubat sürecinde kuvvet komutanı olarak görev yapanların, bugün cezaevinde olmaları.

Kara Kuvvetleri Komutanı da.. Hava Kuvvetleri Komutanı da.. Jandarma Komutanı da cezaevinde..

Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya hayatta olsaydı, o da cezaevinde olacaktı.

Şimdi soru şu: “Ülke için büyük hizmetler yaptığı varsayımı ile Erkaya ailesi lehine, Abdurrahman Dilipak aleyhine takdir edilen manevi tazminat kararının, bugün gelinen noktada geçerliliği var mıdır?”

Bence yoktur.

Hayatta olsaydı, cezaevine girecek olan bir komutana, “Saygın komutan” denilebilir mi?

Hayatta olsaydı, ömür boyu hapis cezası istemi ile yargılanacak olan bir kişiye, “Ülke için büyük hizmetler yapmıştı” denilebilir mi?

2003 yılında manevi tazminat kararı verilirken... Bu gerekçelerle Erkaya ailesi lehine karar verildi.

Ama bugün..

Bugün artık, o gerekçelerin mesnetsiz olduğu ortaya çıktı..

“Saygınlık”, yerini “Şüpheli” sıfatına bıraktı..

Abdurrahman Dilipak’ın hatası, 2012’de gelinecek noktayı, 2000 yılında yazmış olması.

12 yıl öncesinden; Erkaya’nın saygın bir komutan değil, darbe sanığı olması gereken bir kişi olduğunu deşifre etmesi..

Bugün savcılıklar, bugün sorgu hakimleri bu gerçeği tespit etmişlerse..

Manevi tazminat kararını veren mahkeme de, aynı tespiti yapmak zorundadır.

Erkaya lehine verilen tazminat kararının, artık “yok hükmünde” olduğunu tesbit etmelidir..

Bir görev de, Darbeleri Araştırma Komisyonu’na düşüyor.

Darbe dönemlerindeki komutanların mal varlıklarını araştırmaya başladıkları, tapu daireleri ve bankalarla yazışmaların başladığı açıklanmıştı.

Alsınlar, Erkaya’ya ait olanı, hazır malvarlığı listesi olarak kendilerine veriyoruz.

Güven Erkaya’nın, tüm hayatı boyunca aldığı maaşı yemeyip-içmeyip biriktirse yine de bir tanesini bile almaya yetmeyeceği lüks dairelerden 9 tanesi birden, eşi-kızı-oğlunun mülkiyetinde..

Sorsunlar aileye, “Babanız bu daireleri, nasıl kazandı” diye..

Ben merak ediyorum..

Eminim; 28 Şubat sürecindeki generaller kaynaklı icraatın “laik devlet yapısını koruma” amaçlı olduğunu sananlar da, merak ediyorlardır..

9 lüks dairenin nasıl edinildiği açıklansın, sonra helal edelim Erkaya’ya hakkımızı!

YENİ AKİT