“Ben Müslümanlardanım” Diyenlerin Dergisi

Bünyamin Doğruer

Tevhide, adalete, özgürlüğe adanmış kalemler, fikir putları için en keskin kılıçlardır. Batmış, yok edilmiş, yozlaşmış, değersizleştirilmiş insanlık, böyle kalemlerle hayat bulup kendine gelecek, fıtratına dönecek.

“Söz” adı ile Nisan 91’de siyah beyaz baskı halinde yayın hayatına başlayan ve sonra Haksöz olarak devam eden dergi, o günden bugüne dek ayakları kaymadan, Kur’an’ın aydınlığında yürümeye devam ediyor. Onca yıldır yayın hayatını sabırla sürdüren Haksöz, çıkarken verdiği sözü tutmuştur. Fussilet Suresinin 33. ayetini bayraklaştırarak Allah’a çağıran ve sadece Müslüman olarak isimlendirilmelerini yeterli gören kardeşlerimizin emeğiyle günümüze kadar aksamadan emin adımlarla; kalıcı, derinlikli kuşatıcı çizgisini sürdürüyor. Emeği geçenlere, zihin-yürek teri dökenlere teşekkür ediyor; onları kutluyorum.

Haksöz’ün çizgisi, evrensel anlamda Müslümanların sorunlarını vahyin ışığında tartışan, onlara çözüm bulmaya çalışan, öneriler getiren eleştiri ve istişareye dayalı bir üslup içerisinde vahyî doğruların gereği gibi kavranması, sosyalleştirilmesi ve hâkim kılınması noktasında seyretmektedir.

Özellikle Kur’ani kavramların gündemleştirilmesi, insanımızın, düşünsel-zihinsel anlamda yeniden inşası, var olan cahiliye tortularının giderilmesi, inançların bidat ve hurafelerden arındırılması, ıslah edilmesi, dengeli bir şahsiyet oluşturma noktasında Haksöz’ün üzerine düşen görevi, uyarıyı yaptığı kanaatindeyim. Öte yandan dünya Müslümanlarının dertleriyle hemhal olup tevhid-adalet-özgürlük uğruna verilen mücadeleleri gündeme taşıyarak, Müslüman halkların azmini, cehdini kararlılığını yükseltmede ciddi katkılar sağlamıştır. Haksöz vahyin doğrularını gündemleştirirken birçok çevrenin, hiziplerin, tasavvufi yapılanmaların, mezhepçilerin, sistemin saldırılarına maruz kalmıştır. Ama bu karargâhta yer alan samimi kardeşlerimiz, kınayıcıların kınamasından ve baskısından çekinmediklerini, korkmadıklarını her fırsatta dile getirmişlerdir. Hakikatin şahitliğini yapmada ve her türlü sapkınlığa, şirke, zulme, baskı ve dayatmalara karşı durmada iyi bir duruş sergilemiştir Haksöz.

Dergi var, sapla samanı karıştırır. Dergi var, gelenek ve atalar dininin esintilerini aktarır. Dergi var, önüne gelene çamur atar, çamurla yatar çamurla kalkar. Dergi var, samimi Müslümanlara iftira kampanyaları düzenler. Dergi var, boyuna amigo yetiştirir, taraftarlarını şartlandırır. Dergi var, okuyucusunun kalbine karabulut gibi çöker. Dergi var, Ehli Sünnetçiliğin temsilciliğini üstlenmiştir. Dergi var, işi gücü belli mihraklara yalakalık yapmaktır… Bir de başka tür dergi var, Müslümanların elinde iyi bir silahtır, vahyi kuşanıp, cehaleti kalbinden vurur. İşte Haksöz böyle bir dergi…

Özellikle ülkemizde, malumunuz yıldız kayması gibi bir görünüp aniden kaybolan dergiler çoktur. Dergiler çöplüğüne dönen bir ülkedeyiz. İstikrar dergicilikte çok önemlidir. Bu ülkede Müslüman kesim, dergicilikte bir hayli zorlanmıştır. Birçok derginin ömrü kısa sürmüştür. Ama Haksöz aksamadan, ayakları dolaşmadan, dili tutulmadan bugüne kadar geldi. İnşallah bu uzun soluklu yürüyüşüne devam eder.

