AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
Meclis Başkanlığına sundukları söz konusu teklifin 38 madden oluştuğu bilgisini veren Güler, teklifin hazırlanmasında çalışmalarda bulunan milletvekillerine teşekkür etti.
2002 yılından bu yana birçok alanda, devrim niteliğinde düzenlemelerin hayata geçtiğini söyleyen Güler, Meclis olarak, her konuda, mahkemelerin daha işlevsel çalışması açısından hem güncel uygulamaların iyileştirilmesi, sistemin daha hızlı ve etkin bir şekilde çalıştırılabilmesi amacıyla da kanun seviyesinde yapılması gereken düzenlemeleri peyderpey vatandaşların hizmetine sunmaya çalıştıklarını vurguladı. Güler, bundan sonraki süreçte de bu doğrultuda çalışmaları devam ettireceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni anımsatan Güler, söz konusu kanun teklifinin 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi esas alınarak hazırlandığına işaret etti.
Söz konusu kanun teklifiyle doğrudan insan hayatına dokunan yenilik, uygulama ve düzenlemelerin hayata geçirilmesini arzu ettiklerini belirten Güler, teklifin, suç işlenmesinin önlenmesi, caydırıcılığın sağlanması, dolandırıcılık, trafik düzenini bozan eylemlerle daha etkin mücadele edilmesi, kişilerin trafikteki can ve mal güvenliğinin sağlanması, toplumsal huzurun güçlendirilmesi ve infaz sisteminde de bazı değişikliklerin yapılmasına yönelik hazırlandığını anlattı.
"Verilecek cezayı yarı oranda artırmayı öneriyoruz"
Son dönemlerde organize suç örgütlerinin toplumsal huzuru, güvenliği ve geleceği tehdit eden birçok olaya karıştığını gördüklerini anımsatan Güler, bu düzenlemeyle suç çeteleriyle mücadeleyi daha etkili ve caydırıcı mahiyette sürdürmek için Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde değişikliğe gideceklerinin bilgisini verdi. Güler, "Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda, özellikle suça sürüklenen çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine verilecek cezanın 1 kat oranında artırılması noktasında bir teklif öneriyoruz. Ayrıca örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarında, hapis cezalarının alt ve üst sınırlarını da arttırıyoruz." diye konuştu.
Meskun mahalde özellikle yaz aylarında üzüntü duydukları birçok olayla karşılaştıklarını hatırlatan Güler, teklifle meskun mahalde silahla ateş etme suçunun cezasını artırdıklarını söyledi. Ses ve gaz fişeği atabilen silahları da bu suçun kapsamına aldıklarını vurgulayan Güler, "Bu suçun özellikle düğün, nişan ve asker uğurlaması gibi vatandaşların toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde, verilecek cezayı yarı oranda artırmayı öneriyoruz." ifadesini kullandı.
Yazın kendilerini üzen bazı olayları gördüklerini dile getiren Güler, bu olaylar neticesinde masum birçok canın da yaşamını yitirdiğini belirtti.
AK Parti Grup Başkanı Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle asker uğurlaması, düğün, nişan gibi günlerde havaya ateş açmak... Bizim bir türlü sonlandıramadığımız bir eğlence türü olarak maalesef hoş görmediğimiz davranışları görmeye devam ediyoruz. Bunların engellenmesi ve caydırıcı cezalarla ortadan kaldırılması için de teklifimizde, bu eylemlere yönelik ceza artırımlarını öngörüyoruz. Yine diğer bir alanda, özellikle trafikte yol kesme olaylarını sıklıkla görmeye başladık. Trafikte yol kesme eylemini müstakil bir suç olarak düzenliyoruz ve bu fiiller açısından da bir yaptırımı öngörüyoruz. Hukuka aykırı bir davranışla bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini de teklifimizde öneriyoruz. Böylelikle kişilerin can ve mal güvenliğine kasteden şehir eşkıyalarına trafikteki saldırganlık fiilleri bakımından caydırıcı cezalar verilmesini sağlıyor ve vatandaşlarımızın da güvenliğini üst derecede sağlamaya gayret ediyoruz. Kişilerin sağlığı bakımından zararlı sonuçlara yol açabilecek tehlikeli faaliyet alanlarının artması, çalışma ortamlarının kalabalıklaşması, artan nüfusa bağlı olarak insan etkileşimlerinin yoğunlaşması ve özellikle trafiğe çıkan araç sayısındaki ciddi artışlar gibi birçok durum karşısında dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışların da arttığını görüyoruz. Bu nedenle teklifimizde taksirle yaralama suçunun ceza miktarlarını artırarak, bu konuda daha caydırıcı etkin bir yaptırıma bu teklifimizde yer vermiş oluyoruz."
"Bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin bir sınırlama getiriyoruz"
Güveni kötüye kullanma suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması halinde verilecek cezanın 1 kat artırılmasını önerdiklerini belirten Güler, özellikle son yıllarda kiralık araçların geri getirilmemesi, parçalanarak araç parçası olarak satılması, parçalarının değiştirilmesi veya suçta kullanılması gibi eylemlerin arttığını hatırlattı. Bu konuda daha caydırıcı, etkin yaptırımlara teklifte yer verdiklerinin bilgisini paylaşan Güler, teklifte vatandaşın canını yakan dolandırıcılık eylemleriyle daha güçlü şekilde mücadele edilmesi, bu eylemlerin önlenebilmesi bakımından bilişim suçları ve mobil hatlara yönelik bazı düzenlemeleri de önerdiklerini aktardı.
