Filistin Halkını ve Hamas’ı Tebrik Ediyoruz

Haksöz

İşgal altındaki Filistin topraklarında 25 Ocak Çarşamba günü geçekleştirilen genel seçimlerden İslami Direniş Hareketi (HAMAS) büyük bir zaferle çıktı. Şüphesiz ki Hamas'ın elde ettiği zafer sadece el-Fetih iktidarını yerle bir etmedi. El-Fetih kadar Madrid ve Oslo Barış Süreci ve Yol Haritası adı altında Filistin halkına işgali tanıması yönünde dayatılan tuzaklar da yerle bir edildi. Edward Said "FKÖ, işgalin başka yöntemlerle devamıdır." derken el-Fetih'in giderek Siyonist işgali meşrulaştırıcı misyonuna dikkat çekiyordu. Fakat Aksa İntifadası ve İslami Direniş Hareketini tasfiye etmek üzere el-Fetih'in arkasına sığınmak zorunda kalan güçlerin tutunabilecekleri hiç bir dal kalmadı. 

Filistin halkı küresel emperyalizmin bütün baskı, tehdit, rüşvet ve vaadleri elinin tersiyle geri çevirerek Hamas'tan yana tercihte bulunmuştur. Filistin Halkının ve Hamas'ın özgürlük ve adalet yürüyüşünü destekliyor ve tebrik ediyoruz.

Filistin halkını ve Hamas'ı sindirmek konusunda ABD'nin yanı sıra AB'nin de İsrail'le stratejik bir ittifak içerisinde olduğu gözlerden kaçmıyor. Hamas'ın seçim zaferine tepki gösteren sözde "Uluslararası Toplum" özde Filistin topraklarındaki siyonist işgalin planlayıcıları olan sömürgeci devletlerdir. AB ve ABD'nin yanı sıra BM'nin de seçim sonuçlarının meşruiyetini sorgulayan beyanları tam bir iki yüzlülük örneğidir. BM'nin de uzun yıllar süren işgali ve katliamı tartışma dışı bırakarak Hamas'ı İsrail'i tanımaya ve silahsızlanmaya davet etmesi iğrenç bir Siyonizm uşaklığı örnekliğidir.

Şeyh Yasin, Rantisi, Şikaki gibi birçok İslami direniş liderine karşı Siyonist işgal çetesinin düzenlemiş olduğu suikastlar Filistin halkında bir ümitsizliğe ve yılgınlığa değil tersine direniş kararlılığına dönüştü. Şaron, Perez, Mofaz, Olmert, Şalom gibi siyonist işgalin öncüsü "tecrübeli", "profesyonel" katliam şeflerini Gazze'den zelil bir biçimde çekilmek zorunda bırakan irade işte bu direniş iradesidir.

Bölgemizin diğer önemli bir konusu da "Kürt Sorunu"dur. Özgür-Der'in düzenlemiş olduğu "Kürt Sorunu ve Müslümanlar" forumunun değerlendirmesine sayfalarımızda yer verdik. Ayrıca bu sayımızda aynı forumda sunulan Hamza Türkmen'in "Kürt Halkının Geleceği" başlıklı tebliğine de yer verdik. Mart sayısında Kürt Sorununa ilişkin değerlendirmelerimiz devam edecek inşallah.

İran İslam Cumhuriyeti ile AB, ABD ve İsrail arasında giderek yükselen "nükleer kriz" bölgemize ve Müslüman halklara dönük yeni bir savaşın işaret fişeği olarak ifade edilebilir. Gündem değerlendirmemizde İran'a yönelen emperyalist kuşatmayı ve bu kuşatma karşısındaki sorumluluklarımıza ilişkin görüşlerimizi ortaya koyduk.

Emperyalist-Siyonist şeytanlar sürekli olarak tuzaklar kuruyorlar. Rabbimiz Allah ise sabır ve namazla kendisinden yardım dileyen muvahhidler, mücahidler eliyle bu çirkin tuzakları şeytanların başına geçirmek istiyor.

Şeytanın tuzağının zayıf olduğunu biliyoruz ve bu bilinçle hayırda yarışanlar olarak Mart sayımızda buluşmak ümidiyle sizleri Allah'a emanet ediyoruz.