Türkiye ‘Evet’ Dedi, İsrail OECD Üyesi Oldu!

Haksöz

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), uzun bir zamandır üyelik için uğraş sarf eden İsrail’in üyeliğini 10 Mayıs tarihinde kabul etti. Siyonist yetkililerin, OECD'ye katılımının ardından İsrail’in uluslararası kredi notunun artacağını ve ülkenin daha fazla yatırım çekeceğini ifade ettikleri üyelik, Türkiye de dâhil olmak üzere hiçbir OECD üyesi tarafından veto edilmediği için kabul edildi.

İsrail’e üyelik yolunu açan bu utanç verici tutumun ırkçı işgale ve Siyonist katliamlara dolaylı destek anlamına geldiğini belirten Özgür-Der, üyeliğin kabul edildiği tarihte bir basın açıklaması yaparak Türkiye’nin yeni bir yanlışa imza attığını ifade etti.

İşgal ve katliamlarla bölgede yer edinmeye çalışan İsrail'in sık sık "insan hakları karnesi"ndeki zayıflarını hatırlatan AK Parti Hükümetinin, İsrail'in OECD'ye üyelik sürecinde takındığı gayri ahlaki ve pragmatik tutumu açık bir işbirlikçilik suçu olarak gören Özgür-Der, AK Parti Hükümetinin Siyonist İsrail ile ciddi hiçbir hesaplaşmaya girmeden, askerî ve diplomatik yaptırımlar alanına asla girmeksizin sürdürdüğü kamuoyuna yönelik popülist siyasetin Siyonist çetenin OECD üyeliğinin veto edilmemesi ile resmen duvara çarptığını vurguladı.

Elbette ki kapitalist dünya sisteminin bir organı olarak OECD'nin varlığı ve işlevi asla meşru görülemez. Ancak Siyonist çete, bu üyeliği uluslararası arenada kendisine alan açma çabalarının bir adımı olarak görmekteydi. Nitekim üyelik sonrasında İsrail tarafından yapılan açıklamalarda olay “tarihî bir kazanım” olarak yansıtıldı. Bu noktada Özgür-Der, İsrail'e uluslararası alanda yeni bir meşruiyet ve hareket imkânı açarak diğer üyeler gibi TC Hükümetinin de ırkçı ve işgalci militarizme zımnen onay verdiğini belirtti. Hükümetin bu onay karşılığında İsrail'den birtakım taleplerde bulunulduğuna ilişkin söyleminin hiçbir tutarlılığının olmadığının ve İsrail isimli çetenin hiçbir şartta meşrulaştırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Filistin halkının beklentisinin, İsrail'den sadır olabilecek birtakım lütuflar olmayıp, Siyonist çeteye ilkesel tavır almak olduğunun görmezden gelinemeyeceği vurgulandı.

Filistin'de yaşanan işgal ve cinayetlerden sadece Siyonist çetecilerin değil bu suçlara diplomatik ve iktisadi destek verenlerin de sorumlu olduğunu belirten Özgür-Der, Filistin'e söylemleriyle, Siyonist İsrail'e ise diplomatik, askerî ve iktisadi eylemleriyle destek olanların adalete ve kardeşliğe hizmet edemeyeceklerine şu ifadelerle dikkat çekti: “Filistin, siyaseten prim yapmak için bir atlama taşı olmadığı gibi Siyonist İsrail ile yakınlaşmak da ahlaken, siyaseten faturası kolayca ödenebilecek sıradan bir konu değildir. İnsan olmanın, Müslüman olmanın bu çirkin hesaplardan uzak durmakla ve bu çirkin hesaplara savaş açmakla mümkün olduğunu hiç kimse unutmamalı, işbirlikçilik anlamına gelen bu tavrın sahiplerinin halkımıza yaşattığı bu utancın asla unutulamayacağı akıldan çıkarılmamalıdır.”