Dergi ve insan ilişkisi çok önemlidir. Sürekli bir alışveriş vardır. Haksöz, Kur’an’ın aydınlığında Kur’an’ın mesajını iletmede, hakkın şahitliğini yapmada, olaylara, eşyaya, hadislere, vahyin ölçüleri doğrultusunda bakıp değerlendirmede çok hassas davranmıştır. İnsanlara bu doğruları vermeye çalışmıştır. Fikir ve düşüncede olduğu kadar, edebiyat ve sanat noktasında da kaliteli ürünleri hep okuduk, bundan sonra da okuyacağız.

İyi bir dergi, iyi bir karargâhtır. Kalemler orada eğitimini görür, fikirler orada filizlenir. Geleceğin planı orada yapılır. Akılla vahiy arasında kopmaz bağı kuran bu karargâhtaki kardeşlerimizin iyi işler başardıklarını düşünüyorum. Değil mi ki şahitlik etmek sorumluluk üstlenmektir. Olaylara, Müslümanca bakmanın temellerini atan Haksöz olmuştur. İlkeli bir duruş sergilemiştir.

Ben de şahsen bu ilkeliliğinden dolayı âcizane ürünlerimi senelerdir Haksöz sayfalarında yayımlamaya gayret ediyorum.

Haksöz’ün orijinalliği her konuda belirgindir. Kur’an’ı anlamanın öneminden tutunuz, tarihî ve sosyal gelişmeleri özgün bir biçimde yorumlayarak okuyucuya yeni ufuklar kazandırmaya çalışmaktadır.

Modern çağa söyleyeceği daha çok sözü var Haksöz’ün. Düşünce hayatımıza getirilen bu ses, bu söz, değerlerimize bağlı, İslami toplumsal dönüşümün altyapısını kuracak ve İslam’ın sosyalleşmesini hızlandıracaktır.

Haksöz, İslam ideali taşımaktadır. Haksöz bir mekteptir. Vahyin doğruladığı, onayladığı düşünceleri gündemleştiren bir akımdır. Özellikle toplumsal düşünce hayatının İslam’dan bir hayli uzaklaştığı bir çağda doğmuş ve tam 25 yıl İslami düşüncede aksiyoner bir şekilde düşünce- eylem bütünlüğü içinde ağırlığını duyurmuş, ayırt etmeden toplumun her kesimine dava bilincini iletmeye gayret etmiş onurlu bir tefekkür kalesidir. En netameli günlerde, dönemlerde bile mümin yüreklere umut ve ışık olmuştur.

İslami düşünce doksanlarda yeniden kurulurken, her türlü sapmadan, bidatlerden, hurafelerden, atalar dininden uzak, vahiyden beslenen ve Kur’an’dan taviz vermeden, açık ve net dava yolunu gösteren bir misyon üstlenmiştir.

Haksöz’ün İslamcı neslin yetişmesinde tesiri küçümsenemez ve inkâr edilemez. Özellikle İslam idealini taşıyan üniversiteli gençlerimiz bu derginin tesirinde kalmıştır. Bu noktada Haksöz ekibinin hakkını teslim etmek gerekir.

Velhasıl Haksöz’ün ortaya çıkışı, yayın hayatını istikrarlı bir şekilde sürdürmesi bu ülke için bir lütuf ve mutluluk kaynağıdır. Şunu da ilave edelim ki bu ifadelerimizden hiçbir yanlış anlaşılmaya mahal vermeden, bir gerçeği hatırlatalım. Elbette insan melek değildir, hatasız değildir. Zaman zaman okuyucuların katılmadığı, yorum farklılıkları, değerlendirmeler mutlaka olmuştur. Eleştiriler yapıcı olunca, istişareler bir ahlak halinde insani ilişkilere damgasını vurunca daha kuşatıcı, derinlikli, herkesi konuşabilen bir dergi olma noktasında mesafe alacak, yol kat edecektir. Böyle olması da gerekir. İstişare ve yapıcı eleştiri Müslümanlar için vazgeçilmez bir gerekliliktir.

Tüm bu gerçeklikler ışığında, vahyin doğrularını zihinlere, kalplere işlemek adına, her türlü fedakârlığı göze almaktan çekinmeden, bu mektepte aşk ve şevkle çalışmaktan bir an bile geri durmayan kardeşlerimizi kutluyorum.

Haksöz ile daha nice yıllara diyerek dua ediyorum.

Rabbim ayaklarımızı kaydırmasın! Bizleri şahitlerden ve şehitlerden eylesin!