Nice 300 Sayılara Birlikte Yürümek Arzusuyla

Cafer Tayyar Soykök

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…

Hamd, bizlere doğru yolu gösteren, bizleri doğru yola erdiren Allah'adır. Eğer Allah bize doğru yolu göstermeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. (7/43) Allah (cc) kalplerimizi birbirine kaynaştırarak (8/63) bizleri kardeşler kılmış, (49/10)gösterdiği yolda yürümemizi arzulamıştır. Eğer O’nun gösterdiği yolda yürür, Allah (cc) için, O’nun yolunda cihad eder, o yolda mücadele edersek, o yolu bizlere kolaylaştıracağını, yoldaki engelleri kaldıracağını, (29/69) ayaklarımızı da yolunda sağlamlaştırıp kaydırmayacağını vadetmiştir. (47/7) Bu saydığımız ve bunlar gibi nice sayamadığımız lütuf ve nimetleri sebebiyle ne kadar hamd etsek yine de azdır.

Salat ve selam da küfrün, şirkin, zulmün tüm baskı ve entrikalarına rağmen, Rabbinin mesajını, hayatları, canları pahasına yılmadan, yorulmadan, eğilip bükülmeden ortaya koyan, insanların bu mesajla tanışıp hayat bulmaları (8/24) ve kurtuluşa erebilmeleri için her türlü fedakârlıkta bulunan, tağuta kulluk etmekten kurtulup Allah’a kul olabilmeleri (16/36) için insanları sözlerin en güzeli olan kitaba (39/23) çağıran, çağrısına iman edenlere kitabı, hikmeti, bilmediklerini öğreten, (2/151) onları cahiliyenin kalıntılarından, şirkin pisliklerinden arındıran, (3/164) inananlara şahit/model (2/143, 33/21) olan tüm risalet önderlerine olsun.

Allah (cc) insanı kendisine kulluk etmesi için yaratmış, (51/56) insanı bu sınava uygun şekilde biçimlendirip ona iyilik ve kötülük, hayır ve şer, iman ve küfür yollarını da göstermiştir. (90/8-10) İnsana düşense bu yollardan birini tercih ederek, o yolda çaba sarf etmektir. Herkes tercihinin, çalışmasının karşılığını alacaktır. (17/18-20) Çünkü her insan için emeğinin karşılığı, çalışmasının karşılığı vardır. (53/39)

İnsan bulunduğu ortam, şart ve imkânları çerçevesinde bu kulluk sınavını vermektedir. Bizim sınavımız da burada, cezaevindedir. Hayat devam ettiği sürece de bizim sınavımız da devam etmektedir. O nedenle değişen bir şey yoktur, içerisi ya da dışarısı fark etmiyor. Fiziki alanların dar ya da genişliği, insanın hareket alanının kısıtlanması ya da özgürlüğün daha da fazla alanlarının bulunması hiç fark etmiyor. Çünkü insanın sorumlu tutulması gücü dâhilindedir. (2/286)

Cezaevlerinde fiziki şartlar insanı kısıtladığı gibi, cezaevinin kendisine has kuralları da hareket alanımızı kısıtlamaktadır. Ancak inanmışsanız, sorumluluğunuzun farkındaysanız, sabır ve namazla yardım dileyerek (2/45) Rabbe teslim olup O’na tevekkül ederek (58/10) mutluluğu yakalayabiliyor, huzurlu olabiliyorsunuz. Yokluğun olduğu, malzemelerin sınırlı olduğu bu dar mekânda hayatı yaşayarak, tecrübe edinerek kolaylaştırabiliyoruz.

Cezaevinde, bu dar mekân için konulmuş kurallara ya entegre olacak ya da sisteme, kurallara direnerek kendinizi, kimliğinizi koruyabilecek, ayakta kalabileceksiniz. Biz Müslümanlar direnerek, Rabbimize teslim olarak kimliğimizi korumayı tercih ettik. Burada varlığımızı korumaya, insanları da Rabbimizin mesajıyla tanıştırarak, onları fıtratlarına döndürmeye, kötülüklerden arındırmaya çalışıyoruz. Rabbimiz her insanın nefsine takva ve fücur duygusunu, kötülüklerden sakınıp korunma ya da kötülüklere meylederek bozulma duygusunu yerleştirmiş, ilham etmiştir. (91/7-8) Bizim sorumluluğumuz insanların vahiyle arınmaları, kurtulabilmeleri için çaba sarf edip hayırlı bir toplumun neferi olmaktır. (3/104, 110)

