8 Mart'ın Hatırlattıkları

Haksöz

Hiç kimse müslüman kadına birkaç altın öğüt (!) sunup cennete gideceğini vadederek kızların beyinlerini kilitlemesin çeyiz sandıklarına.

Hiç kimse engel olmasın taze beyinlerin asırların uyuşukluğundan silkinme gayretine, yani müslüman kadının intifadasına...

Hiç kimse kızmasın, asırların şablonuna uymuyor diye müslüman kadınlar.

Kızmasınlar, çünkü "olan" ayrıdır "olması gereken" apayrı. Değerlerin kokuştuğu bu dünyada, bu nedenle varolan içselleştirip, idealin önüne set çekilmesi.

Set çekilmesin, çekemezler de. Çünkü müslüman kadının aktivitesinin dondurulduğu asırlar geride kalıyor artık. İslam'ın ısıttığı bilinçler kurşun gibi iniyor hayatın ortasına.

Anneler! Kızlarınız çeyiz yerine direnişi işliyorlar nakış nakış kalplerine. Kızım örmüyor, işlemiyor, çeyiz yapmıyor demeyin sakın. Yeni bir toplumsal model örüyorlar ilmek ilmek. Haydi sizde katılın.

Tartışadururken birileri kadının sesini, müslüman kadınlar haykırıyor: "Zulme Karşı Direneceğiz". Fitnenin gerçek kaynağını gösteriyorlar, birileri kendilerine fitne unsuru diye bakarken.

Tarihin yazgısını değiştirmeli diyor müslüman kadın. Nesnelikten çıkıp özneliğe koşuyor. Çünkü cümleler onunla başlıyor. "Müslüman kızlar gözaltında", "Müslüman kızlar coplandı" diye.

Vitrine çıkmak için değil, değiştirip dönüştürmek için iniyorlar hayata. Madem ki zulüm kadın erkek dinlemiyor, o halde biz de varız direnişte diyerek, birbirlerinin velisi oluyor müslüman erkek ve kadın. Vahyin şahitliğini üstleniyorlar; zulme, zorbalığa ve cahiliyyeye karşı.

Meryem'in iffetini takınıp çıkıyorlar tarih sahnesine. Tahtını bırakıp mesaja koşan Belkıs gibi koşuyorlar Kur'an'ın aydınlığına. Tahtlarını değil ama ezilmişliklerini, çaresizliklerini bırakarak koşuyorlar. Joplanırken, sorgulanırken, gözaltılar ve tutuklanmalar yaşarken Peygamberin siretini daha iyi anlıyorlar; Mekke'yi, Sümeyye'yi, Ammar'ı, Habbab'ı, Bilal'i...

Anneler bir yandan çocuklarıyla eğitiliyor, bir yandan da çocuklarımızı salacağımız toplum... Çocuklarımız bir başka büyüyor artık. Sadece çocuk değil, değerlerimiz, kimliğimiz, İslami yaşantımız da beslenip büyütülmeye muhtaç. Bazı annelerse kızlarını direnişten engellemeye çalışıyorlar. Zararı yok, çünkü aileleri tarafından engellenenler, ilk önce kelime olarak örecekler direnişi.

Müslüman kadınlar izm'lerin kalıplarına meydan okuyarak kadın-erkek ayırımı yerine adil-zalim sınıflamasını yapıyorlar. Bu nedenle dua için açılan eller gibi kaldırılan yumrukların da bir kısmı müslüman kadına ait...

Ve Kur'an aydınlatıyor önümüzü. Kadın-erkek, yaşlı-genç yollara dökülüyoruz. Biz yürüdükçe karanlığın üstüne aydınlık galip geliyor.