Abdullah Güler, şunları kaydetti:
"Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçlarda, ilgili banka hesabının 48 saate kadar banka ve finans kuruluşları tarafından askıya alınması, ilgili muhatabın bu konuda 'olur vermesi' halinde tekrar hesabın işleme alınması yönünde bir imkan tanıyoruz. Çünkü suçta kullanıldığı tespit edilen paraya, adli merci tarafından el konulması veya askıya alınması suretiyle de bir tedbir geliştiriyoruz. Aksi halde birçok hesaba aktarım yapmak suretiyle dolandırılan vatandaşımızın parasına ulaşma konusunda da sıkıntılarını da en azından bir nebze olsun gidermiş olacağız.
Bazı olaylara baktığımızda, belli miktar paranın uzun dönem işlem yapılmadığı bilinmesine rağmen bir şekilde yaşlı, engelli, bazı vatandaşlarımızın kendisini polis, savcı veya bir kamu görevlisi olarak tanıtıp, hesabından bir miktarın belli hesaplara aktarılması noktasında yönlendirildiğini ve dolandırıldığını görüyoruz. Bu paralar gittikten sonra da bunların tekrar geri alınmasının mümkünatı kalmıyor. En azından önleyici bir tedbir olarak bu türden, uzun dönem hesaplardaki bu hareketsizliği de dikkate alarak, buradaki banka hesap sahibinin korunması adına böyle bir tedbiri geliştirip en azından dolandırıcılık faaliyetlerinde mağduriyetleri de azaltmak istiyoruz."
Teklifte, GSM hattı aboneliğinin çipli kimlik kartıyla yapılmasına yönelik düzenlemenin yer aldığını anlatan Güler, "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin bir sınırlama getiriyoruz. Sonsuz sayıda kişi adına herhangi bir hattın alınarak bunun dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılmasının önüne geçmeyi arzu ediyoruz." sözlerini sarf etti.
Ölen ve tüzel kişiliği sona eren kişilere ait telefon hatlarının 3 ayda bir periyodik kontrollerinin yapılacağını vurgulayan Güler, aktif olmayanların kullanıma kapatılması için bir tedbir geliştirdiklerini belirtti.
Yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına özgü numara tahsisi ve kullanımında ayrıca belli standartlar getireceklerini ifade eden Güler, diplomatik ilişkiler ve yabancı misyon görevlilerinin bunlardan istisna olacak şekilde bir düzenlemeyi yapmayı arzu ettiklerini söyledi.
Dolandırıcılık, hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi noktasında bir tedbiri de geliştirdiklerini kaydeden Güler, şunları paylaştı:
"Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamına gönderilmemesi halinde banka ve finans kuruluşları ile operatörlere de idari para cezası verilmesini öneriyoruz. Hat düzenlemeleriyle ilgili geçiş hükümlerinde aynı zamanda mevcut davalarla ilgili de bir olumsuzluk olmasın diye geçici madde olarak düzenliyoruz. Vatandaşlarımıza ve yabancı uyruklu kişilerin yeni getirilen bu düzenlemeler doğrultusunda abonelik kayıtlarını güncellemesi, telefon hatlarını kendi üzerlerine almaları veya hattı kapatmaları içinde kendilerine süre tanıyoruz.
Bu düzenlemelerin herhangi bir mağduriyet oluşturmaması adına da belirli bir süre sonra yürürlüğe gireceğine de teklifimizde yer veriyoruz. Ayrıca bu düzenlemeler nedeniyle abonelik işlemlerinden kaynaklı ortaya çıkabilecek mali külfetin de tüketiciye yansıtılmaması için önerilerimizi bu teklife yansıtmış oluyoruz. Teklifimizde ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçlarının yargılamalarının asliye ceza mahkemelerinde görülmesine imkan getiriyoruz. Asliye ceza mahkemeleri nezdinde ihtisaslaşma sağlanmak suretiyle, bu suçlara ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlandırılması, böylelikle bu suçlara ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlandırılması ve bu suçlarla daha etkin bir mücadeleyi de burada hedefliyoruz."
Güler, suç işleyen akıl hastalarının rehabilite olmadan toplum hayatına katılmalarını engellemek amacıyla yeni düzenlemeler getirdiklerini kaydetti.
Kısmi akıl hastalarının mahkum oldukları cezalarını ceza infaz kurumunda infaz etmeleri ve ayrıca bu kişiler hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin hükmolunmasını da teklifte yer verdiklerini aktaran Güler, "Tam akıl hastalarının tedavi ve koruma amacıyla sağlık kurumunda geçirdikleri sürelerin belirsizlik göstermesi ve çok kısa olması nedeniyle de mutlaka belirli bir süre sağlık kurumunda kalmaları ve tedaviye yönelik bazı destekler ortaya konulmalı, toplum açısından da tehlikeliliğin ortadan kalkmadan serbest bırakılmamaları noktasında bir tedbire teklifimizde yer veriyoruz." dedi.
Güler, Anayasa Mahkemesinin (AYM) geçmiş dönemlerde iptal kararlarının olduğunu anımsatarak, teklifle, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da düzenlemeler yapıldığını, yine AYM'nin iptal kararları dikkate alınarak yüze karşı veya gıyapta hakaret suçlarında ön ödeme kapsamına alınması ve bu suçların uzlaştırma kapsamından çıkarılmasını önerdiklerini bildirdi.