Cezaevlerinde dostluk çok önemlidir. Daracık, küçük bir alanı birlikte paylaşırsın, sürekli birliktelik halindesin, o nedenle çok iyi tanır ve dost olursun. Dışarıda tanıyıp dost olduklarını burada daha iyi tanırsın, nereye kadar yol arkadaşı olabileceğini görürsün, bazen de tanıdığını zannettiğin birini hiç tanımamış olduğunu fark edersin, nasıl bir ahlaka, nasıl bir anlayışa sahip olduğunu görürsün. Bu mekânda paylaşım çok önemlidir. Burada ekmeğini, suyunu paylaşır, acı ve sıkıntılarda can yoldaşı olur, zorluklara birlikte göğüs gerersin. Canını emanet edersin; o da sana canını emanet eder. Yaşayarak hayata beraber tutunursun, ahlakı, bilgiyi paylaşırsın, problemlere birlikte çözüm arar, sıkıntıları ve zorlukları birlikte aşarsın. O nedenle dostluk burada daha da önemli bir hale gelir.

Hayatın en karanlık ve dar bir mekânında gönlümüzü imanla, Kur’an’ın nuruyla aydınlatan, imanımızla bizleri özgür kılan, bileklerimize, gönüllerimize vurulan, vurulmak istenen kelepçeleri kıran Rabbimizi ve O’nun mesajını bizlere hatırlatmaya çalışan, bizleri bu zindanlarda 23 senedir yalnız bırakmayan Haksöz’ün300. Sayısını çıkarmaya gayret eden dergimizin yazar ve çizerleri, derginin çıkışında, dağıtımında ve birçok alanda emeği geçen tüm kardeşlerimi çalışma ve çabalarından dolayı tebrik ediyor, Rabbimizden daha nice yıllar, rızasına uygun çalışma ve çabalarının devamı için dua ediyor, yardımını ve merhametini üzerinizden ve üzerimizden eksik etmemesini diliyorum.

Cezaevlerinde oda sistemleriyle birlikte insanlar tecrit edilmeye, yalnızlaştırılmaya çalışılırken, birtakım yasaklarla hareket alanları daraltılıp, hak ve hukukları kısıtlanırken, Rabbimizle baş başa kalarak, O’nun mesajıyla diyalogumuzu artırarak, yalnız olmadığımızın bilinciyle Rabbimizin mesajına sarılarak varoluş, yaratılış amacımızı gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte hem içeride küçük dünyamızda hem dış dünya ile iletişim kurarak yalnız kalmamaya, birlikteliklerimizi kurmaya ve muhafaza etmeye çalışıyoruz. Bunun için de kitap, dergi, gazete, mektup burada daha da önem arz ediyor. Rabbimize şükürler olsun ki 23 senedir Haksöz dergisi ve çalışanı kardeşlerimiz, yazılarıyla, inceleme ve araştırmalarıyla, İslam dünyasından haberleriyle, röportajlarıyla, Müslümanların faaliyetlerinden, mahkemelerden, cezaevlerinden küçük dünyamıza haberler taşıyarak bizleri yalnız bırakmadı, misafirimiz oldu. Her sayı dergimizi sabırla bekledik.

Haksöz elinden geldiğince hakkın sözü olmaya, hakkın sözünü taşımaya, ulaştırmaya çalıştı. Bir dergide bulunması gereken özellikleri hep üzerinde taşıdı ve dergicilik alanında sorumluluğunu yerine getirmeye çalıştı. O nedenle tekrar teşekkür ediyoruz.

Haksöz dergisiyle nice 300 sayılara birlikte yürümek arzusuyla, tüm dergimize emeği geçenleri ve tüm okurlarını, Haksöz ailesini Allah (cc)’ın selamıyla selamlıyor, muhabbetlerimi iletiyor ve Allah’a emanet ediyorum. Allah (cc) yardımını ve merhametini üzerinizden ve üzerimizden eksik etmesin.

 

*Sivas Kapalı Cezaevi / Sivas Davası