Özgür-Der Geyve Temsilciliği Açıldı

Özgür-Der

Küresel ve yerel ölçekte zulmün derinleştiği ve koyulaştığı bir süreci soluyoruz. Her alanda İslami kimliğimizi çepeçevre saran kuşatma çemberi gittikçe yaşam alanımızı daraltırken küresel ve yerel istikbara karşı "tevhid, adalet ve özgürlük" meşalesini yükseltecek örgütlü mücadelenin gerekliliği de kaçınılmaz bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor.

Allah'a kulluğumuzu bireysel olduğu gibi örgütlü bir eksende de gerçekleştirmek ve örnek Kur'an neslini inşa etmek üzere çeşitli şehirlerde kurumsal varlığını meydana getiren Özgür-Der, son olarak minik bir ilçede, Geyve'de temsilcilik olarak örgütlendi.

Sakarya'ya bağlı sevimli bir ilçe olan Geyve'de 14 Haziran'da bir program düzenleyen Özgür-Der Geyve Temsilciliği, bu vesileyle kuruluşunu duyurmuş oldu. Başta Sapanca, Sakarya, Bursa ve İstanbul olmak üzere komşu şehirlerden katılımın gözlendiği açılış programı Kur'an-ı Kerim ve mealinin okunmasının ardından, Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci ile Özgür-Der Sakarya Şube Başkanı Kadrican Mendi'nin selamlama konuşmalarıyla devam etti. Mendi ve Şekerci, nitelikli birlikteliklerin önemine işaret ederek örgütlü zulme karşı mücadelenin, ancak örgütlü bir mücadele ile gerçekleşebileceğini ifade ettiler ve bu temsilciliğin tevhidi mücadeleye ivme kazandıran mütevazı bir mevzi olmasını umut ettiklerini belirttiler.

Geyve halkının yoğun ilgi gösterdiği açılış programında Abdurrahman Dilipak, Ahmet Varol ve Hamza Türkmen'in katıldığı "Darbeler ve Özgürlükler" konulu bir de panel düzenlendi. Darbelerin İttihat Terakki'ye ve hatta daha öncesine uzanan köklerine işaret eden Dilipak, halkın darbeler ve çıkartılan kanunlarla nasıl sindirildiğine değindi. 1960'tan sonraki darbelerin mantığının "bu ülkenin bu halka bırakılmayacak kadar değerli olduğu" anlamına geldiğini belirten Dilipak, sözlerini bilgiye, dayanışmaya ve birlikteliğe vurgu yaparak bitirdi.

Dilipak'ın ardından söz alan Ahmet Varol, yaşadığı örnekler üzerinden darbelerin İslam dünyasından nasıl göründüğünü anlattı. Filistin'deki gündemin sıcaklığı ve katılımcıların da talebi üzerine sözü Filistin'e getiren Varol, konuyla ilgili sağlıklı bilgiler aktardı ve yaşananların "iç çatışma" değil, Siyonistlerin desteğini alan el-Fetih içindeki çetelerin provokasyonları olduğunu belirtti.

Son olarak söz alan Hamza Türkmen ise Geyve ve çevresindeki sorumlu Müslümanların çabaları ile açılan temsilciliğin önemine vurgu yaptıktan sonra darbelerin, insanın fıtri yapısına muhalif ve insanların fıtratlarına açık bir müdahale olduğunu söyledi. Darbelere ve militarist düzene karşı mücadelenin ise tevhid temelinde yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Türkmen, İslam düşmanı, yasakçı ve zorba rejime karşı İslami kimliği korumanın ve Kur'an temelli bir mücadele vermenin kaçınılmazlığına işaret etti.

Katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından Özgür-Derin çalışmalarını yansıtan sinevizyon gösterisiyle devam eden program, Grup Yürüyüş'ün mini bir dinletisiyle sona erdi.

Geyve'de Özgür-Der Temsilciliği olarak çalışmalarını sürdürecek kardeşlerimize çabalarının Rabbimizce desteklenmesini diliyor; tevhid, adalet, özgürlük mücadelesine Geyve'den soluk katmasını umuyoruz.