Dünyadan Haberler

Haksöz

Arafat Güç Kaybetmeye Devam Ediyor!

Bir Zeit Üniversitesi'nde yapılan öğrenci konseyi seçimleri İslami Blok'un yeni bir zaferi olurken, Arafat liderliğindeki Filistin Özerk Yönetimi'nin sıkıntısını arttırdı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da seçimlere ilgi büyüktü. Filistin Yasama Meclisi seçimlerinden bu yana Filistin topraklarında, küçük çaplı da olsa siyasi temsil özelliği taşıyan ilk seçim olan öğrenci konseyi seçimlerine Özerk Yönetim yoğun bir şekilde asıldı. Her zaman olduğu gibi Fetih, İslamcı öğrenciler, bağımsızlar ve -Halk Cephesi, Demokratik Cephe ve Komünist Parti'den oluşan- sol blok şeklinde 4 eğilimin yarıştığı seçimlerde Fetih'i temsil eden Şabibe (Gençler) bloğunun astronomik rakamlar harcayarak kampanya yürüttüğü görüldü. Kampanya sırasında genelde siyasi sorunlar üzerinde durulurken, İslami Blok özellikle, Özerk Yönetim güçlerinin el-Necah Üniversitesi'nde İslamcı öğrencilere karşı yürüttüğü tutuklama kampanyasını ve Gazze İslam Üniversitesi'ne yönelik baskıları gündeme getirdi.

Televizyon ve basında sadece Fetih taraftarlarının propagandaları yer aldı. Ayrıca Doğu Kudüs'deki seçim sandıkları çevresinde İsrail'in gözdağı vermeye yönelik tutumu ve sandık hilekârlıkları seçim kampanyasının adaletsiz bir tarzda yürütülmesinin örneklerini oluşturuyordu.

Tüm bu usulsüzlüklere rağmen sonuç yine de Arafat yönetimini memnun etmeye yetmedi. Seçimler İslam Blok'un zaferiyle sonuçlandı. İslami Blok geçen seneki %34 olan oy oranını %43'e çıkarmayı başardı. Fetih'in oy oranı %40'dan %32'ye düştü. Sol blok ise oy oranını korudu.

(MEI.7 Haziran 1996)

Cezayir'de 7 Fransız Öldürüldü

Cezayir'de Fransız vatandaşlarına karşı eylemler sürüyor. Fransız hükümetine yaptığı çağrıya karşılık alamayan GIA (Silahlı İslami Cemaat) 7 keşişi öldürdü. Başkent Cezayir'in güneydoğusundaki Medea'da Katolik kilisesine mensup 7 Fransız keşiş 28 Mart tarihinde GIA tarafından kaçırılmıştı. Bir Fas radyo istasyonuna GIA tarafından 23 Mayıs tarihinde yapılan açıklamada, tutukluların karşılıklı olarak takas edilmesini görüşmek için yapılan çağrıyı Fransa'nın reddetmesi üzerine, bu keşişlerin öldürüldüğü bildirildi. Açıklamada başta görüşmenin kabul edilmesine rağmen, daha sonra Fransa'nın diyalogu kestiği, bu yüzden rehinelerin öldürüldükleri iddia edilmekte.

GIA 18 Nisan'da yayınladığı bir bildiriyle Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a karşılıklı olarak tutukluların değiş-tokuş edilmesi çağrısında bulunmuştu. Bildiride yaşları 50 ila 82 arasında değişen keşişlerin sağlık durumlarının iyi olduğu ve GIA'nın, bazı tutuklularına karşılık bu keşişleri serbest bırakmak istediği vurgulanmıştı. Özellikle geçen yıl Paris ve Lyon şehirlerinde meydana gelen bombalama eylemleriyle ilgili olarak Fransız cezaevlerinde pek çok GIA mensubunun tutuklu bulunduğu biliniyor. Fakat GIA'nın açıklamasında, serbest bırakılması istenen mensuplarından sadece Cezayir'de tutuklu bulunan GIA'nın eski liderlerinden Abdülhak Layada'nın ismi zikredilmekteydi.