Teklifle bölge adliye mahkemelerinin "karar bozma" yetkisinin kapsamını genişlettiklerini ifade eden Güler, "Buna göre, bölge adliye mahkemeleri, hükmün gerekçeyi içermemesi ve hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararıyla savunma hakkının sınırlandırılmış olması durumlarında bozma kararı verilmek suretiyle daha etkin, daha hızlı bir yargılama sürecini de hedefliyor." diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanı Güler, borçlunun bazı yakın hısımlarıyla yaptığı ve aksinin ispatına imkan verilmeksizin bağışlama olarak kabul edilebilen ivazlı tasarrufların aksine ispatını mümkün kılacak şekilde yeni düzenlemelere de teklifte yer verdiklerini söyledi.
Yakın zaman içerisinde Avukatlık Kanunu'nda, avukatların disiplin hükümlerine yönelik AYM'nin bazı iptal kararları olduğuna işaret eden Güler, teklifle Avukatlık Kanunu'nda, avukatlara yönelik disiplin hükümlerinde düzenlemeye gittiklerini aktardı.
"Eşitlik kuralını sağlamış olacağız"
Güler, kamuoyunda "COVID-19 düzenlemesi" olarak bilinen düzenlemenin eşitsizliğe neden olduğu yönündeki görüşlerin kendilerine iletildiğini bildirdi.
Tüm bu görüşleri ve beklentileri dikkate alarak söz konusu düzenlemenin kapsamının yeniden belirlendiğini dile getiren Güler, şu ifadeleri kullandı:
"Bu düzenlemeyle 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği 'daha erken açık ceza infaz kurumundan ayrılma' veya 'denetimli serbestliğe ayrılma' düzenlemesinden 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olacakların yararlanabilmesi imkanını sağlıyoruz. Buna göre 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle 3 yıl daha erken kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılabilecek. Açık ceza infaz kurumunda ise 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilme imkanını da getiriyoruz. Bu şekliyle beraber 31 Temmuz 2023 öncesinde hükümlülere uygulanan bu idari tedbir uygulaması 'suç işleyenlere' ifadesi de eklenmek suretiyle onlara da uygulanmak suretiyle bir eşitlik kuralını sağlamış olacağız."
Güler, çalışmalarını "hukuk devleti ilkesi"nin geliştirilmesi ve adalet sisteminin güçlendirilmesi noktasında sürdürdüklerini belirterek, teklifin hayırlı olmasını diledi.
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Güler, önceki düzenlemede muaf tutulan suçların bu teklifte de uygulanıp uygulanmayacağına dair soruya, "Eski uygulama neyse aynısı olacak. Sadece 'suç işleyenler' kavramı yenileniyor, başka bir şey yapmıyoruz." dedi.
Güler, teklifin etki analizine dair soruya, düzenlemenin bir "af" olmadığını belirterek, "İlk etapta bu kapsamda cezaevlerinde bulunan yaklaşık 54-55 bin civarında mahkumu ilgilendirdiğini söyleyebilirim. Önümüzdeki bir yıl boyunca da bu kademeli olarak mahkumiyeti kesinleştikçe etkilenebilecek bir sayıya da, 80-90 bin civarında olabileceğini önümüzdeki yıla göre düşünüyoruz." diye konuştu.
Kanun teklifinin Genel Kurula ne zaman geleceğinin sorulması üzerine Güler, teklifin bütçe görüşmeleri tamamlandıktan sonraki haftaya ancak görüşülebileceğini düşündüğünü ifade etti.
AK Parti Grup Başkanı Güler, soru üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonundan İmralı Adası'na gidecek heyetle alakalı kendilerine AK Parti tarafından geldiğini iddia ettiği teklifle alakalı soruya yanıt verdi.
Çok ciddi bir süreç yönettiklerini belirten Güler, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna, sürece katkı sağlayacak herkesi davet ettiklerini anımsattı.
Güler, şöyle devam etti:
"Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonumuz adına 3 milletvekili arkadaşımız 27 Şubat'ta PKK'ya silah bırakma çağrısını yapan, daha sonra kongrenin toplanmasını ve devamındaki kararları veren İmralı'daki hükümlüyle bundan sonraki sürece dair, Komisyonumuzun da bilgisi dahilinde, sorular soruldu, bilgiler alındı ve bu, Komisyon'da da paylaşılacak. Ben, Sayın Özgür Özel'i daha ciddi bir davranışa davet ediyorum. Biz çelik çomak oynamıyoruz, ülkemizin çok ciddi bir meselesini yürütüyoruz. Herkes sorumluluk sahibi olsun."
İddiayı, "yalan" diyerek reddeden Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sürecin kimler tarafından yürütüldüğünü bütün kamuoyu biliyor. Partimiz adına Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yetkilendirilen arkadaşımız belli. Biri benim, AK Parti Grup Başkanı... Genel Başkanvekilimiz Efkan Bey, Parti Sözcümüz Ömer Çelik Bey ve Grup Başkanvekilimiz Özlem Zengin hanımefendi. Kimmiş bu etkili, açıkça söylesin ve işi magazinleştirmesinler. Bakın, çok ciddi bir iş yapıyoruz. Türkiye'nin 50 yıllık geçmişinde büyük acılar yaşatmış terör meselesini çözmeye ve bir daha bu toplum içerisinde silahın ve şiddetin konuşulmayacağı bir gelecek tasavvuru yapıyoruz burada. Herkes samimiyetle, ciddiyetle, büyük bir özenle buraya katkı sağlasın. Komik komik uydurma ifadelerle lütfen bu işi basitleştirmesinler."
