‘15 Temmuz’, Dünya Siyasetini de Yeniden Şekillendirirken

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

 ‘15 Temmuz’ hıyanetinin, alçaklığının boyutlarının sadece iç siyasetle sınırlı olmadığı, dış dünyada, özellikle NATO dünyasında ve hele de ‘büyük dost ve stratejik müttefikimiz’ olarak nitelenen USA emperyalizminin karar merkezlerinde yaşanan ve Tayyîb Erdoğan’ın bertaraf edilemeyişinden dolayı yaşanan ve giderek netleşen mutsuzluktan da belli.. O hain ve alçak darbeciler muvaffak olsalardı, o zaman, ‘demokrasi dünyası’nın, -keşke böyle olmasaydı diye timsah gözyaşları dökerek- Erdoğan’ın na’şı üzerinde, ‘demokrasinin kurulması böyle acıları da kaçınılmaz olarak beraberinde getiriyor..’ diyerek, ve ‘diktatör devrildi..’ diye nasıl sevinç gösterileri yaptıklarını görürdük.

***

2008-2010 arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan James Jeffrey’in 15 Ağustos günü Hürr. gazetesinde yayınlanan röportajında söyledikleri, o büyük hıyanetin niçin sahnelendiğini açıkça ortaya koymaktadır.

O diyor ki: ‘Erdoğan Washington’da sevilmiyor. Erdoğan Avrupa’da da sevilmiyor. Otoriter görülüyor ve iyi bir oyuncu olmadığı düşüncesi hâkim. Batı daha önce Erdoğan’dan daha otoriter olan çok liderle muhatap oldu, olmaya da devam ediyor.

Ama fark şu; Suûdlar, Mısırlılar sonunda bize -ifademi ma’zur görün- yaltaklanıyorlar. (...) Erdoğan ise bizimle çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya çalışmıyor. (...) Erdoğan Washington’da bu yüzden sevilmiyor. Biliyorum hiç âdil bir durum değil.. (...)Washington böyle bir ruh hali içindeyken darbe teşebbüsü gündeme geldi..’

ABD’nin Ankara’daki eski elçisi daha ne desin?

***

USA emperyalizminin ünlü dış politika dergisi Foreign Policy ise Türkiye’yle NATO dünyası arasında iplerin kopma noktasına gelmesi durumunda Putin’in dostluk gösterisine ve Erdoğan’la Putin’in 9 Ağustos- St. Petersburg buluşması’nda gerçekte barışmadıklarına, ‘Ankara ile Moskova’nın kamuoyu önünde balayı yaşamasına rağmen, kapalı kapılar ardında Suriye konusundaki ‘soğuk savaş’ın bütün hızıyla sürdüğüne’ dikkati çekerek, Türkiye’yi oyuna gelmekten kaçınmaya dolaylı olarak çağırıyordu.

***

Amerikan medya kuruluşlarından Politico dergisi ise ‘Obama yönetimi, barışmak için Türkiye’ye Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı gönderiyor’ diyordu, 14 Ağustos günü.. Türk hükümeti ve medyasının “darbe girişiminin arkasında ABD’nin bulunduğu söylentilerini alevlendirdiğini” belirten Politico, darbe girişimini organize etmekle suçlanan Fethullah Gülen’in ABD’den iadesinin temel bir problem olarak ortaya çıktığını da dile getiriyordu.

***

Bir diğer ilginç tutum da, İran cenahında şekilleniyor, bugünlerde..  

15 Temmuz’daki büyük hıyanet ve darbe teşebbüsü karşısında başlangıçta, İran’ın resmî ve yarı resmî yayınlarında, ‘Türk Ordusu Erdoğan’ı devirdi’  başlığa çekilen haberlerin üzerinden 10 gün kadar geçtikten sanki bir şeyler değişti.

O kanlı ve alçakla hıyanetin üzerinden 9 gün sonra İnkılab Rehberi S. Ali Khameneî, ‘Türkiye’deki darbe teşebbüsünün arkasında Amerika’nın bulunduğu’nu keşfettikten sonra.. Yorum tarzı değişti.. Nitekim, İran’ın önde gelen kumandanlarından serdar / General Naqdî, ‘Amerikancı darbenin kırılmasında Türkiye milletinin gösterdiği kahramanlığın ibret verici olduğunu’ söylüyor ve stratejik yorumlar sitesi Tabnak’da 16 Ağustos’ta yayınlanan bir yorumda, Rusya’nın Suriye’deki hesabının, sadece kendisinin Doğu Akdeniz’deki üslerini korumak olduğu, ayrıca Beşşar Esed ile Putin’in gizli bir görüşme yaptıkları ve Esed’in, ‘İsrail’in kendisini desteklemesi halinde, kendisinin de İsrail’in sınırlarının güven altına alacağına dair garantiler vereceğini’ söylediği ve Putin’in bu durumu memnuniyetle karşıladığı’ dile getiriliyordu.

15 Temmuz’daki darbe hıyanetini halkımızın Tayyîb Erdoğan liderliğinde kırmasından sonra, Ortadoğu’da ve dünyada yeni şekillenmeleri beraberinde getireceğini de gösteriyor.