Gazze Üzerine Prelüd

Ali Emre

“İnsanlık” dediğimiz olgunun tam bir bileşiğini, çok yönlü envanterini, emsalsiz bir tanıklığını sundu Gazze. İnsan oluşun her yönden sınandığı bir yer oldu. Olumlu ve olumsuz yönleriyle evrensel bir insanlık fotoğrafı sundu. Hem Habil’in mirasının bitimsiz ve onur bahşeden örnekliği eşliğinde, hem de Kabil’in murdar terekesine, çizgisine sahip çıkanların tutumları eşliğinde sundu. Sunmaya devam ediyor hâlâ.

Destansı bir direnişle çıktı karşımıza her şeyden önce. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zaferle çıktı. Ak alınla çıktı. Görülmemiş bir direngenlikle. Bütün dünyanın geleceği için, bütün insanlık için direndi. Liderler suskun kalırken, dünyanın birçok yöresinde milyonlarca insanın Gazze intifadasına durması en güzel kanıtıdır bunun.

Kendisi yıkılırken bile insanlığı diriltti, “yaşayan şehit” olarak geçti tarihe Gazze. Bir “iman izdihamı” yarattı, suyun tersine akışını cümle âleme gösterdi.

İnsan türünün en iğrenç zulümlerini, kıyımlarını çarptı herkesin suratına aynı zamanda. Güzelliğe, çocukluğa, insanlığa kıyanları gösterdi. Kan banyosuna doymayan bir alçaklığı, bir akıl tutulmasını, modern barbarlığı, caniliği gösterdi. Ve bütün bunları, bu iğrenç kıyımı cips yiyerek zevkle izleyen pislikleri gösterdi. “Gazze’ye atom bombası atalım!” diyebilen bir partinin yükselişini gösterdi.

Timsah gözyaşı dökenlerle konuk oldu evimize. Oh çekenleri, iş birliği yapanları, gammazlayanları, gölgesi arkadan vuran hainleri gördük aynı zamanda. Seyredenleri gördük; “Bunlar yüzünden ağız tadıyla içki bile içemiyoruz.” diyenleri.

Direnişin şiirini yazdı Gazze. Güzelliğin, insanlığın, umudun şiirini yazdı. Bir insanlık imecesi inşa ederek yazdı. Yıkıntılar altından gülümseyerek dizeler düşürdü içimize, aramızdan şehit şehit ayrılırken bütün ezberleri bozarak söyledi sözünü. Zulmün murdar sözlüğünü savurup atarak, o sözlüğe sığınanları teşhir ederek, bismillah boylu çocukların elinden tutarak gülümsedi yarının avlusuna. Direnerek öğretti, arındırdı, ayıkladı, aydınlattı. Gazze avazı; yeryüzünün hımbıl ve pörsümüş atlasını silkeledi, parçaladı, yeniledi.

Oradaki zulüm de direniş de bitecek gibi görünmüyor elbette. Ve insanlığı sınamaya devam ediyor Gazze. Açlıktan ölürken bile kimseye yalvarmıyor, boyun eğmiyor, yaltaklanmıyor, el etek öpmüyor. “Siz kendinize bakın!” diyerek herkesin şapkasını çıkarmaya devam ediyor, herkesi kendisiyle hesaplaşmaya çağırıyor. Yeni bir tarih şafağı sunuyor bize. Yeryüzünün en görkemli bildirilerinden biri olarak duruyor önümüzde.

Acının her türlüsüyle sınanan bu “şehir”den, bütün dizelerinde insan oluşun en anlamlı dizelerinin ışıldadığı bu “şiir”den daha etkili, daha dokunaklı, daha anlamlı, daha görkemli bir şey görebiliyor musunuz yeryüzünde?