Dünyadan Haberler

Haksöz

İsrail'de Nüfus 5 Milyonu Aştı

İşgal altındaki Filistin topraklarında kurulu İsrail Devleti'nin Merkez istatistik Bürosu'nca verilen bilgilere göre, İsrail'deki nüfus 1993 yılında 5.3 milyonu aştı.

Yapılan açıklamada, Filistinlilerin yaşadığı bölgelerdeki Yahudi yerleşimcilerin sayısı da bir yıl içinde 105 binden, 115 bine yükseldi. Bu arada İsrail-FKÖ arasındaki "Barış Anlaşması" ile özerkliği tanınan Gazze'den göç edecek Yahudilere İsrail Başbakanı tazminat ödenmeyeceğini açıkladı. 25 Şubat ile 4 Mart tarihleri arasında İsrail'de yapılan V. Uluslararası Yahudi Medya Kongresinde ise İsrail Cumhurbaşkanı Weizman, dışarıda bulunan Yahudileri İsrail'de yaşamaya davet etti.

İstatistik Bürosunun verilerine göre bir yıl önceki 5 milyon 196 bin nüfus, 1993 yılı sonunda 5 milyon 311 bine ulaştı. Bu nüfusun 1.9 milyonunu bölgedeki Araplar oluşturuyor. Nüfus artış hızı ise %2.7'den %2.5'e inmiş durumda. Büyümenin %60'ı doğumlardan %40'ı ise göçlerden kaynaklanıyor. Yahudi nüfusundaki artış %2.4'den %2.2'ye düşerken, Yahudi olmayan nüfusun artışı %4.3'ten %3.6'ya düşmüş.

Kudüs Belediye Başkanı Ehud Olmert ise 1992 yılı içinde Kudüs'e yerleşmek isteyen Yahudi sayısının 15.100 iken, Kudüs'ten göç eden Yahudi sayısının 16.700'e ulaştığını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre geçtiğimiz yıl Kudüs'ü terk edenlerin büyük kısmı üniversiteden mezun olmuş genç laik Yahudi aileleri. Ayrıca İsrail'e yeni gelen Rus göçmenlerin de Kudüs'ü terk ettikleri ifade ediliyor. Olmert bu eğilimin yeni olmadığını fakat düzelmemesinin endişe verici olduğunu söyledi. Son 4 yılda Kudüs'ü terk edenlerin sayısının 59 bine ulaştığı, bu rakamın şehirde ikamet etmeye gelen yeni Yahudi nüfusundan 20 bin kadar fazla olduğu belirtiliyor.

Şalom Jerusalem Post

İsrail El-Halil Katliamını Nasıl Kullanıyor

HAMAS hareketi liderlerinden Bessam Cerrar (42) Hz. İbrahim Camii katliamının İsrail hükümetinin organizeli ve belirli amaçlar dahilinde gerçekleştirdiği bir oyun olarak nitelendirdi. Bir dergiye yaptığı açıklamada İsrail'in amacının sadece Filistinlileri öldürmek olmadığını, barış sürecini hızlandırmak ve Araplar'ı anlaşmaya bir an evvel ikna etmek için katliamı kullanmak olduğunu söyledi.

Bessam Cerrar bu katliamdan daha büyüklerinin korumasız olan ve çok daha fazla kişinin namaz kıldığı camilerde gerçekleştirilebileceği halde Hz. İbrahim Camii gibi yahudilerce de kutsal sayılan bir yerde gerçekleştirilmesinin sebepleri olduğunu belirtti. Bu sebeplerden biri İsrail kamuoyunda bu katliam karşısında üzüntü ve kınamadan yararlanmak. Bir taşla iki kuş vuruluyor: Hem Filistinliler barışa ve tavize zorlanıyor, hem de İsrail'den yükselen muhalif seslerin suskun kalması sağlanıyor.

Qadhaya Dowaliyah

Arafat Bitiyor

El-Halil'deki camii katliamından sonra Arafat'ın sınırlı politik sermayesinin tamamını yatırdığı Barış görüşmelerine destek gittikçe eriyor. Arafat'ın sorunu artık sadece karşıtlarıyla değil, destekçileriyle de. Destekçileri Arafat'la aralarına mesafe koymayı daha güvenilir buluyorlar. Rakiplerini susturma ve yandaşlarını hoşnut etme çabaları kendini çok zor durumda bıraktı. Filistinlileri arasında genel kanaat, artık Arafat'ın kendilerini dinlemediği ve liderlik sitilini de değiştirmeyeceği şeklinde. Filistinliler, meşruiyetini popüler desteğe dayandıran Arafat'ın, bundan sonra Amerikan-İsrail onayında meşruiyet arayışına gireceğini düşünmeye başladılar.

