Bir çocuk perdenin gerisinde hareket eden kuklaları seyrettiğinde onların kendi gücüyle bu hareketleri yaptığını zanneder. İpin ucunun başkasının elinde olduğunu ve kuklanın sadece o kişinin parmaklarının hareketleriyle öyle oynadığını nereden bilecektir? Bu istiareden yola çıkarak, özellikle 2 yıla yaklaşan bir sürede Filistin/Gazze’de Siyonist İsrail tarafından devam eden vahşi soykırım ile aynı habis ur tarafından 13 Haziran 2025 günü İran’a yönelik saldırıda ABD Başkanı Donald Trump’ın, “İsrail'in İran'a yönelik saldırılarında ABD'nin bir rolü yok.” Dışişleri Bakanı Marco Rubio da, "Bu gece İsrail, İran'a karşı tek taraflı bir harekette bulundu. İran'a yönelik saldırılara dâhil değiliz” münafıklığını gösterseler de, hem Filistin/Gazze’de işlenen vahşiliğin hem de İran’a saldırının perde gerisinde İsrail kuklasının ipi elinde olan ABD’nin kirli/kanlı parmakları ve hesaplarıdır.

Noam Chomsky bir mülakat sorusuna verdiği cevapta: “İsrail küçük bir devlet değil, dünyanın süper gücünün bir mülhakatıdır ve ABD’nin izin verdiği şeyleri yapıyor.” diyerek bu alçak kaideyi deşifre ediyor.

İkbal Ahmed’in, İsrail’in uzun vadede geleceğinin olamayacağını, söylediği cümlesi üzerine Chomsky: “ ABD, Ortadoğu üzerinde herhangi bir dış gücün sağlamak isteyebileceği kadar kontrol ve tahakküme sahip. Oradaki karakolumuz İsrail, açık bir farkla ana askeri, teknolojik, endüstriyel ve hatta finansal merkez. Bölgenin dev petrol kaynakları çoğunlukla aile diktatörlüklerinin, ABD’ye oldukça bağlı ve onun çıkarlarına tabi olan zalim tiranlıkların elinde... Eğer çok uzak bir zamanda, İsrail’in artık ABD’nin amaçları için gerekli olmadığı anlaşılırsa, İsrail’e olan desteğimiz son bulacaktır.”¹ Bu bağlamda İsrail seçilmiş bir millet değil, seçilmiş kukla bir ülkedir. Bütün bu gelişmelerde kanlı ipi ve parmakları görmeyenler perdenin gerisinde hareket eden kuklaları kendi gücüyle bu hareketleri yaptığını zanneden çocuklardan farkları olmayanlardır.

Filistin/Gazze’de devam eden katliam ve şimdi de İran’ın İsrail tarafından vurulması üzerine İsrail kabadayılığının gerisindeki ABD aklını görmeyen hiçbir Müslüman hatta insan kalmadı denilebilir. Fakat ABD’ye oldukça bağlı ve onun çıkarlarına tabi olan zalim tiranlıklar hala köleliklerine bir son veremiyor ABD’ye Ortadoğu’dan defol diyemiyor, Taha Abdurrahman’ın yerinde ifadesiyle: “cizye ödemeye ve bey’at etmeye” devam ediyorlar.

Selahaddin E. Çakırgil Star Gazetesindeki ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh, Müslüman coğrafyalarının tamamıdır.' başlıklı yazısının giriş cümlesi  “Saldırgan, küçük Siyonist İsrail rejimi değil başta Amerikan emperyalizmi olmak üzere, AB ülkeleri ve diğerleridir...”son derece kıymetlidir.

1970’li yıllarda Türkçeye çevrilen “İslam’ın Dünya Görüşü”² adlı eserinde şehid Seyyid Kutub: “Talihsiz beşeriyetin kurtuluş yolu; herhangi bir grupla birleşip diğer insanları yok etmek ve hâkimiyet hakkının tamamını bir kısım insanlara vermek değildir. Böyle bir halin kabul edildiği dünyada yapılacak olan bütün savaşlar başkalarının arazisinde yapılacaktır. Türkiye, İran, Irak Suriye, Mısır ve Afrika’nın kuzeyi harbin bütün dehşetini yayacaktır. Çatışmaların merkez sıkleti Pakistan ve Afganistan olacaktır. Abadan ve Zahran’da, İran ve Arabistan’ın petrol merkezlerinde olacaktır...”öngörüsü duyulduğunda birçok kişi bu satırları görmedi ve/veya görmek istemedi. Yaklaşık 60 yıl sonra bugün şehid Seyyid Kutub’un söyledikleri ortaya çıkmış bulunmaktadır. Devlet Bahçeli’nin İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamadaki "İsrail’in terörist yönetimi ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz Türkiye hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkûm etmek için her fırsattan istifade etmenin peşindedir. Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye’dir.” açıklaması zamanlama olarak önemlidir.

Büyük İsrail hayali için perdelenmemiş nihai hedef Müslüman coğrafyalarının tamamıdır.  Başta siyonist İsrail olmak üzere bu hayale kapılmış tüm emperyalistlere karşı ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh, Müslüman coğrafyalarının tamamıdır.'