Tepeden Tırnağa Yürek

Bünyamin Doğruer

Hayat sıkılmış bir yumruk gibi

sanki zaman ortaçağ

ve çiviliyoruz zulmün kahrını

yanına asıyoruz bir başörtüsü fotoğrafı

burda beyazıt meydanında

çınar yaprağını dökerken

yorgun gölgeleri düşer taşlara

umut gözlü kızların

sevinçleri direniş

düşleri peygamber çiçeği döker

özgürlük günlerine

konuşsan biriyle

başörtüye uzanan elin akıbetini

anlatır beni kaynuka yahudilerini

dinlenen zulmün sesi

bu memleketi

ihaneti

bunca inananları düşündüm

marazlı kalpleri, kalpteki lekeleri

yaz yağmuru gibi kesildi yardım elleri

güneş buluta girdi

haykırmasını öğrendi de parke taşları

biz öğrenemedik, biz utanmazlar

ey tepeden tırnağa yürek olan bacılar

vurmuş

faşizmin kırılası elleri

örtünüz galip ve onurlu

'ey iman edenler iman ediniz' bir daha

analar sürün yiğitleri alanlara

öfkeleri, yumrukları sürün meydanlara

susmak daha acı

ne güzel şey direnişle beklemek

doğacak baharı...