Middle East International

Mısırlı Din Adamlarının İhaneti

1994'ün geçen Şubat ayında Mısır'ın diyanet teşkilatı "Daru'l-İfta"da "Arap-İsrail Sorununun Çözümü" adlı bir konferans düzenlendi. Konferansa Mısır'ın çeşitli yazar ve din adamlarının yanında 15 İsrailli katıldı. Katılanlar arasında İsrail'in eski Mısır sefiri ve İsrail akademi merkezi eski başkanı da vardı.

Böyle bir konferansın düzenlenmesi Mısır'da büyük tepki yarattı. Tepkiler genellikle dini kurumların siyasete alet edilmemesi gerektiğini vurguladığı halde İsrail'i dini kurumlarla meşrulaştırmak isteyen hükümet üzerinde yoğunlaşıyor.

1991 yılında da gizlice yapılan bu toplantı o günkü basına yansıtılmamıştı. Ayrıca "el-Ahram" gazetesi yazarlarından Fehmi Huveydi'nin bu konuyla ilgili yazdığı yazının gazetede yayınlanması yasaklanmıştı.

Qadhaya Dowaliyah

Cezayir Silahlı İslam Cemaati

Cezayir'de bağımsız Silahlı İslam Cemaati Hareketi'nin lideri Cafer el-Afgani (Seyfullah Cafer) 9 arkadaşıyla birlikte girdiği müsademe sırasında şehid düştü. Cafer el-Afgani, Cezayir rejim güçlerine ciddi darbeler indiren bir hareketin lideri idi, Laik Cezayir basını son günlerde cemaat içindeki şüpheli, anarşist ve tekfirci kişileri tasfiye etmeye çalışan Cafer el-Afgani'nin şehid edilmesini hareketin FIS ile varolan farklılığına bağlayarak müslümanların arasını açmaya yönelik senaryolar sahneye sürdü. Ancak FIS'in silahlı kanadı ve lideri Said Mahlufi Cafer el-Afgani'ye sahip çıkarak, onun Cezayir'de İslam iktidarı için çarpışan bir mücahid olduğunu ve şehid edildiğini açıkladı.

El-Hayat

Sudan'a BM Komplosu

BM delegesi Gaspar Biro'nun insan hakları raporuna Sudan Hükümeti büyük tepki gösterdi. BM İnsan Hakları Komisyonunun Biro'yu detaylı bir rapor için Sudan'a gönderme kararına karşı bir açıklama yapan hükümet, Biro, ülkeye geldiğinde kendisiyle işbirliği yapılmayacağını ve güvenliğinin garanti edilemeyeceğini ifade etti. Hartum'un öfkesi Biro'nun raporunda İslami cezaları insan hakları ihlali olarak gösteren 4 paragrafta yoğunlaşıyor. Sudan Dışişleri Bakanı, Biro'nun raporunu alçakça bir saldın olarak niteleyerek, bunun İslam Dinini tahkir edici ve İslamı hedef alan planlı bir oyunun parçası olduğunu belirtti.

Middle East Int.

Tacikistan İçin Diyalog

İran, son günlerde Tacikistan sorununun barışçı yollardan çözümü için hareketliliğe tanık oluyor. Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı 3-4 Martta Tahran'a ulaştı. Amaç ise başta Tacikistan'ın İslami Nahda Hareketi lideri Muhammed Şerif Himmetzade olmak üzere muhalefet liderleriyle görüşmeler zincirini başlatmak. Bu görüşmeler Duşanbe rejimiyle muhalefet arasındaki diyalog kapılarını açmayı hedefliyor. Muhalefet ise Tahran'da geçen Şubat ayında BM temsilcisi ile özel bir görüşme düzenlemiş ve aşağıda özetlenen barışçıl çözüm için projeyi sunmuştu:

Şu anki Duşanbe'deki komünist rejimin düşürülmesi, iktidarın 2 sene müddetle tarafsız bir hükümete teslimi, hükümet ve muhalefetin milis gücünün elinde bulunan silahın toplanması, Tacikistan'daki Rus kuvvetlerinin BM kumandası altına alınması, mücavir devlet olan Pakistan, İran ve S. Arabistan'ın askeri gözlemci bulundurması, güvenlik sağlandıktan ve muhacirler yurtlarına döndükten sonra parlamento seçimlerinin yapılması. Bunlar iki sene zarfında BM'nin yardımıyla ve tarafsız hükümet tarafından gerçekleştirilecek.

Diyalogu başlatma çabalarına rağmen Afganistan sının karışık gözüküyor. Sınırda yoğunlaşan Rus Askeri Komutanı, Afganistan içlerinde üslenen Tacik mücahitlerinin saldırılarına devam etmeleri halinde karşılık verileceğini söyledi.

Görünen o ki, muhalefet gelecek görüşmelerde siyasi konumunu pekiştirecek askeri başarılar elde etmeye uğraşıyor.

Qadhaya Dowaliyah