28 Şubat Zihinlerden Silinmeli!

MEHMET ALİ KAÇMAZ

Bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat darbesinin pek çok uygulaması bugün yani darbenin üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmeden yürürlükten kalktı. Yürürlüğe giren ve bugün esamesi bile okunmayan birçok uygulama söz konusuydu.  Bu uygulamaların en belirgin daha doğrusu en faşist olanlarına örnek olarak;sokaklar hariç tüm alanlarda uygulanan başörtüsü yasağını, imam hatip ortaokullarının önünü kesmek amacıyla getirilen 8 yıllık kesintisiz eğitim sistemini, partilerin kapatılmasını vb. verebiliriz. AK Parti hükümetleri dönemi ile beraber darbecilerin yaptığı tüm bu uygulamalar zamanla ortadan kalktı. Ortadan kalkmakla kalmayıp kişi ve toplum hakları çerçevesinde sınırlar daha da genişletildi. Örneğin başörtüsü yasağı sadece üniversitelerde değil, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve hatta kırmızı çizgi olarak gösterilen yargıda bile kaldırıldı. 28 Şubat kararları ile hayata geçirilen birçok faşist uygulama kaldırıldığı gibi okullardaki ırkçı “Andımız” gibi 28 Şubat öncesi uygulamalarda kaldırıldı. Bu bağlamda bizlerin mutlak anlamda neyin hayr, yine tersine neyin şer olduğunu bilmediğimize de bu süreç güzel bir örnektir.

12 Nisan 2012 tarihinde başlayan 28 Şubat darbe davası ile ilgili savcı bugün mütalaasını açıkladı. Savcılık makamı tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı ve yardımcısı başta olmak üzere tüm kurumlarda darbe sürecini yönetenler hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Dava 2018’in ilk günlerinde bu istek ile devam edecek.

***

28 Şubat darbesinin tüm uygulamaları fiili olarak ortadan kalktı. Fakat bu uygulamaları destekleyenlerin, bu konulardaki tutum ve davranışlarının tümüyle yok olduğunu söyleyemeyiz. Böyle bir beklenti gerçekçi de değildir. Hatta tersinden fikir özgürlüğü sınırları içerisinde herkes kendi görüşünü de açıkça savunabilmelidir.Tabii bu noktada karşıt görüşe mensup olanların haklarına riayet edilmeli, değerlerine hakaret edilmemeli ve karşıdakine kendi düşünceleri dayatılmamalıdır. Kimileri bunlara riayet ederek eleştiriler sunup, kendi düşüncelerini savunsa da Sözcü gibi kimi Kemalist ve ulusalcı medya hiçbir zaman bu sınırlara riayet etmedi ve etmemektedir.

Sözcü gazetesi İslam dinine olan karşıt tutumunu hiçbir zaman saklamamış ve buna uygun bir yayın çizgisi takip etmiştir. Bu konuda ilkeli olduklarına dair haklarını vermek gerekir. Bu yayın çizgisinin bir parçası olarak istisnasız her gün buna uygun haberler bularak kimi zaman iç sayfada kimi zaman ise manşetten yayınlamaktalar. Bugünde İslam’dan ve Müslümanlardan hazzetmemelerinin bir örneğini manşetten büyük puntolar ile vermişler. Başlık “Devlet ilkokulunda bunu da yaptılar… SINIFTA NAMAZ” şeklinde. Bunu alıp haberleştiren CNN ve Aydınlık gibi bazı yayın kuruluşları ise sözde çocukları teşhir etmeme adına, suçluymuşlar gibi bir algı oluşturacak şekilde öğrencilerin yüzlerini gizleyerek olayı haberleştirmişler.

Peki, olay ne? Erzurum ili Çat ilçesine bağlı Yarmak ilkokulunda sınıf öğretmeni meslektaşım çocuklara Cuma namazı kılmayı öğretmiş ve bunu okul sitesinde paylaşarak, uygulamadan duyulan memnuniyeti aktarmış. Olayın tamamı bundan ibaret.

Bu haberi kendi düşmanca görüşlerini savunmaları açısından gayet normal karşıladığımı belirtmem gerekiyor. Fakat burada altını çizmek istediğim esas konu, bu ve benzeri saldırılara gösterilen tepkilerin ne kadar cılız ve hatta yok denecek seviyede olması ya da savunma psikolojisi ile yapıldığının görülmesidir. Bu ve benzeri haberler sonrasında yaşanan gelişmeler, övüne övüne yayınlanan görüntülerin ilgili yerlerden silinmesi ve sonra da konu ile ilgili resmi soruşturmanın başlatılması şeklinde yürüyor. Eğer çok fazla gündem olmamış ise soruşturma kapanacak şekilde ilerletiliyor. Yok, eğer Mustafa Armağan davasında olduğu gibi gündemde fazlasıyla yer tutan bir hadiseye dönüştürülmüşse mesele, soruşturmanın cezalar ile sonuçlandığını görüyoruz.

Bu ve benzeri tavırlar 28 Şubat’ın uygulamalarda sona erdiğini fakat zihinlerden hala silinmediğinin göstergesidir. Nasıl ki 28 Şubat uygulamaları yazılı kanunlardan öte bir ceberrutluk ile uygulanıyorduysa, tersinden bugün yazılı metinlerde olmamasına rağmen bazı zihinlerde varmış gibi bir etki ile devam etmektedir. Bu ve benzeri haberler karşısında ilkeli, kararlı duruşlar olmadığı sürece 28 Şubatların önünün açık olduğu bilinmeli ve buna göre tavır alınmalıdır. Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü’nün konuyla ilgili gerekli çalışmaları yaparak, habere konu olan okul ziyaret edilmeli, çocuklara namaz kılma bilinci kazandıran öğretmen ve okul tebrik edilmeli ve okul sitesinden kaldırılan haber tekrardan siteye eklenmelidir. Bunlar yapılmadığı takdirde büyük bir vebale girildiği ve darbecilere cesaret verildiği unutulmamalıdır!