Yine 8 Temmuz... Yine Acı... Yine Bir Ana!

Hasan Karakaya

Bir yıl öncesinin 8 Temmuz'unda, annemi kaybetmiştim... Biz evlatlarını yetiştirmek için "mücadele" eden annemi...

Yine 8 Temmuz... Yine öğle saatleri ve yine acı haber:

"Özgür-Der üyeleri Malatya yolunda trafik kazası geçirmişler!.. Özlem Hanım ile Macide Hanım vefat etmişler!... Hamza Bey ile Nuri Bey yaralanmışlar!"

Sadece "Allah rahmet eylesin... Mekanları cennet olsun." diyebildim. Tüylerim, yine diken diken oldu... Görüntüler, yine bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.

Özlem Hicran Özyurt... Av. Macide Göç Türkmen...

Her ikisi de. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği'nin (Özgür-Der) yöneticisi ve üyesi...

Ben, onları;

Başörtüsüne özgürlük eylemlerinden, insan hakları ihlallerine karşı gösterdikleri onurlu direnişlerden tanıyorum...

Nerede bir başörtüsü eylemi varsa, onlar orada!...

Nerede bir hak arayışı varsa, oradalar!

Adeta, hançereleri yırtılırcasına bağırıyorlar!

Sultanahmet'te onlar! Eyüp'te onlar! Beyazıt'ta onlar! Beyoğlu'nda, Çağlayan'da ve yurdun dört bir yanında onlar!

Bir "ana" onlar... Başörtülü öğrencilerin, tesettürlü kadınların yaşadığı "acı"ları, "sancı"ları taa yüreklerinde duyan analar!...

Onun için de sesleri "ağızlarından değil, "yüreklerinden çıkıyor!

Evet; gerek "kadın" olarak, gerek "ana" olarak ve gerekse "avukat" olarak, Özgürlük eylemlerinin değişmez simalarıydı onlar...

Bir "mücadele kadınıydılar!

Ve o "yol"da da can verdiler!

Nöbeti;

Geride "boynu bükük" bıraktıkları çocuklarına bırakarak!

Öyle ya; Özlem Hicran Özyurt'un iki, Macide Göç Türkmen'in üç çocuğu vardı...

Ne mutlu ki;

"inandıkları gibi" yaşadılar ve o yolda öldüler! Allah, her ikisinin de mekanlarını cennet eylesin...

"Bir mücadele kadını"ydı her ikisi de...

Dün, Fatih Camii'nden kaldırıldı cenazeleri... Şu an, "beyaz kefenler" içinde yatıyorlar toprak altında! Ne var ki;

"Eser"leri yaşıyor...

"İsim"leri yaşıyor...

"Yazı"ları yaşıyor...

Elimde, aynı zamanda Özgür-Der Başkan Yardımcısı Özlem Hicran Özyurt'un bir yazısı var.

Bir "son yazı" bu!

Haksöz Dergisi'nde yayınlanan son yazısı...

Onları "son yolculuğu"na uğurlarken, bu "son yazı"yı yayınlamayı, boynuma bir borç bildim.

Uzunca bir yazı. Onun için, belki de ilk defa, bir yazıyı "3 güne bölmek" istiyorum...

Vakit Gazetesi – 10 Temmuz 2003