11. Yargı Paketi neleri içeriyor?
Kamuoyunda, "11. Yargı Paketi" olarak bilinen teklifle, İcra ve İflas Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. Nispi harç ve teminat yatırma yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin, ihalenin feshini talep etmesi halinde, mahkemece ihalenin feshi talebi dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilecek.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yapılan düzenlemeye göre, alışılmış hediyeler dışında, geçici veya kesin aciz belgesinin ya da aciz belgesi niteliğinde olan haciz tutanağının düzenlendiği yahut iflasın açıldığı tarihten önceki 1 yıl içinde yapılan bütün bağışlamaların ve ivazsız tasarrufların iptale tabi olduğu hüküm altına alınıyor.
Alt soy ve üst soy, üçüncü derece dahil kan hısımları, son 1 yıl içinde evlilik birliği sona ermiş olsa bile eşi ve üçüncü derece dahil kayın hısımları, evlat edinenle evlatlık, ortak konutta yaşayan kişiler arasında yapılan tasarrufların gerçek değere uygun olarak ivazlı olduğu ispatlanmadıkça bağışlama sayılacak.
Aksi ispatlanmadıkça, sözleşmenin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin gerçek değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyatla kabul ettiği sözleşmeler ile borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi yararına ömür boyu gelir sözleşmesi ya da intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler yahut ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin, uygun bir karşılığının sağlandığı ispatlanmadıkça bağışlama sayılacak.
Kanun'un "İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi" ile "Temyiz yoluna başvurma ve incelenmesi" başlıklı hükümlerindeki parasal sınırların uygulanmasında, şikayet başvurusunun yapıldığı veya davanın açıldığı tarihteki miktar esas alınacak.
Avukatlara verilen disiplin cezaları
Teklifle, Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapılıyor. Buna göre, avukatların, avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında son soruşturma açılmasına karar verilirse, bu durum ve yargılama aşamalarında verilen nihai kararlar avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilecek.
Avukatlara, avukatlık onur ve ünvanına, savunma hakkının kutsallığının gerektirdiği saygı ve güvene veya özen ve doğruluk yükümlülüklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine, ihlalin niteliğine ve eylemin ağırlık derecesine göre Avukatlık Kanunu'nda yazılı disiplin cezalarından biri verilecek.
Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda avukatlara verilecek disiplin cezaları yeniden düzenleniyor. Avukatlar hakkında uygulanacak disiplin cezaları, "uyarma", "kınama", "para cezası", "işten çıkarma" ve "meslekten çıkarma" olarak belirleniyor. Hangi hallerde hangi cezaların verileceği sıralanıyor.
Hakkında herhangi bir disiplin cezası verilen avukatın, bu cezanın kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde disiplin cezası gerektiren yeni bir fiil işlemesi halinde bu fiil için öngörülen disiplin cezasının bir derece ağır olanı, ilk defa verilen uyarma cezasının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde işten çıkarma cezası gerektiren bir fiilin işlenmesi halinde meslekten çıkarma cezası yerine işten çıkarma cezasının üst haddi uygulanacak.
Bir defa işten çıkarma cezası alan avukat, bu cezanın kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde en az kınama cezasını gerektiren bir fiil işlerse meslekten çıkarılacak.
Meslekten çıkarma cezasını gerektiren haller hariç olmak üzere, ilk defa disiplin cezası verilmesini gerektiren bir fiil işleyen avukata, verilecek disiplin cezasından bir derece hafif olanı uygulanabilecek. Bu hüküm, hakkında verilen bir disiplin cezasının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl geçenler bakımından da geçerli olacak.
Teklifle, avukatlara verilecek disiplin cezaları ile bu cezaları gerektiren eylemler ayrıntılı olarak belirlendiği için Avukatlık Kanunu'nda yer alan bazı disiplin düzenlemeleri kaldırılıyor.
Baro Disiplin Kurulu tarafından kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilmesi halinde, kesinleşen mahkeme kararının ilgili baroya bildirilmesinden itibaren 1 yıl geçmekle ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrayacak.
Disiplin soruşturması veya kovuşturması sonucu tesis edilen idari işleme karşı dava açılması halinde zaman aşımı süresi kesilecek. Mahkemenin idari işlemin iptaline ilişkin kararının ilgili baro veya Türkiye Barolar Birliğine bildirilmesinden itibaren mahkeme kararı uyarınca en geç 2 yıl içinde yeniden yapılacak soruşturma veya kovuşturma sonucuna göre karar verilecek. Mahkeme kararının ilgili baro veya Türkiye Barolar Birliğine ulaşmasından itibaren 2 yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemeyecek.
Meslekten çıkarma cezasından başka bir disiplin cezası verilen avukatlar, uyarma, kınama, para ve işten çıkarma cezalarının uygulanmasından itibaren 5 yıl geçtikten sonra disiplin kuruluna başvurarak bu disiplin cezalarının sicillerinden silinmesini isteyebilecek. Tekerrür uygulanarak verilen işten çıkarma cezaları bu hükmün dışında olacak.
Teklifle, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının oluşturacağı hukuki boşluğun doldurulması amacıyla Kamu İhale Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. Kamu İhale Kurumunun gelirlerine ilişkin hükümde yapılan değişikliğe göre, itirazen şikayet başvuru bedelinin, başvuru dilekçesinde yer verilen iddialar dikkate alınarak belirlenecek haklılık oranına karşılık gelen kısmının Kurul kararıyla başvuru sahibine iadesine karar verilecek. Ancak Kurumca ilgili hüküm uyarınca başvurunun reddine veya eşit muamele ilkesi yönünden yapılan inceleme sonucunda ilgili hükümler uyarınca ihalenin iptaline veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verilmesi halinde başvuru bedeli iade edilmeyecek.