Cesetleri daha sonra Medea şehri yakınlarında bulunan keşişlerin kaçırılması ve bilahare öldürülmeleri olayı, Fransa'nın vatandaşlarını kurtarmak için GIA ile diyaloga girip girmediği tartışmalarına yol açtı. Fransız kamuoyunda yoğunlaşan tartışmalar üzerine Dışişleri Bakanı Herve de Cnarette iddiaları reddetti ve hiçbir görüşme teşebbüsünde bulunmadıklarını ileri sürdü.

(MEI, 7 Haziran 1996)

Çeçenistan'da Çeçen-Rus Görüşmeleri

Çeçenler, 27 Mayıs'ta Yeltsin ile Yandarbiyev'in Moskova'da yaptıkları ikili görüşmelerden bazı kazanımlar elde ettiler. Bunlar:

- Tutukluların karşılıklı değişimi antlaşması; Ruslar'ın sistematik işkencesinden geçen Çeçenler böylece ailelerine kavuşabilecekler.

- Çeçenler Rus askerlerinin topraklarından tamamen çekilmelerini istediler. Eğer Ruslar sözlerini yerine getirirlerse Çeçenler başarılı bir adım daha atmış olacaklar.

- Çeçenlerin en önemli kazanımları ise Ruslar'la eşit statüde görüşme yapmaları oldu. Fakat Çeçenistan'ın gelecekteki statüsü konusundaki tartışmalar Rusya'daki seçim sonucuna bırakıldı.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)

Filistin'de Eylem

İsrail-Ürdün sınırında üç İsrail'li asker öldürüldü. Uzun süredir Filistin içlerinde eylemi duyulmayan el-Fetih el-Asıfa örgütü bu eylemi üstlendi. el-Fetih hareketi, Oslo Antlaşması'ndan sonra Yaser Arafat'ın liderliğini yaptığı el-Fetih örgütünden ayrılan bir grup militanın Ebu Musa liderliğinde bir araya gelmesiyle kurulmuş bir örgüt. Diğer Filistinli muhalif örgütler gibi merkezi liderliği Şam'da bulunuyor. Hareket, Fetih isimli bir dergi çıkarıyor.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)

Libya

1991-1992 yıllarında Libya'ya sığınmaya çalışan Cezayirli müslümanlardan 500'ü kayboldu. Aileleri, bu müslümanların Cezayir'e geri gönderildiklerinden endişe etmekteler.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)

Keşmir Üzerinde Hindistan-Pakistan Anlaşmazlığı

Hindistan'ın yeni hükümeti, Hindistan anayasasında Keşmir'e verilen "Maksimum özerklik" teklifi Pakistan tarafından 6 Haziran'da reddedildi. Pakistan, Keşmir'de bir referandum yapılmasını ve Keşmirlilerin kendi geleceklerine kendilerinin karar vermelerini istediklerini belirtti. Hindistan işgal askerlerinin 5 Haziran günü Keşmir'de açtıkları ateş sonucunda iki kişi hayatını kaybederken, sekiz kişi de yaralandı.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)

İsrail Saldırısı Sonrası Lübnan'da Gelişmeler

Hizbullah'ın askeri kolu olan İslami Direniş Hareketi'nin, 10 Haziran günü bir İsrail devriyesine düzenlediği saldırı sonucunda 6 İsrailli öldü. 12 kadar İsrailli'nin de yaralandığı operasyon Güney Lübnan'daki "güvenli bölge" denen işgal şeridinde meydana geldi. Siyonistler bu saldırılara misilleme olarak Lübnan köylerini bombardımana tuttu. 5 Haziran günü de Güney Lübnan ordusuna ait 15 kişilik piyade grubu Yarmak- Ayşiyye yolunda pusuya düşürüldü, bu operasyonda 1 asker ölürken iki tanesi de yaralandı.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)

Bahreyn Hükümeti Olaylardan İran'ı Sorumlu Tutuyor

İran, Bahreyn hükümeti tarafından yapılan suçlamalar nedeniyle Bahreyn Büyük Elçiliğini 6 Haziran'da geri çağırdı. Bahreyn Hükümetinin suçlamasına göre, Holifa rejimine karşı ülkede muhalif gruplar Tahran tarafından yönetilmektedir. Ancak İran bu suçlamayı sert bir dille yalanlayarak bu suçlamaların Körfez bölgesinde işlerin kötüye gitmesinin sebebi olarak Amerikan kökenli, İran'ı karalama kampanyasının bir parçası olduğunu belirtti.

(Crescent, 16-30 Haz. 1996)