S. Demirel Üniversitesi'nde İlahiyatçıların Kirli Yüzü

Haksöz

MGK'nın dayatmaları sonucu yeniden gündeme gelen kılık-kıyafet yönergesi çerçevesinde uygulanan başörtüsü yasağı, Süleyman Demirel Üniversitesi'nde farklı bir uygulama ile gün yüzüne çıktı.

Geçtiğimiz yıl yasağın altyapısının, hazırlanması için SDÜ İlahiyat fakültesi, birkaç konferans düzenledi. Bu konferanslarda Kur'an'da başörtüsünün olmadığı işlendi. Ve sonuçta şu şekilde bir açıklama yapıldı. "Kur'an'da başörtüsü yoktur. Bu yüzden gelecek yıl okula başı açık bir biçimde geleceksiniz". Fakat istisnai bir durum olarak Kur'an-ı Kerim derslerine başörtülü gelinecekti. Bu konuda itirazı olan öğrencilere ise şu cevap veriliyordu: "Bizim sizin yaşınız kadar Kur'an okumuşluğumuz var, bizden daha iyi mi bileceksiniz?".

Bu süreç sonunda 1998-99 yılı ders kayıtlarında başörtüsü yasağı uygulamaya konuldu. Fakat ilginçtir ki, bu yasak sadece İlahiyat Fakültesi'ni kapsamaktaydı. Çünkü İlahiyat'ta bu yasak uygulanabilirse tüm üniversiteye yaymak çok daha kolay olacaktı. Nasıl ki tarihte saltanat, rejimlerine meşruiyetlerini(!) işbirlikçi ulema(!) sağladı ise günümüzde bu işi akademisyenliği kendiliğinden menkul bu zevat sağlamaya çalışıyordu. Ve bu baskı ile yüzyüze gelen ilahiyat fakültesi profları ise tabii ki başörtüsü konusunda Allah'ın emrini değil, YÖK'ün kararlarını dikkate alıyorlardı.

Bu çerçevede başörtüsü yasağı -şimdilik- SDÜ'nün sadece İlahiyat Fakültesi'nde uygulanmakta. Bu da bize YÖK'ün verdiği akademisyenliğin insanlardan neyi alıp götürdüğünü çok iyi bir biçimde gözler önüne seriyor.