Başvuru dilekçesinde aynı iddia kapsamında birden fazla hususa yer verilmesi halinde bu hususlar Kurum tarafından ayrı birer iddia olarak değerlendirilecek. Kurul kararının başvuru sahibine bildirimini izleyen 30 gün içinde başvuru sahibinin Kuruma yazılı talebi üzerine, bu talep tarihini izleyen 30 gün içinde Kurum tarafından bedel iadesi yapılacak. Kurumca iade edilen bu bedel için faiz işlemeyecek.
İtirazen şikayet başvurusu üzerine alınan Kurul kararlarına karşı açılan davalar sonucunda veya Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun "Mücbir sebepler" başlıklı maddesi uyarınca sözleşmenin feshedilmesi hallerinde, "doğal afetler" hükmü uyarınca tahsil edilen bedelin ilk sözleşme bedelinin tamamlanmayan oranına karşılık gelen kısmının Kurul kararıyla yükleniciye iade edilmesine karar verilecek. Bedel iadesinin yapılabilmesi için yüklenicinin, fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığının kendisine bildirimini izleyen 30 gün içinde iade talebiyle idareye başvurması gerekecek. Başvuruyu izleyen 30 gün içinde idarece, ilk sözleşme bedelinin tamamlanmayan oranı dahil gerekli bilgi ve belgeler Kuruma iletilecek. Bilgi ve belgelerin Kurum kayıtlarına alındığı tarihi izleyen 30 gün içinde Kurum tarafından bedel iadesi yapılacak. Kurumca iade edilen bu bedel için faiz işlemeyecek. Bu hüküm, 26 Aralık 2025'te yürürlüğe girecek.
"Dolandırıcılık" suçunun yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yapılacak
Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlenen "dolandırıcılık" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarına ilişkin yargılamaların farklı mahkemelerde yürütülmesi sebebiyle oluşan görev uyuşmazlıklarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Buna göre, "dolandırıcılık" suçunun yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yapılacak.
Bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde görülmekte olan davalarda veya istinaf ya da temyiz kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda "nitelikli dolandırıcılık" suçlarına bakan mahkemenin görevinin bu düzenlemeyi ihdas eden Kanun ile değiştiği gerekçesiyle görevsizlik veya bozma kararı verilemeyecek. Bu davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önceki göreve ilişkin kurallara göre bakılmaya devam edilecek.
TCK'de yapılan düzenlemeler
TCK'nin "Akıl hastalığı" hükmünde yapılan değişiklikle hukuk sisteminde cezai sorumluluğu kabul edilen kısmi akıl hastaları hakkında hem verilen cezanın infazı hem de akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması amaçlanıyor. Buna göre, söz konusu kişi hakkında ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunacak.
Akıl hastalarının tedavi ve koruma amacıyla sağlık kurumunda geçirecekleri süre, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda bir yıldan, üst sınırı 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda ise 6 aydan az olamayacak.
Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenen "hakaret" suçu "ön ödeme" hükmünün kapsamına alınıyor. Böylece, suçla daha etkin mücadele edilmesi amacıyla sosyal medya üzerinden kolaylıkla işlenebilen bu suç bakımından "ön ödeme" hükümlerinin uygulanması amaçlanıyor. Kamu görevlisinin yürüttüğü görevinden dolayı kendisine karşı işlenen hakaret suçu bakımından bu hükümler uygulanmayacak ve genel hükümlere göre kamu davası açılabilecek.
Taksirle yaralamaya ilişkin hapis cezaları artırılıyor. Buna göre, taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişiye verilecek hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya, üst sınırı ise bir yıldan 2 yıla çıkarılacak. Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde hapis cezasının alt sınırı 6 aydan 9 aya, üst sınırı ise 3 yıldan 5 yıla yükseltilecek.
"Güveni kötüye kullanma" suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması "nitelikli hal" kabul edilerek, bu durumda verilecek ceza bir kat artırılacak.
Kamuoyunda "kurusıkı" olarak tabir edilen ses ve gaz fişeği atabilen silahlar "Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçu kapsamına alınarak bunların kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Buna göre, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda yangın çıkaran, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişiye verilecek hapis cezasının alt sınırı 6 aydan 1 yıla, üst sınırı 3 yıldan 5 yıla yükseltilecek. Suçun ses ve gaz fişeği atabilen silahla ateş edilerek işlenmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Bu suçun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacak.
Teklifle "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçuna yönelik hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılıyor. Buna göre, Kanun'un suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde verilecek hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan 5 yıla, üst sınırı 8 yıldan 10 yıla çıkarılacak.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlara verilecek hapis cezasının üst sınırı 4 yıldan 5 yıla, örgütün silahlı olması halinde verilecek ceza "dörtte birinden yarısına kadar" yerine "yarısı oranında" yükseltilecek.
Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine ilgili hükme göre verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılacak.
Sunulan teklifle, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulmasının yanı sıra artık ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi de cezaya tabi olacak. Aynı zamanda teklifle bu suçlara ilişkin cezalarda arttırılıyor.
Buna göre, hukuka aykırı bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı hareket halinde iken durduran kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak.
