Yargı Despotizmi İstanbul’da Protesto Edildi

Haksöz

AK Parti hakkında kapatma isteminin hemen ardından 15 Mart'ta bir protesto yürüyüşü gerçekleştiren Özgür-Der mensupları hukuk kılıfına bürünmüş yargı despotizmini kınadılar. Fatih'ten Saraçhane'ye kadar pankartlar, sloganlar ve tekbirlerle yürüyen Özgür-Der mensubu ve gönüldaşı çok sayıda kişi AK Parti üzerinden tahkim edilmek istenen zorbalığa asla sessiz kalmayacağını belirtti.

Yürüyüş boyunca "Kahrolsun Yargı Despotizmi!", "Halkın Düşmanı Militarist Yargı!", "Yaşasın İslami Mücadelemiz!", "Yasakçı Danıştay Zorba Yargıtay!", "Ne Yargıtay Danıştay Ne Genelkurmay, Muhtıralar Bizi Yıldıramaz!", "Çeteciler Halka Hesap Verecek!", "Başörtüye Uzanan Eller Kırılsın!", "Başörtüsü Onurumuz Koruyacağız!", "Yargıtay Kendine Yeni Bir Halk Bul!", "Darbeciler Yenilecek Direnenler Kazanacak!", "Direniş, Adalet, Özgürlük!" şeklinde sloganlar atan topluluk ayrıca "Yargı Despotizmine Son!" ve "Yargı Oligarşisi Halkın İradesini Teslim Alamaz!" yazılı iki pankart açtı. "Halkın İradesi Yargı Despotizmine Teslim Edilemez!", "Yuh Olsun Size ve Taptıklarınıza (Enbiya, 67)", "AK Parti Değil, Halkın İradesi Tasfiye Edilmek İsteniyor!", "Hukuk Kılıfına Sarılmış Despotizme Geçit Yok!" yazılı dövizler de taşıyan topluluk böylelikle oligarşinin halkı terbiye etmeyi amaçladığını vurguladı.

"Türkiye'de Faşizm Hukuk Zırhına Büründürülmüş!"

Yürüyüşün sonunda Saraçhane Parkı'nda basına ve topluluğa hitaben konuşan Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda dergimiz yazarı Kenan Alpay, AK Parti'ye açılan davanın hukuk zırhına bürünmüş bir zorbalık olduğunu belirtti. İstiklal Mahkemeleri'nin Kel Ali, Necip Ali ve Kılıç Alilerinden başlayıp 27 Mayıs'ın Salim Başol ve Ömer Egeselleriyle devam ettirilen 12 Eylül ve 28 Şubat'ın Nusret Demiral, Nuh Mete Yüksel, Vural Savaş, Yekta Güngör Özden, Sabih Kanadoğlularıyla bugüne kadar sürdürülen hukuk zorbalığının açık bir faşizm uygulaması olduğunu belirten Alpay, faşizmi arayıp bulmak için Mussolini'nin İtalya'sına gitmeye gerek olmadığını ifade etti. Cübbeli rektör ve savcıların apoletli darbecilerin yerini aldığını belirten Alpay, "Susurluk, Şemdinli, Atabeyler, Sauna, Ergenekon gibi çetelerin halka karşı açtığı savaşta hukuk ve akademik camia adına destek veren işbirlikçilerin kamuoyu nezdindeki kimlikleri açıktır ve isimleri halk tarafından nefretle anılmaya devam edecektir." dedi. Alpay, son olarak AK Parti'ye yönelik gerçekleştirilen kapatma ve yasaklama talebi halka ve halkın İslami değerlere olan bağlılığını yok etmeye yönelmiş beyhude bir çaba olduğunu belirterek sözlerini şöyle bitirdi: "Darbecilerin hedeflerine ulaşabilmesi mümkün değildir ve suçlu olarak yargılanmaları pek yakındır!"

"AK Parti'yi Değil, Adalet ve Özgürlüğü Savunuyoruz"

Eylemde bir konuşma yapan dergimiz yazarı Hamza Türkmen, halkın inançları ve İslami değerler söz konusu olduğunda ve küresel kapitalizmin çıkarlarına ayak diretildiğinde ya TSK muhtırası/darbesinin ya da yargı müdahalesinin devreye girdiğini belirtti. Askeri muhtıranın ardından şimdi de yargı muhtırasıyla karşımıza çıkan oligarşinin temel gayelerinin İslam'ı ve Müslümanları kontrol altında tutmak olduğunu söyledi. Oligarşinin en büyük derdinin anayasa taslağı olduğunu belirten Türkmen, bürokratik azınlığın 27 Nisan muhtırasının dayatma ve korkusunu sürdürmek ve tüm muhaliflere gözdağı vermek istediğini belirtti. AK Parti'nin despotizme ve sistemin baskılarına muhalefet eden halkın oylarıyla iktidara geldiğini ancak hala 27 Nisan muhtırasının hesabını soramadığını ve Ergenekon çetesinin bağlantılarını açıklamadığını da ifade eden Türkmen, yargı despotizminin ve bir avuç elit azınlığın tasfiye edilmesi gerektiğini belirtti. Türkmen, yargının ve Anayasa Mahkemesi'nin halk iradesine karşı yapılanmasının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu protesto eylemiyle AK Parti'yi savunmadıklarının da altını çizen Türkmen, burada hukuku, adaleti ve özgürlükleri savunmak için; AK Parti üzerinden halkın İslami değerlerine saldıran despot bürokrasiye lanet etmek ve İslami değerlerimizi korumak için toplanıldığını belirtti.

Mazlumder, İHH, ASDER, Davet-Der ve Hukukçular Derneği temsilcilerinin de destek verdiği eylemde Özgür-Der adına Zuhal Kaya tarafından okunan basın açıklamasında AK Parti'yi kapatma girişiminin bürokratik oligarşinin halkın iradesini yok saydığının yeni bir göstergesi olduğu vurgulandı. Yüz yüze olunan durumun tam manasıyla bir yargı despotizmi, hukuk zırhına büründürülmüş bir zorbalık olduğunun ifade edildiği açıklamada "Hukuktan, adaletten, halkın iradesine saygıdan yana herkesin bu otoriter tahammülsüzlük uygulamasına dur demesi, itiraz etmesi gerekmektedir. Savunulmak durumunda olan şeyin, AK Parti ve icraatları değil, en temelde halkın iradesi, inanç ve düşünce özgürlüğü olduğu unutulmamalıdır." dendi.