Hukuka aykırı bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen kişi, 5 yıldan 10 yıla kadar, bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, 7 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Söz konusu suçların işlenmesi amacıyla veya sırasında başka bir suçun işlenmesi halinde ayrıca bu suçtan dolayı ceza verilecek.
Bilişim suçlarıyla elde edilen menfaatin bulunduğu hesaplara ilişkin düzenleme
Ceza Muhakemesi Kanunu'na, bilişim suçlarının işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin bulunduğu hesabın askıya alınması ve elkoymaya ilişkin hüküm ihdas ediliyor.
Buna göre, Türk Ceza Kanununda yer alan, nitelikli hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık ile banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılmasına ilişkin suçların işlendiği hususunda makul şüphe bulunması halinde banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesabın 48 saate kadar askıya alınmasına ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından karar verilebilecek.
Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili mali kurum tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilecek. Askıya alma işlemi ayrıca hesap sahibine de bildirilecek. Hesap sahibi, askıya alma işleminin kaldırılması için Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabilecek. Cumhuriyet savcısı, başvuru hakkında 24 saat içinde karar verecek.
Askıya alma işlemi tamamlanmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durum, askıya alma işleminin yapılabilmesi için banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirilecek.
Mali kurum tarafından askıya alınan veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde el konulabilecek. Hakim kararı olmaksızın yapılan el koyma işlemi 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulacak. Hakim, kararını el koymadan itibaren 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde el koyma kendiliğinden kalkacak. Bu hükme göre el koyma işlemi yapılabilmesi bakımından rapor alma şartı aranmayacak.
El konulan suça konu menfaat, suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun anlaşılması halinde soruşturma veya kovuşturma evresinde sahibine iade edilecek. Bu hüküm uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişiler, hukuki bakımdan sorumlu tutulamayacak.
Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısından istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olacak. İstenilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısına 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi, nitelikli hal olarak düzenleniyor. Buna göre, söz konusu suç, seri muhakeme usulü kapsamı dışında tutulacak.
Türk Ceza Kanunu'na eklenen hükümle, güveni kötüye kullanma suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması hali, cezayı ağırlaştırıcı neden olarak düzenleniyor, nitelikli hal, uzlaştırma kapsamı dışında tutuluyor.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından uzlaştırma yoluna gidilemeyecek.
Ön ödeme kapsamına giren bir suç ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaştırma kapsamındaki suç bakımından uzlaşma hükümleri uygulanacak.
Bölge adliye mahkemelerinin bozma yetkisinin kapsamı genişletiliyor
Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki düzenlemeyle, bölge adliye mahkemelerinin bozma yetkisinin kapsamı genişletiliyor. Buna göre, ilk derece mahkemelerinin kararlarında, hukuka aykırılıkların bulunması halinde de bölge adliye mahkemesi ceza daireleri tarafından bozma kararı verilebilmesine imkan tanınıyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na eklenen hükümle, uzlaşmanın sağlandığı hakaret suçuna ilişkin dosyalar, bu suçun uzlaştırma kapsamından çıkarıldığı gerekçesiyle ön ödeme kapsamında değerlendirilemeyecek ve uzlaştırmaya ilişkin hükme göre sonuçlandırılacak. Soruşturma veya kovuşturma evresinde olan ve hükmün yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzlaşmanın sağlanmadığı dosyalar bakımından ön ödeme hükümleri uygulanacak.
"COVID-19 düzenlemesi"
Kamuoyunda "COVID-19 düzenlemesi" olarak bilinen, kapalı cezaevinden açık cezaevine, açık cezaevinden de denetimli serbestliğe daha erken ayrılmayı öngören düzenlemenin kapsamı genişletilecek. Bu düzenlemeye, 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işleyenler de dahil edilecek.
Terör ve örgütlü suçlar hariç olmak üzere, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise 3 ayını bu kurumlarda geçirip ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilecek.
Bu hükümlüler ile 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca cezaların denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından 3 yıl erken yararlandırılacak.
Yeni düzenleme çerçevesinde uyum düzenlemesi de yapılacak.
Esnaf ve sanatkarlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat tarifelerine ilişkin düzenleme
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nda yapılan değişiklikle, Kanuna tabi esnaf ve sanatkarlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat tarifeleri, bağlı bulundukları odalarca hazırlanacak ve odanın mensubu olduğu Birlik yönetim kurulu tarafından fiyat tarifesinin sunulmasından sonra 30 gün içinde onaylanacak veya reddedilecek. Ticaret Bakanlığının görüşüne tabi fiyat tarifelerinde 30 günlük süre Bakanlığa görüş talebinin iletildiği gün duracak ve görüşün, Birliğe iletildiği günden itibaren devam edecek. Onaylanan fiyat tarifesi mülki amirlik, belediye ve ilgili odaya 7 gün içerisinde bildirilecek ve itiraz edilmezse 15 gün sonra yürürlüğe girecek. Fiyat tarifeleri, uygulanacak azami hadleri gösterecek.
Belediyeler veya o yerin en büyük mülki amiri tarafından itiraz edilen ya da Ticaret Bakanlığının görüşüne tabi olan fiyat tarifelerinde Bakanlığın olumsuz görüş verdiği fiyat tarifeleri 15 gün içerisinde uzlaşma komisyonunca değerlendirilerek nihai karar verilecek.
Uzlaşma komisyonu, o yerin mülki amirinin ya da görevlendireceği yardımcısının başkanlığında, ticaret il müdürlüğü, defterdarlık, belediye, ildeki ilgili kamu kurumu, ticaret ve sanayi veya ticaret odası ile esnaf ve sanatkarlar odaları birliği temsilcilerinden oluşacak. İlgili kamu kurumu temsilcisi, talep edilen tarifenin konusu dikkate alınarak komisyon başkanınca belirlenecek. Komisyon kararları salt çoğunlukla alınacak. Komisyon, değerlendirmesini mevcut maliyetler ve ortalama kar marjları ile Orta Vadeli Programda yer alan enflasyon hedeflerini de dikkate alarak yapacak. Talep edilen tarife, komisyonun nihai kararından sonra yürürlüğe girecek.
Ticaret Bakanlığının görüşüne tabi olacak fiyat tarifeleri ile komisyonun değerlendirme sürecine ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle belirlenecek.
TBMM Başkanlığına sunulan yargı paketine göre, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na geçici hüküm ekleniyor. 1 Ocak 2016 tarihinden önceye ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Bu hükmün yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmeyecek.
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da düzenlemeye gidiliyor. Böylece, Anayasa Mahkemesince verilen kararlar gereği kanunda yer alan bazı tanımlar yeniden belirleniyor.
Teklifle yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hakimliğine başvurulabilecek.
Sulh ceza hakimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerde 24 saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilecek.
Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talep etmesi durumunda sulh ceza hakimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilecek. Kararda bildirim yapılacak arama motorlarına yer verilecek.
Ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın, ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hallerde başvuru reddedilecek.
Sulh ceza hakimi, yalnızca ihlalin gerçekleştiği yayın ile sınırlı olarak karar verecek. İnternet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyecek. Ancak URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine dair kanaat oluşması veya içeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması halinde, gerekçesi açıkça belirtilmek kaydıyla internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilebilecek.
Sulh ceza hakimi tarafından verilen karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilmek üzere doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilecek. Bu karar, Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilecek. Bildirim üzerine kararın gereği derhal ve en geç dört saat içinde yerine getirilecek.
Verilen karara konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcıları Birliğine müracaat edilerek, kararın bu adresler için de uygulanması talep edilebilecek. Talebin Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından kabul edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Talebin Birlik tarafından kabulüne karşı kararı veren hakimliğe itiraz edilebilecek. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmayacak.
Erişimin engellenmesine konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda hakim kararı kendiliğinden hükümsüz kalacak. İnternet sitesinin tümüne yönelik verilen erişimin engellenmesi kararına konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda ise ilgilinin talebi üzerine kararı veren sulh ceza hakimliği tarafından karar kaldırılacak.
- Kararların gereğini yerine getirmeyenlere 5 bin güne kadar para cezası
Sulh ceza hakimliklerince verilen kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre itiraz yoluna gidilebilecek. Kararına itiraz edilen hakim veya itirazı incelemeye yetkili merci gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebilecek.
Verilen kararların gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcının sorumluları 1000 günden 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Verilen içeriğin çıkarılması kararının gereğinin Türkiye'den günlük erişimi 10 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından yapılan müracaat üzerine Erişim Sağlayıcıları Birliği, kararın uygulanmasını sağlamak için sosyal ağ sağlayıcıya yeniden bildirimde bulunacak.
Bildirime rağmen kararın gereğinin 24 saat içinde yerine getirilmemesi durumunda, ilgili kişi tarafından, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 oranında daraltılması için kararı veren sulh ceza hakimliğine başvurulabilecek.
Başvurunun kabulüne ilişkin hakim kararının uygulanmasından itibaren 30 gün içinde, içeriğin çıkarılmaması halinde, ilgili kişi tarafından, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 90 oranına kadar daraltılması için kararı veren sulh ceza hakimliğine başvurulabilecek. Hakim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde 50'den düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilecek.
Hakim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Birliğe gönderilecek. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhal ve en geç 4 saat içinde erişim sağlayıcılar tarafından yerine getirilecek. İçeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmesi halinde, ilgilinin talebi üzerine, kararı veren sulh ceza hakimliği tarafından internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasına ilişkin karar kaldırılacak.
Teklifle Elektronik Haberleşme Kanunu'nda düzenleme yapılıyor.
Buna göre işletmeci; ilgili kanunlarında resmi kimlik belgesi hükmünde olsa bile, elektronik kimlik doğrulama kabiliyetini haiz olmayan kimlik belgeleriyle abonelik kaydı yapamayacak.
Abonelik kaydı için kişinin kimliğini, kimlik belgesi ve yüz veya parmak izi özetine ilişkin biyometrik veriler ya da kimliği doğrulayıcı şifre vasıtasıyla teyit edilecek.
Teklifle abonelik kaydı yapılan kişinin elektronik kimlik doğrulama kabiliyetini haiz belgeye sahip olmadığını teyit etmesi halinde, kayıt işleminin usulleri de belirleniyor.
Buna göre abonelik kaydı yapılan yabancı kişinin kimliği, yüz veya parmak izine ilişkin biyometrik verileriyle Göç İdaresi Başkanlığı üzerinden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vasıtasıyla teyit edilecek. Bu teyidin uzaktan yapılması halinde abonelik kaydı yapılan kişinin resmi makam sunucularına erişimini sağlayan mobil elektronik haberleşme işletmecisi, abonelik kaydı yapılan kişinin konum verisini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vasıtasıyla Göç İdaresi Başkanlığına iletecek.
Ancak, ülkede görevli diplomasi ve konsolosluk memurları ile aileleri ve uluslararası kuruluşların ülkedeki temsilciliklerinde çalışan ve statüleri anlaşmalarla belirlenmiş olanlar ile bu kişilerin aileleri için yabancı misyon veya temsilciliğinin mensubu olduğunun Dışişleri Bakanlığınca teyit edilmesi halinde bu alt bentteki şartlar aranmaksızın abonelik kaydı yapılabilecek.
Geçici kimlik belgesi bulunan vatandaşların yüz veya parmak izi özetine ilişkin biyometrik verileri alınacak.
İşletmeci, 3 ayda bir tüm abonelerin ölüm veya tüzel kişiliğin sona ermesi gibi hallerle aktifliğinin sona erip ermediğini ilgili resmi makamlardan teyit edecek. Teyit edemediği abonelere ait hatların elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısını kesecek.
İşletmeci, gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen sınırdan fazla abonelik kaydı yapamayacak.
İşletmeci, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen usul ve sürelere aykırı olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenen sayıdan fazla abone numarası kullandığı tespit edilen cihazlara elektronik haberleşme hizmeti veremeyecek.
Yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarına özgü numara tahsis ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenecek.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları, ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle belirleyecek.
İdari para cezası 1000 liradan az olamayacak.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, işletmecinin faaliyete yeni başlamış olması veya ilgili takvim yılına ilişkin net satışlarının belli olmaması hallerinde ihlalin niteliği, ihlal neticesinde herhangi bir ekonomik kazanç elde edilip edilmemesi, iyi niyet ve gönüllü bildirim gibi ölçütleri de dikkate alarak önceden belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde 1000 liradan 1 milyon liraya kadar idari para cezası ile Kanun'da belirtilen diğer idari yaptırımları uygulamaya yetkili olacak. İdari para cezası tutarı, alt sınırdan az olamayacak.
Kanun'un "Abonelik sözleşmeleri" hükmünde yer alan abonelik kayıtlarının yapılmasına, hat sayısı sınırlamasına, periyodik zamanlarda tüm abonelerin ölüm veya sınır dışı edilme gibi hallerle aktifliğinin kontrol edilmesine ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenecek süre içinde aynı telefonda kullanılabilecek hat sayısına sınır getirilmesine ilişkin düzenlemeye gidiliyor. Bunlara uyulmaması halinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından her bir hat veya cihaz başına idari para cezası verileceği hüküm altına alınıyor.
İşletmecinin tüketicilerden haksız olarak ücret tahsil ettiğinin tespiti halinde, idari yaptırım uygulama hakkı saklı kalmak kaydıyla, işletmeci, bu tutarları tahsilat tarihinden iade edildiği tarihe kadar hesaplanacak tutarla birlikte Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun'un ilgili hükmüne göre tüketicilere iade etmekle zorunda olacak.
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan nitelikli hırsızlık, dolandırıcılık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen mobil haberleşme hattının bağlantısı, yürütülen soruşturma kapsamında hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine mobil haberleşme hizmeti sunan işletmeci tarafından kesilecek.
Hakim kararı olmaksızın yapılan işlem, 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulacak. Hakim, kararını bağlantının kesilmesinden itibaren 48 saat içinde açıklayacak, aksi halde bağlantının kesilmesi tedbiri kendiliğinden kalkacak.
Bu hüküm uyarınca verilen karara veya yazılı emre rağmen ilgili hattın haberleşmesinin kesilmemesi halinde cumhuriyet savcısı tarafından işletmeciye 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından işletmecilerden istenilen bilgi veya belgenin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olacak.
İstenilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi veya eksik gönderilmesi halinde cumhuriyet savcısı tarafından işletmeciye 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.
Elektronik Haberleşme Kanunu'na, "Abonelik kayıtlarının güncellenmesi" başlıklı hüküm ekleniyor. Hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yabancı uyruklu gerçek kişiler, abonelik kayıtlarını güncellemek için ilgili işletmeciye başvurmak zorunda olacak.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bu süre 6 ay daha uzatılabilecek. Başvuru üzerine ilgili işletmecilerce abonelik kayıtları yapılan değişikliklere uygun hale getirilecek.
Abonelik kayıtlarını güncellemek için ilgili işletmeciye başvurmayan veya kimliği teyit edilemeyen yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarının elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı, abonelere verilen başvuru süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde ilgili işletmeci tarafından kesilecek.
Adına Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun belirlediği sayıdan fazla abonelik kaydı bulunan gerçek veya tüzel kişilere, fazla olan mobil haberleşme hattını kullanıma kapatması veya devretmesi için ilgili hüküm uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yapılacak belirleme tarihinden itibaren 6 ay süre tanınacak ve bu süre 6 ay daha uzatılabilecek. Bu süre içinde yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişilere ait fazla hatların elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı, en eski tarihli abonelikler korunarak ilgili işletmeci tarafından kesilecek.
İlgili hükümlerdeki yükümlülükleri yerine getirmeyen mobil haberleşme hizmeti sunan işletmecilere, her bir mobil hat aboneliği başına Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 20 bin lira idari para cezası verilecek.
Teklifle, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun'da değişikliğe gidiliyor.
Buna göre, çerçeve sözleşme yazılı şekilde veya uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle mesafeli olarak ya da mesafeli olsun olmasın bankanın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin, biyometrik yöntemlerle veya elektronik kimlik doğrulama kabiliyetini haiz kimlik belgeleriyle doğrulanmasına imkan verecek yöntemler yoluyla kurulacak şekilde düzenlenecek.